“Bu hayat bana, insanların çoğunun gülemediği için ağladığını, susamadığı için konuştuğunu ve laf olsun diye yaşadığını öğretti.” (Chuck Palahniuk)


Adamın biri bir gün camide yere oturmuş, başını da dizlerinin üstüne koymuş uyukluyormuş! Derken Hızır Aleyhisselam adama yaklaşmış, “sen nasıl bir insansın, camide ibadet edeceğine uyuyorsun” diye çekiştirmiş adamı. Adamcağız hiç başını kaldırmadan, “bana bak burdan çek git yoksa senin Hızır Aleyisselam olduğunu herkese söylerim” demiş. Hızır Aleyhisselam apar topar Allahın huzuruna çıkmış. “Allahım, ben senin sevdiğin kullarını bilirim, ama bu kim ben bilmiyorum” demiş. Allah senin bilmediğin ve benim sevdiğim kullarım vardır/çoktur demiş!


Ya üzdüğünüz kişi böyle seçilmiş birisiyse? Yaşadığım ve yaşıyor olduğum tüm sıkıntılara rağmen, aldığım her nefes için şükrediyorum. Beddua ettiğimizde melekler âmin diyor. Ve dileğimizin bize dönmesi için de âmin diyorlar. Yani ağzımızdan çıkan her dua, beddua vs. dönüp dolaşıp bize geri geliyor. Tanrının adaletini sorgulayacak kadar gelişmiş bir beynimiz yok. Adaletsiz gördüğümüz her şeyin içinde gizli bir adalet sisteminin dönmediğini bilemeyiz. Herkesin bakış açısı farklıdır. Kimi şükreden, kimi niye yetineyim diyen, kimi adaletli olalım, ben de zengin olayım diyen vs. bir sürü farklı görüş. Zengin de olsan, fakir de olsan gideceğimiz yer belli. İşte orada hepimiz eşitiz. Toprak altı kefen kostümlü olacağız hepimiz.


İnsan kalbin de ne taşıyorsa, dünyaya bakınca da onu görürmüş. Dünyayı kirleten yine bizleriz. Ne ömrün kıymetini bildik ne de gönlün. Geri kalansa sadece hüzün. Uğurlarına hayatımızı verdiğimiz hiç bir şey farkına varamadığı gibi, biz de kendimizi anlatamadık ve anlattırmadılar. Zaman da vermediler/bulamadık da zaten. Bizler gül değil gül bahçesini vermek istedik yanlışı orada yaptık. O yüzden aynaya bir daha bakmak gerek. Çünkü insanoğlu zalimdir, eliyle başını okşar diliyle zehir akıtır. Kendini önemsemeyen önceliklerini başkalarına verip kendini ikinci plana atan insan sevilmiyor, değer de görmüyor. Başkalarını da mutlu et ama bunu kendini hiçleştirmeden yap.


Bir gün rahatsızlık geçirdim kendimi hastanede buldum. Herkese koşturmaktan kendimi unutmuşum. Sancılar içindeyim hayatla mücadele ediyorum. Sonra baktım ki koşturduğum kimse yanımda değil. Bu hastalanmam aklımı başıma getirdi. Değişiyor insan, ben artık herkese evimin, dilimin ve gönlümün kapısını açmıyorum. İçimden geçeni söylemiyorum kırıldığımdan beri en yakınımdakilere bile. Tatlı söze aldanmıyorum uzun zamandır, samimiyet konusunda da epey yol aldım. Affedemediğim şeyler var ama yine de teşekkür ederim gözümün açılmasında emeği geçen herkese. Harcadığın nefes sana gösterilen sevgiye değsin ve unutma ki yaptıklarınla değil hep yapmadıklarınla eleştirilirsin…


Hülya Çakıcı




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.