Renk algımız, retinamızdaki farklı türde koni hücrelerinin çeşitli dalga boylarındaki ışığa verdiği tepkilerle sınırlıdır. Retinamız, kısa (S), orta (M) ve uzun (L) dalga boylarına duyarlı koni hücrelerinden oluşur. Bu koniler sırasıyla mavi, yeşil ve kırmızı renk aralıklarına duyarlıdır. Bir nesneye baktığımızda o nesneden yansıyan ışığın bu üç koni tipini ne ölçüde uyardığına bağlı olarak belirli bir renk deneyimi yaşarız. Örneğin; bir portakal hem L hem de M konilerini belirli oranlarda uyararak, bizim “turuncu” olarak algıladığımız rengi oluşturur.


Ancak her bir koni tipi oldukça geniş bir dalga boyu aralığına tepki verdiğinden, bu üç koni tipi arasında bazı uyarım kombinasyonları doğada mümkün değildir. Örneğin; M konilerini uyaran orta dalga boyundaki ışık, aynı zamanda bir miktar L ve S konilerini de uyarır. Bu nedenle, doğal yollarla yalnızca M konilerini uyaran bir renk üretmek mümkün değildir. Ta ki şimdiye kadar.


James Fong liderliğindeki bir araştırma ekibi, retinadaki belirli koni hücrelerini uyararak yeni bir renk deneyimi oluşturmanın bir yolunu geliştirdi. Önceki araştırmalar, tek tek veya en fazla iki koni hücresini hedefleyerek uyarabilmenin mümkün olduğunu göstermişti. Ancak yayımlanan yeni bir araştırma, aynı anda binlerce retinal koni hücresini uyarırken yalnızca belirli bir koni tipini hedef almayı mümkün kılarak önemli bir ilerleme kaydetti.


Araştırmada "Oz" adı verilen bu teknikle beş katılımcının M konileri uyarıldı. Deneyin ardından katılımcılar, daha önce hiç görmedikleri bir renk deneyimlediklerini bildirdiler. Araştırmacılar, bu yeni renk deneyimini tanımlamak için "renk (color)" kelimesinin ortasındaki harflerden esinlenerek "Olo" adını verdiler. Uzmanlar, gerçekleştirdikleri renk eşleştirme deneyleriyle bu benzersiz rengin ton, parlaklık ve doygunluk özelliklerini belirleyerek, herkesin çıplak gözle görebileceği en yakın hedef rengi oluşturdu. Bu renk, aşağıdaki görselde sol kutuda gösterilen, oldukça doygun bir camgöbeği tonudur.





Gerçek Olo’yu Oz prosedürü olmadan deneyimlemek mümkün olmasa da, L konilerini adapte ettikten sonra bu camgöbeği rengini görerek Olo’ya yakın bir deneyim yaşamak mümkün olabilir. Bunu denemek için, sağdaki kırmızı kareye bakarak ortadaki artı işaretine 30 saniye boyunca odaklanmanız gerekir. Ardından gözlerinizi hızlıca soldaki camgöbeği kareye kaydırın. Birkaç saniyeliğine, araştırma katılımcılarının deneyimlediği Olo’ya benzer şekilde, özellikle parlak ve canlı bir camgöbeği rengi görebilirsiniz.


Aynı anda binlerce koni hücresini hedefleyerek uyarabilme yetisi, renk görme bilimi açısından eşi benzeri görülmemiş bir ilerleme anlamına geliyor. Bu araştırma, yalnızca yeni renkler görmekle kalmayıp, renk körlüğü yaşayan bireylerde renk görme yetisini iyileştirmeye yönelik potansiyel uygulamalar da sunuyor.



Kaynak: Nicolas Davidenko. "What's It Like to Experience a Brand New Color?". Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/us/blog/illusions-delusions-and-reality/202504/whats-it-like-to-experience-a-brand-new-color. (28.04.2025).





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.