Olayın üzerinden neredeyse 24 saat geçti; hala ölen asker sayısı hakkında net bir açıklama yok. Rakamlar havada uçuçuyor, biraz önce bir medya; yerel kaynaklara dayanarak açıkladı: 20 asker ölü, 12 asker rehin... Bir başkası ölü rakkamını 30 olarak bildiriyor. 37'ye kadar çıktı rakkam. Konu hassas, hem de çok ... Yurdun dört bir köşesinde yürekler ağızda bekleyiş sürüyor.





Dün saat 18:00'de Reuters'a düşen Dağlıca haberine rağmen, 19:00'da Konya'da oynanan Hollanda-Türkiye maçına Başbakan Davutoğlu'nun şehit çocuğu ile gövde gösterisi yapması, yürekleri dağladı. Davutoğlu'nun Dağlıca'dan haberi olmadığını iddia edenler kadar, haberi olduğu halde organizasyonu bozmamak için çabaladığını söyleyenler de çoktu sosyal medyada... Yani bile bile, gözleri yaşlı o şehit çocuğunun elinden tutup, tribünlere oynamak...Korkunç! "Sizin hiç babanız öldü mü?" diye sorar Cemal Süreya, bir şiirinde ve hemen ekler: "Benim bir kere öldü kör oldum." Zavallı çocuk!






Maçın yarısında sahneden çekilip Ankara'ya yola çıkan Başbakan'ın ardından Cumhurbaşkanı, canlı yayında, bir gazetecinin (!) sorularını yanıtladı uzun zaman... Hürriyet'in twittlediği 400 vekil, meselesini de jet hızıyla yalanladı. Hürriyet, sözkonusu twiti geri çekti. Fakat yine sosyal medyadan öğrendik ki; 200 kişi Hürriyet Gazetesi önüne toplandı. Olay neyse ki büyümedi... Ama 60 yıl önce 6-7 Eylül olaylarının yaşandığı bu ülkede, 6 Eylül akşamı da benzer görüntülerin yaşanabileceği ihtimali, çok düşündürücü ve korkunç!





Önce 400 vekil söylemi ve Hollanda-Türkiye maçı, daha sonra Hürriyet baskını derken, başta sosyal medya olmak üzere çok şey tartışıldı, konuşuldu. Genel Kurmay'dan beklenen açıklama ise, gece yarısı 02:00'de geldi. Açıklamada; kaç bomba imha edildiği, kaç zırhlı aracın ağır hasar gördüğünü öğrendik, ama kaç canın gittiğini öğrenemedik.





Şehit ve yaralı sayısının verilmediği resmi açıklamada, "06 Eylül 2015 günü Dağlıca-Yüksekova yolunun ulaşıma açılması maksadıyla yürütülen operasyonda üç adet El Yapımı Patlayıcı bulunarak imha edilmiştir. Operasyonun devamında yola döşenen diğer El Yapımı Patlayıcıların patlatılması ile iki zırhlı aracımız ağır hasar görmüştür. Patlama neticesinde Kahraman silah arkadaşlarımızdan şehit ve yaralananlar olmuştur" denildi.



Dün gece sabaha döndüğünde ise bekleyiş sürüyordu. Bugünkü yazılı medyaya bakınca; 5 gazete, Dağlıca baskınını görmedi, Sabah Gazetesi kayıp sayısını 15 olarak verdi. TV ve radyolardan konuyla ilgili bilgi almak mümkün değil. Sosyal medyada paylaşılan haberlerden anlaşılan ise sadece bir şehit açıklanmış. Hayatını kaybeden yarbayın Bursa'daki ailesine haber verilmiş.





Bu yazıyı yazdığım saatlerde, olayın üzerinden neredeyse 24 saat geçti... Kitle iletişimine sansür, futbolun afyon etkisi, çaresiz anne-babalar ve onlarca gencin kanı... Hem gazeteci hem de anne olarak kaygılıyım.





Bir yanda; kamuyu eğlendiren, bilgilendiren, eğiten ve denetleyen medya, çok zamandır artık kamu adına hareket edemiyor, sosyal medya ise manipülasyon ve spekülasyona açık yapısı nedeniyle gerçek bilgiye ulaşma adına ürkütüyor. Diğer yanda ise Uğur Gürsoy'un karikatüründe olduğu gibi "Babam da sağolsun" diyen çocukların sayısı giderek artıyor; tıpkı yaygara koparan "karaktersiz babalar" gibi...





Üzgünüm.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.