Çocukların yoğun ekran kullanımıyla büyümesi aileleri endişelendirse de sosyal beceriler yönünden yapılan yeni bir araştırma, yüreklere su serpti. Ohio State Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada, yeni neslin eskilere göre daha az sosyal olmadığı tespit edildi. Girişkenlik gibi özelliklerin bir miktar arttığı bile öne sürüldü.
Ekrana uzun süre bakmanın sosyal beceriler üzerindeki etkisi, ailelerin merak ettiği konulardan biri olarak zaman zaman uzmanların gündemine geliyor. Yeni yapılan bir araştırmada, ekran sürelerinin artmasının gençleri sosyal beceriler yönünden geride bırakmadığı tespit edildi.
Araştırma odağı olarak anaokulundan beşinci sınıfa kadar takip edilen çocukların sosyal becerileri hem aileleri hem de öğretmenleri tarafından değerlendirildi. Arkadaşlık kurma ve farklı insanlarla iyi geçinme becerilerin ele alındığı çalışmada, öfke kontrolü gibi öz-düzenleme becerileri de dahil edildi. Sonuçlara bakıldığında, tablet ve akıllı telefonlarla büyümenin sosyal becerilerin gelişmesine olumsuz etki ettiğine dair az kanıt olduğu, hatta yeni neslin eskiye göre bir miktar daha girişken olduğu belirtildi.
Çevrimiçi oyunlar ve sosyal ağlar istisna!
Araştırma bulguları arasındaki bir detay ise ayrıca vurgulanıyor. Günde birçok kez çevrimiçi oyunlara bağlanan ve sosyal ağ sitelerinde dolaşan çocuk ve gençlerin sosyal becerilerinin daha düşük olduğu ifade ediliyor. Online oyunlar ve sosyal ağlarda başkalarıyla irtibatta olmanın sosyal becerileri arttırabileceği yanılgısı konusunda aileler uyarılıyor. Bu noktada dijital dünyada çocukları ve gençleri bekleyen tehlikeler hatırlatılıyor ve aile denetiminin şart olduğu belirtiliyor.
Diğer yandan, uzun ekran süreleri çocuk ve gençlerin fiziksel hareketliliğini kısıtladığı ve bunun fiziksel sağlık yönünden olan riskleri artık biliniyor. Uzun süre bilgisayar başında oturmanın, tablet ve akıllı telefonlara bakmanın kas-iskelet sistemine ve göz sağlığına olumsuz etkileri, ayrıca çocukluk çağı obezitesi ile bağlantısı konusunda uzmanlar aileleri sıkça uyarıyor. Nörobilim açısından uzun vadede olan etkiler ise henüz bilinmiyor.
Sosyoloji profesörü Douglas Downey, teknolojinin çocuk ve gençlere bir miktar özerklik sağlamasının ailelerde bir nevi ahlaki paniğe sebep olduğunu söylüyor ve her kuşağın yeni kuşak hakkında endişelenmesinin doğal bir eğilim olduğunu belirtiyor. “Ekrana dayalı teknoloji korkusu, teknolojik değişime yönelik en güncel paniği temsil ediyor.” diyen Profesör Downey, teknolojik değişimin çocuk-ebeveyn ilişkisini zayıflatmasının da bu eğilimi arttırdığı hatırlatıyor.
Uzmanlar, yeni neslin hem yüz yüze hem de online iletişim becerilerinin gelişmiş olacağını söylüyor. Ekran süreleri ve içerik konusunda aile denetimi şart olurken, dijital araçların tamamen kısıtlanmasının gerçekçi olmayacağı belirtiliyor. Yeni kuşağı korumanın yolu olarak aile içi etkili ve akıcı iletişimi korumak ve gerektiğinde bir uzmandan yardım almak öneriliyor. Araştırmalar henüz yüz yüze iletişim becerilerini değerlendirse de dijital-sosyal beceriler konusunun da gelecekte ayrıca ele alınması gerektiği görülüyor.
Referanslar: “Time on screens has little impact on kids' social skills, study suggests” (2020) Ohio State University. Şuradan alındı: https://www.sciencedaily.com/releases/2020/04/200413103532.htm
YORUMLAR