Kadınlar neden birbirlerini kıskanıyorlar? Erkeklerini neden birbirlerinden sakınıyorlar? Niye kendine bağlama, elinde tutma yolları arayıp duruyorlar? Niye aldatıldıklarından şüpheleniyorlar? Aldatılıp aldatılmadıklarına dair işaretler arayıp duruyorlar? Eğer o bevliyeciyi tanımasaydım, diğer bir takım sorularla beraber, tamamının tek bir cevabı olduğunu asla bilmeyecektim. İksir’i yaratmamı kaçınılmaz hale getiren, işte bu cevaptır.


Niye mi ürolog değil de bevliyeci diyorum? Masasının üzerindeki isimlikte Bevliye Uzmanı yazdığı için. Biraz eski kafalı bir adamdı. Eski kelimeler, yöntemler kullanmasından biraz etkilendiğimi itiraf edeyim. Nasıl mı tanıştık? Anlatayım.


Biri eczanede reçetesini unutmuştu. Bir hafta olmuştu ve gelip geri almamıştı. Üzerine alkol damladığı için ismini okuyup sistemden adresine, telefonuna ulaşamıyorduk. İlaç mümessili gelip bize bırakacağı beleş kolileri yanlışlıkla arka sokağa düşen hastanedeki üroloğa bıraktığını söyleyince, o ürolog da bizdeki reçeteyi yazan doktor olunca iş bana düştü. Eczacı:


“Haydi Sevil, bir koşu al da gel” dedi.


Patrona “Kolaysa sen al da gel, taşıması kolaydı sanki” diyemediğim için önlüğü çıkardım. Önlüğü çıkarınca gözüne güzel görünmüş olmalıyım ki, mümessil bana alıcı gözle bakıp


“Sizi bırakayım; yani, kolileri getirmenize yardım edeyim, sonuçta benim hatam” dedi.


Eczacı onun niyetini anlayıp anlayışla gülümsedi. İlaç mümessiliyle eczacı kalfasının aşkı! Kendine yakıştıracak değil ya mümessili, o doktorlara layık tabii. Davul bile dengi dengine. Bir keresinde gedikli müşterilerden biriyle konuşurken bu lafı söylediğini duymuştum. O kendini ilaç mümessillerine layık görmüyor, gelgelelim doktorlar da onu kendilerine değer bulmuyorlar. Yoksa çoktan bir doktoru olurdu.


Bevliyecinin hastasının çok olmasını bahane edip mümessili gönderdim. Odaya girerken biraz sıkıntılıydım, yeni koliden ilaçları bu kez nasıl araklayacağımı düşünüyordum. Doktor Selim,


“Rahatsızlığınız neydi hanımefendi?” deyip kısık bir kahkaha atınca bir an rahatladım.


Ben de güldüm. Orada bulunma nedenimi açıklayınca,


“Buyrun” dedi, masasının önündeki koltuğu göstererek.


Kalkıp hafif paslı, açarken gıcırdayan demir dolaptan ilaç kolisini çıkardı.


Teşekkür edip kalkıyordum ki çapkınca bir tavırla,


“Hemen gideceğinizi bilseydim, kolinizi bu kadar çabuk vermezdim” dedi.


Ne diyeyim? Ürolog odasında bir kadın, flörtleşen bir kadınla bir doktor.

Tek kapısı açık eski dolaptaki beş bedava koliyi görünce, sözler kendiliğinden ağzımdan çıktı.


“Unutulmuş ikinci bir reçete vardı galiba. Yarın öğle üzeri müsaitseniz getirmek isterim.”

“Memnuniyetle, yarın öğle üzeri bekliyorum.”


Bir doktor, bir eczacı kalfasıyla ne yapar? Vakit geçirir, eğlenir, egosunun saçlarını taratır. Doktor Selim de bunların hepsini yaptı. Fakat yaparken benim kimya bölümünü üçüncü sınıfta terk ettiğimi, hafif bir iş yapmak, fazla sorumluluk alıp stres yüklenmeden çalışmak için eczanede işe girdiğimi, akşamları ve hafta sonları evdeki küçük atölyemde gerçek parfüm yaptığımı, bu parfümleri internet üzerinden sattığımı öğrenince pek etkilendi. Kadınların onu keşfetmeye, fethetmeye çalışmasına alışmış adam, beni keşfetme, fethetme çabası içine girdi.

Ne o? Siz de şaşırmış gibisiniz. "Eczacı kalfası" deyip geçiyordunuz değil mi? Şimdi, ürettiğim parfümleri merak ediyorsunuz. Ama benim canım şu an parfümden konuşmak istemiyor. Ancak şu kadarını diyeyim. Parfüm konusundaki bilgi ve tecrübem, İksir’i yaratmam, pazarlamam ve satın alamayacak durumdaki kadınlara elde ettiğim gelir sayesinde ulaştırmam konusunda bana çok yardımcı oldu.


Doktor Selim, onu tanıdığımda özel bir hastaneyle anlaşma imzalamak üzereydi. En az sorumlulukla ama daha fazla kazanmak istediğimi söyleyince, bana hastanedeki sekreterlik işini ayarladı. Böylece karşı komşuyla, bakkalla sınırlı kalmayacaktım. İksir’i hak eden erkeklerin adreslerini tespit edebilecektim. Bu arada günlük, aylık ve ömürlük etkili üç çeşit İksir yaratma çalışmalarımı hastanenin imkânlarıyla daha rahat gerçekleştirebilecektim. Duruma ve ihtiyaca göre gereken İksir’i kullanacaktım.


Doktor Selim’le ilişkimiz ilerlerken, kadın-erkek ilişkileri üzerine sohbetlerimiz derinleşiyordu. Bir gün bana dedi ki:


Bunu kadınların anlaması imkânsız. Penis sürekli hareket halindedir. Kadın görünce, düşününce, hayal edince, hatta kadın sesi duyunca bile heyecanlanır. Erkekler de hep onun hareketlerine göre hareket eder. Yani onu dinler, o ne derse onu yapar.”


Mademki kadınlara karşı olan her şey penisin istemsiz hareketleri yüzündendi, o halde şuursuz pipi imparatorluğunu ele geçirme zamanı çoktan gelmişti.


4. bölüm 22 Ocak 2018 Salı hthayat.com’da...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Dr . Selim bu deneyi bak ediyor bence
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.