Sevdiğim kişiyi uyuşturucudan nasıl kurtarabilirim?

Merhaba, benim bir arkadaşım var, kendisini çok severim, kardeşim olarak görürüm ama uyuşturucu batağına düştü. Yıllardır içiyor. Anne babası ayrı. Bir ara “bıraktım” falan dedi, sevinmiştim ama geçenlerde başka bir arkadaş “uyuşturucunun en kötüsüne, eroine düşmüş” dedi. Çok üzüldüm. Ben bu arkadaşıma nasıl yardımcı olurum? Polise söylesem yardım ederler mi? Polise söyledim diyelim, benim başım belaya girer mi?



***


Hayırlı geceler Yeşim Hanım, size daha önce de yazmıştım. Eşimin bana, eve ilgisiz olma sebebi ve şiddet uygulama sebebini öğrenmiş bulunmaktayım. Meğerse 2 senedir esrar ve uyuşturucu kullanıyormuş. Ben de hep şüphe vardı ama konduramıyordum. Bazı akşamlar eve geldiğinde gözleri kan çanağı gibi kıpkırmızı gelirdi, uykulu olurdu, saatlerce, günlerce uyurdu. Bir şey dediğimde çok sinirlenir, bağırır, her tartışmanın sonu benim dayak yememle biter, yüzüm, gözüm mosmor olana kadar döverdi. Arkadaşlarıyla mesajlaşır, her fırsatta onlarla olurdu ve ben bunu son 2 aydır fark ettim, kesin olduğunu. Eşim çok zayıfladı, vücudunda yaralar çıkmaya başladı, dişleri çürümeye, sürekli yalan konuşmaya, eksik maaş getirmeye başladı ve sürekli elinde telefon o kişilerle mesajlaşıyordu. Ben 2 bebeğimle hep tek uğraşıyordum. Aç, ilgisiz, sevgisiz kaldığım günler çok oldu. Şimdi ise her şeyi bir kenara atıp ona yardım etmek, eski mutluluğumuza dönmek istiyorum. O kötü arkadaşlarından nasıl uzaklaştırabilirim?



Yeşim Tijen’in cevabı:





Çocuklar kendi özel yetenekleri, meyilleriyle bir potansiyel olarak dünyaya gelirler, sevgili okurlar. Bir çocuğa kendi potansiyeli fark ettirilirse o genç, kendisini göz göre göre harcamaz. Değerlendirir, çünkü kendisinin farkındadır. Kendisinin farkında olmayan gençler ancak tuzaklara düşerler. Bu yüzden de anne babalar ve çocuklarının öğretmenleri o çocuğun potansiyelini fark edip onu bu yönde yönlendirmelidir. Bu sorumluluk öncelikle anne babanın, daha sonra öğretmeninindir. Bu sorumluluklarının farkında olan aileler ve eğitimciler çocuklara “değerliyim, seviliyorum, güçlüyüm” duygusunu hissettirirler. Bunları hisseden çocuklar mutlu gelişirler. Bunu yapamayan anne babalar, çocuklarına kendilerini özel hissettirmez. “Ben yokum, bende bir eksiklik var” hissini yaşatırlar. Günün birinde bir şekilde maddeyle karşılaşan çocuğuna “hayır, ben kullanmam” deme gücünü vermemiş olurlar. Her şey bu eksiklik hissinin dürtmeleriyle başlar. Tamamlanmak, maalesef bazıları için alkolden, bazıları için maddeden geçer. Daha fazla eksileceğini düşünemez, derdi tamamlanmaktır.


Hayatı anlamaya çalışırken kendi hayatlarının içinde kaybolan gençler, yapmayın ne olur! Madde sizi ne rahatlatacak ne de sorunlarınızı çözecek. Sizi küçük ve simsiyah bir dünyaya hapsedip yakıp yıkıp yok edecek. Bile bile içmek, maddeyi kullanmak için kendi aklınızda yarattığınız çıkmazdan başka çözülmeyecek ne derdiniz olabilir? Ölümden başka her şeyin çaresi varken hem kendinizi hem etrafınızı çaresizliğe niye mahkum edeceksiniz? Küçücük bir çevrenin içinde kalıp diğer insanlardan uzaklaşacak, insanlardan adeta kaçacaksınız. Ne için? Maddeyi rahatça kullanmak için. Hoşnut olsanız insanlardan kaçar mıydınız? Mahcupsunuz, utanıyorsunuz, sizin gibi kullanan kişilerle kendinizi iyi hissedebilirsiniz ancak. Düşünün, ne olur düşünün! Madde denilen, zehir; bu şekilde bir yaşamı yaşamaya değer mi? Söyleyin, değer mi? Çözüm sadece sizde, bir adımınızda. O adımı atmak, maddeden ayrılmak bu kadar mı zor? O sizi bırakmaz, sakın beklemeyin. Bırakmazsınız, gün be gün daha beter içine çeker. Buna izin mi vereceksiniz? Siz onu bırakacaksınız, hem de bir an önce. Hiç vakit geçirmeden harekete geçmelisiniz. Siz de gerçek anlamda yaşamalı, düşünebilmeli, sorgulayabilmelisiniz. Bunları yapamadığınız, tek bir şeyi düşünmeye mahkum olduğunuz bu yaşama neden bir an önce “yeter artık” diyemiyorsunuz? Bir adımınızla hayatınızı sorgulamaya, düşünmeye, hayal etmeye, yaşama yeniden katılmaya başlayabileceksiniz. Neyi bekliyorsunuz? Evet, bende biliyorum, bu adımda zorluklar var, acı çekmek var, kriz geçirmek var ama siz zaten daha beter bir acı içinde yaşıyorsunuz. Madde kullanmanın çaresizliğinden daha büyük bir acı olabilir mi? Gerçekten hak ettiğiniz gibi yaşayabilmek için çekeceğiniz acılara değmez mi? Siz de biliyorsunuz ki değer. Bırakamam diye bir şey yok, bırakanlar var. Niye biri de siz olmayasınız? Bir kere tedavi olun, hayatla yeniden karşılaşın. Olmadı mı? Bir daha, bir daha! Sonunda kazanan siz olacaksınız. Bir kere savaşmayı öğreneceksiniz. Sizler aslında güçlüsünüz, sizler bu kişiler değilsiniz. Niye olmadığınız bir insanı yaşıyor ve çevrenize, annenize, babanıza, kardeşlerinize, eşinize, sevgilinize, arkadaşınıza yaşatıyorsunuz? Ruhen, bedenen ailelerinize teslim olun, yardım isteyin. Onlara bu acıyı yaşatmayın. Sesimi duyun ne olur! İnsan isterse her şeyi yenebilir. Siz maddeden güçlüsünüz, bilin istiyorum.



***


Sevgili kızım, sizin sorunuzu hatırlıyorum. Yakında cevap vermiştim. Bana bu sonradan yazdıklarınızı yazmadığınız için kadının kendini geliştirmesi ve uyanık olması gerektiğini, eşinizin bu mesajlaşmalarının, vurmalarının normal olmadığını, dikkatli ve uyanık olmanızı, düzelmezse boşanmanızı yazdığımı hatırlıyorum. Eşinizin gözlerinin kan çanağı olduğu, dişlerinin çürüdüğü, uyukladığı vs yazınızda yoktu. Bunları yeni fark etmişsiniz. Eşiniz için tabii ki elinizden geleni yapacaksınız. Yapacağınız tek bir şey var, o da eşinizi tedaviye ikna etmeye çalışmak olmalı ama eşinizin size vurma huyu da olduğundan bu konuda ailesinden de yardım almalısınız. İki küçük çocukla bu durumu tek başınıza yönetemezsiniz. Ailesinin bu durumundan haberi olmalı, eğer onlar size yardımcı olmaz ise yazımın sonunda açıklayacağım şekilde yaparsınız. Bu durumda sizin çok kuvvetli olmanız, çelik gibi sinirlere sahip ve sabırlı olmanız gerekecek. Onunla konuşmaya çalışın. “Ağlayın, gözyaşlarınızla, sözlerinizle yüreğine dokunun” diyeceğim ama sizi dövebilen bir adamın yüreğine ne kadar ulaşabilirsiniz, onu kestiremiyorum. Size ailesinin yardımı şart. Bir an önce ailesiyle konuşup yardım istemelisiniz.


***



Sevgili oğlum, siz arkadaşınızın eroin kullanmaya başladığından bahsetmişsiniz. İşte arkadaşlık budur! Seyirci olmamak, elinden gelen bir şey varsa yapmak! Sizin polise gidip ihbar etmeniz doğru olmaz ama ailesini durumdan ve onun için yapabileceklerinden haberdar edebilirsiniz. Bu bir vicdani borç. Maalesef, esrarın sonrası eroin olabiliyor ve daha buraya almadığım birkaç tane daha maddeyle ilgili soru yazan okurlarım var. Bazınız eşine bıraktırmak, bir taneniz de kendisi maddeyi bırakmış; sevgilisine de bıraktırmak için yardımcı olmak istiyordu. Bu konuda yapılacak şeyler kişinin bu durumuna bakışıyla ilgili, bu durumdan çıkmak isteyip istememesiyle ilgili. Göstereceğiniz sevgi, ilgi, şefkat ve unuttuğu dünyayla ilgili yeniden umutlandırılması, potansiyelinin hatırlatılmasıyla ilgili. “Sen yaparsın, başarırsın” bu yüreklendirmelerin samimiyetiyle çok alakalı. Beslenmesi, bakımı çok önemli. Hırpalanan vücut iyi bakılmalı, spora teşvik edilmeli. Tedavi öncesinde telefonu değiştirilmeli, arkadaş çevresinden uzaklaştırılmalı. Bunlar hep konuşa konuşa anlaması sağlanarak ulaşılacak noktalar. Kendisi tedaviyi kabul etmiyorsa ancak madde kullanan kişinin birinci dereceden akrabalarının başvurabileceği Bölge İdari Mahkemesi’ne gidilerek mahkeme kararı çıkartılabilir. Karar 3 günde çıkıyor. Bu karar çıktıktan sonra şahıs kendi isteğine gerek kalmadan hastaneye yatırılabiliyor. Ücretsiz şekilde tedavi ediliyor.


Sevgiyle kalın sevgili okurlarım...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Sayın yeşim hanım benim sıkıntılarım var her sıkıntıyı atladıktan sonra yeni bi sıkıntı geliyor dayanamıyorum sabrediyorum ama olmuyor işlerim doğru düzgün gitmiyor ne yapmalıyım bilmiyorum 2. Kez üniversite sınavına girdim sonuçlar hala okunamadı ama kötü bekliyorum bu yüzden dershaneye gitmek isti
    CEVAPLA
  • Misafir İçim parçalandı okurken, nasıl hissederek yazmışsınız böyle bu batağa düşen herkesin Allah yardımcısı olsun inşAllah
    CEVAPLA
  • Misafir Yeşim hanım örf adetler elbette doğru ama burada gelin hanıma yapılan bir saygısızlık dominantlık içeren tutum var bunu görmüyormusunuz Misafir ağırlamak değil sıkıntı 1 deyip 5 çağırmak haner vermeden emir vaki yapmak bu hoş değil Tipik bir cahil kaynana gibi yorumlamılsınız hayal
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.