Onu uzaktan sevdim
Merhaba, ben insanlarla konuşmayı pek beceremeyen bir yapıya sahibim. Çok ama çok sevdiğim bir kız var. Aynı bölümde okuduk. Benim için normal insanlarla bile iletişim kurmak çok zorken ona nasıl açılabilirim diye diye yaklaşık 1 yıl onu uzaktan sevdim. O bunu fark etti mi bilmiyorum. Çünkü dış dünyaya aşırı derecede kapalıyımdır. Neyse en sonunda dayanamayıp onu sevdiğimi ima eden bir mesaj attım ve bunu kimseye söylememesini rica ettim. Ama kendisi arkadaşlarına anlatmış. Bunu neden yaptığını soramadım bile. Yapmayacağından o kadar emindim ki çünkü onda kendimi görüyordum. O mesajdan sonra hiçbir şey yapmadım. Bir ara Instagram’da beni engellemişti ama şimdi engeli kaldırmış. Bunu bile iyiye yorup beni sevdiğine dair bir ümit doğdu içime. Birkaç hafta sonra takip isteği attım bir gün geçmesine rağmen kabul etmedi de isteği, silmedi de. Ben de isteği geri çektim. Umudumu hala kesmedim çünkü beni yakından tanımıyor. Bir tanısa benim onda kendimi bulmam gibi onunda bende kendini bulacağını düşünüyorum. Ne yapabilirim acaba? Vereceğiniz tavsiyelerden dolayı şimdiden teşekkür ediyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
İnsanın kendine “Ben kimim?” diye soru sormaya başlaması, onun kendini açmaya, bulmaya, aşmaya başlamasının ilk adımıdır. Sorular önemlidir, insan soru sormazsa çözüme ulaşamaz. Sizin “Ben insanlarla konuşamayan biriyim” diye kendinizde bir algı oluşturmuş olmanız ne büyük haksızlık... İnandığınız bu durumu gerçeğe dönüştürmemelisiniz. Çünkü herkesin kendini fark etmesi, ortaya çıkarması hemen olmaz. Bazı insan içe dönük olarak büyür ama öyle kalmaz, kalmamalı. Cesaret denen o duyguya tutunup kendini içinden çıkartabilmeli. Korkmamalısınız. Korkularınızın içinden çıkmayı başaramazsanız altında ezilirsiniz. İnsan kendini içinde saklayarak ancak kendini zehirler. Nasıl zehirler? Yapamam, edemem, beceremem gibi düşüncelerle farklı bir kişiyi oluşturur. Oysa yapabilirsiniz. Niye her duygunuzu kendi içinizde yaşayasınız? Dışa dönük insanlardan ne eksiğiniz var? Güven değil mi? Yeterince kendinize güven duymuyorsunuz. İnsanın kendisine güveni çok yakışıklı ya da çok güzel olmasıyla oluşan bir duygu değildir. Güven, insanın kendine inanması, sevmesi, kendinde beğendiği, kendisine özel yönlerini ön plana çıkarması, onları kendine parlatmasıyla ortaya çıkabilecek bir duygudur. Tabi bu kişiyi parlatma işlemi önce ailede yapılmalıydı. Anne, baba, etraf, öğretmenleri ona kendini fark ettirebilirdi. Bu o zamana kadar olmamışsa iş başa düşecek demektir. Kendi içinize, ruhunuza, özelliklerinize siz bakacaksınız ve orada özel olan mutlaka bir şeyler vardır inanın. Allah kimseyi meziyetsiz yaratmaz. Kiminin ses tonu çok güzeldir ya da ağzı çok güzel laf yapar ya da başarılı bir öğrenci olabilir, iyi bir insan olmanız olabilir, çok iyi futbol oynayabilirsiniz, bilgisayar kullanımında üzerinize yoktur herkes size gelir sorar, bu özellikleri böyle çoğaltabiliriz. Buldunuz mu güzel bir şey? Hah işte oradan kendinize yürüyecek, oradan kendinizi kendinize etrafınıza parlatacaksınız. Kendinizi, kendi algınızın içine sıkıştırıp orada bırakmayın yavrum. Tek gözünüz kapalı kendinize bakmayın, iki gözünüzde açık olsun çünkü anlattıklarınızla kendini aşmayı becerebilecek bir genç var. Bakın beğendiğiniz kıza mesaj yazmış, ilginizi belirtmişsiniz. Bu bir cesarettir. Onun cevabı ne olursa olsun, ister sizi istesin ister istemesin adım atabilmiş olmaktan dolayı kendinizle gurur duymalısınız. Kendinizi aşabiliyorsunuz. O kıza kimseye söyleme demenize rağmen tüm arkadaşlarına söylemesi çok normal, o yaştaki kızların bütün dünyası arkadaşlarıdır. Sizin bu ilginizi anlatarak beğeniliyor olmanın mutluluğunu yaşayacak. Burada sizin yaşamanız gereken mutluluk söyleyebiliyor olmanız olmalı.
Pandemi bize neler neler öğretti yavrum; insanın insana muhtaç olduğunu, hayatın yalnız yaşanamayacağını, iki lafın belini bir dostla bükmenin ne kadar güzel olduğunu öğrendik değil mi? Eğer yalnızlık, kendi başınalık güzel bir şey olsaydı “Hayat eve sığar” dendiğinde o hayatı evlerimize sığdırmakta bu kadar zorlanmaz, mutlu mesut evlerimizde yaşar dururduk. Nereye kadar insan kendi kendine yaşayabilir? Bir yere kadar sizi de kendinizi aşarak, sizden kimsenin daha üstün olmadığını görerek, herkesin artısı eksisi olduğunu bilerek kendinizi kendinizden çıkarmaya çalışmaya devam etmelisiniz. Kendiniz yetiştirin, okuyun, öğrenin kültür insanı iyileştirir. İlgi alanlarınızı geliştirin. Kendini yetiştiren birinin başkalarından yana korkusu olmaz. O halde ne yapacaksınız? Kendinize yatırım yapacaksınız. Bu yatırımlarınız, yani okumanız, öğrenmeniz, gelişiminizle içinizde tutsak olarak tuttuğunuz siz orada kalamayacak zincirlerini kırarak özgürleşmeyi kendisi isteyecek, çünkü söyleyecek sözü olacak. Yazdıklarınızda yaşamın içinde “Ben de varım!” diyebilecek bir genç gördüm. Benim gördüğüm o gencin korkularını aşması için onu yüreklendirmeye, kendini sevmeyi, inanmayı, güvenmeyi öğretmeye ne dersiniz yavrum?
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR