1800'lü yıllarda, kimi Amerikan erkekleri, müstakbel eşlerine dikiş yüksüğü verirdi; düğünden sonra, yüksüğün uç kısmı kesilerek yüzük yapılırdı. Bir İngiliz geleneğine göre ise çift, bir parça altın ya da gümüşü iki partnerin de saklaması için ikiye böler ve sonrasında nişanı resmileştirmek için bir kadeh şarap içerdi.
Alyansların izini 13.yy Roma’sına dek sürebiliyoruz; Papa Innocent III’ün nişan ve evlilik arasında zorunlu bir bekleme süresini uygulamaya sokmasından sonra Hristiyanların bu geleneği benimsemelerine dek. Yüzükleri, önce demirden sonra ise altından yapılan basit halkalardı. Alyansı sol ele takma geleneği ise iddialara göre Yunanların ve Romalıların yüzük parmağından doğrudan kalbe giden ‘Vena Amoris’ adındaki özel damar inançlarından geliyor.
Pırlantalar ise sonradan eklendi. Avusturyalı Arşidük Maximillian, müstakbel eşine parlak mücevher hediye ettiği – 1477 yılında – bilinen ilk erkektir; fakat parlak taşlar, 1930lardaki De Beer’in büyük pazarlama atılımına dek aristokrat olmayan kesimde popüler olmamıştır.
Aatlantic’e göre, 19.yy’ın sonlarında, Güney Afrika’daki büyük elmas madenlerinin keşfinden sonra, De Beers, hem arzı hem de talebi manipüle etti. Firma, yatırımlarını koruyabilmek ve elmas fiyatlarını yükseltebilmek adına elmasların nadir ve tabiatları gereği değerli olduğu yanılgısını sürdürme stratejisini uyguladı. Sonrasında elmas endüstrisini kontrol altında tutabilmek için bir kartel oluşturdu ve elmasları statü sembolü olarak pazarlayabilmek için New Yorklu bir reklam ajansı ile çalışmaya başladı. Ve yapılan reklam kampanyaları sonucunda tüketicilerin pırlanta yüzükleri aile yadigârları olarak görmeleri sağlandı.
Yani buradan şöyle bir sonuca varabiliriz belki de büyükbabalarımız ya da büyükannelerimiz reklamlara duyarlı olmasalardı eğer, parmaklarımızda dikiş yüksükleri ile dolaşıyor olabilirdik.
Bu yüzükleri görmeden evlenmeyin!
Yeni evlenecek çiftler için en güzel yüzük modelleri!
YORUMLAR