İçimde geçen hafta bebeğimi görmüş olmanın mutluluğu ancak bir sonraki kontrolüme yani onu görmeme daha çok zamanın olmasının hüznü var. Hüzün de değil tam olarak aslında sadece onu görmek, iyi olduğunu bilmek istiyorum. Hareketlerini biraz daha net hissetsem belki değişecek durum ama ufak kıpırtılar var yalnızca. Bir de sırt üstü uyandığımda bazen karnımın bir yeri diğer yerine göre daha çok sertleşiyor ve şişiyor onun da bebeğim olduğunu düşünüyorum. Bu beni mutlu ediyor.

Bu haftalarda bebeğimle daha çok iletişim kurabildim. Birbirimize gün geçtikçe daha çok alışıyoruz. Bedenimde büyüyen bir canlının olduğunu daha net hissedebiliyorum ve ona daha çok sevgi, şefkat verebiliyorum. Üzgün olduğum anları onunla paylaşıyorum. En önemlisi hiçbir şeyi “bu böyle yapılır” bilgisiyle değil içimden geldiği şekilde yapıyorum.

Hamileliğim süresince bebeğimle nasıl iletişim kurabilirim?

Daha önce bahsetmiştim, bu süreçte aynı zamanda “Anneliğe hazırlık rehberi” başlıklı bir video röportaj dizisi hazırlıyorum. Bu doğrultuda konunun uzmanları ile benim de içinden geçerek öğrendiğim, merak ettiğim, bilmem gereken başlıklarda görüşmeler yapıyorum. Merak ettiğim konulardan biri de bebeğimle iletişim kurmaktı. Çünkü hamilelikte bebekle kurulan iletişimin doğum sonrasına yansıdığını biliyorum. Bu sebeple ilk haftalarımda iletişim kurmaya çalışmıştım ancak duygusal olarak bende bir karşılığı olmamıştı ve konuşamamıştım. Yalnızca elim hep karnımda. Hamile olduğumu öğrendiğimden bu yana bir eklenti gibi elim hep karnımda dolaşıyorum. Ancak bu yeterli miydi? Bebeğimle doğru iletişimi kurabiliyor muydum? İşte bu sorularımdan yola çıkarak bebekle bağ kurma konusunu hem Doula Esra Erkut Demiröz ile hem de Gelişim Psikolojisi Bilim Uzmanı Sinem Özen Canbolat yaptığım röportajlarda konuştum. Oradan şahane bilgiler edindim. Burada da bir küçük değinmek isterim...

Bebekle iletişim kurma konusunda Doula Esra Erkut Demiröz önce bebeği duymanın çok önemli olduğunu ifade etti. Bir bebeğin de her insan gibi öncelikle duyulma ve görülmeye ihtiyacı olduğunu sonrasında o bağın kendiliğinden oluşacağını, farklı bağ kurma ritüelleri ile de bu bağın daha da gelişeceğini söyledi. Her annenin bağ kurma şeklinin farklı olduğunu bu işin tek bir doğrusu olmadığını da ekledi. Bu bilgiler beni epey rahatlattı.

Gelişim Psikolojisi Bilim Uzmanı Sinem Özen Canbolat ise yaptığımız röportajda bebekle iletişim kurma konusunda şu ifadeleri kullandı: “Bebeğe konuşma kısmında herkesin yönetimi farklı olabilir; birimiz doğrudan konuşuyoruz, öbürümüz onunla birlikte dans ederiz, diğerimiz ona öykü okuruz, şarkı söyleriz, birlikte paylaşımlar yaparız, keyifli bir anı paylaşırız, belki daha içsel bir yerden bir paylaşım yaparız ama önemli olan aslında gün içinde zaman zaman aklımıza gelmesi. Elimizi bir karnımıza koymamız, orada olduğunu fark etmemiz, ona bir nefes göndermemiz veya zor bir şey yaşadığımızda ‘Bunun seninle bir ilgisi yok, bu benimle ilgili’ dememiz ve onu ayrıştırmamız...” Her iki röportajda da edindiğim bilgiler çok kolaylaştırıcı oldu. En önemlisi bu işin tek bir doğrusunun olmadığını bilmek, annenin içinden gelenin önemli olduğu bilgisi beni rahatlattı.

Hepimiz iyi ebeveynler olmak istiyoruz bu sebeple çok okuyoruz, araştırıyoruz, dinliyoruz ama önce kendimizi duyalım, kendi akışımıza izin verelim. Doğrusu bizim içimizde bunu unutmayalım…

Bu hafta yazımdan da anlayacağınız üzere yalnızca bebeğimle iletişim konusuna odaklıydım. Üzgün olduğum anlarda bunu ona ifade etmek, elimle ona daha da yaklaşmak, onunla temas kurmak beni en rahatlatan konuların başındaydı. Önümüzdeki hafta perinatolog ile görüşüp uygun güne randevu alacağım. Bu kez 3D göreceğim için daha da heyecanlıyım…

Haftaya görüşmek üzere…

Anneliğe hazırlık rehberi bölümlerine buradan ulaşabilirsiniz!

Gebeliğin 17. Haftasında Neler Oluyor?

Bir sonraki yazı 8 Mart 2023 Çarşamba hthayat.com'da!

Diğer tüm bölümler için tıklayın!