Nişanlım beni yanına bile yaklaştırmıyor
Merhaba Yeşim Hanım
Uzun bir ilişkimizi nişan ile taçlandırmıştık ancak nişanlılığımızın ikinci yılında ayrıldık. Ayrılığın sebebi ihanet, hata ise bende. İhanet fiziksel değil yalnızca 10-15 gün kadar bir kızla yazıştım ve yazıştığım kızın erkek arkadaşı bu yazışmaları nişanlıma gönderdi. Nişanlım da benden ayrılmak istedi ve ilişkimiz bitti. Olayın öncesini de biraz anlatmak istiyorum. Ben o kızla yazışmadan önce nişanlım en ufak şeylerden dolayı sürekli benden ayrılıyordu, ben de sürekli gönlünü alıyordum ve tekrar barışıyorduk. Yanıma geldiği gün, telefonunu bende unuttu. Ben de sosyal medya hesaplarından birkaç arkadaşını, Twitter'da paylaştığı bikinili fotoğrafını sildim. Bunu ondan izinsiz yaptım çünkü nişanlıma sil dediğim halde, silmemişti. Sildiğimi fark edince beni aradı, bağırdı, çağırdı. ‘Sen kimsin benim telefonumu karıştırıyorsun…’ diye kavga ettik ve ilişkimiz bitti. Çeyizleri bizim evdeydi, geri gönderdik, uzun bir süre konuşmadık. O ara eniştem, ‘Nişanlın yüzüğünü satmış’ dedi. Çok üzüldüm. Sonuçta nişan alyansı bu, içinde ismimiz yazıyor. Benim o kızla konuşmam da bu dönemde oldu. İçimden ‘Sen görürsün, sana iyilik yaramıyor.’ dedim ve yeni tanıştığım kız da bana ilgi gösterince bir süre sosyal medyadan görüştük. Ancak sonrasında nişanlım 'Gel konuşalım' dedi. Gittim konuştuk 'Bir daha basit kavgalar yüzünden yüzük atmak, ayrılmak gibi cümleler duymak istemiyorum' dedim ve barıştık. Ona karşı mahçup olduğum için yeni yüzük almak istedim sonuçta her şeye yeniden başlayacaktık...
Nişanlımla barıştıktan sonra diğer kızla hiç konuşmadım ancak kızın erkek arkadaşı konuşmalarımızı nişanlıma göndermiş. Kız arkadaşımı hiç aldatmadım sadece ayrı olduğumuzda bir kızla konuştum. Şimdi 8 aydır görüşmüyoruz. Ona yazdım ama her yerden engelledi beni. 'Ağzınla kuş tutsan affetmem' dedi. Bir-iki kere daha çıktım karşısına, 'Git, babamı ararım; polisi ararım' dedi. Annesi: ‘Çok zaman girdi araya, biraz sakinleşsin düzgünce konuş’ diyor. Ama o beni yanına bile yaklaştırmıyor. Onu çok seviyorum. Arkadaşlarım ‘Başka kızlarla ilgilen boş ver’ diyorlar. Ne yapabilirim? Onu tekrar kazanmak için nasıl davranayım? Siz uzmansınız, ben onu tekrar istiyorum hayatımda, lütfen fikir verin.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Yazımı yazarken arada camdan dışarıya bakıyorum. Adalara dokundum dokunacağım, o derece gözüme yakın gözüküyorlar. Bu görüntü bende, sanki o adalara yüzebilecekmişim kadar yakınlık hissi uyandırıyor. Hava serin, yağmurlu bir İstanbul’u yaşıyoruz. Ortalıklarda güneş yok. Ne adalara yüzmesi! Yaz sanki yalan olmuş, neredeyse bir ayını geçirdik henüz ortalıklarda kendisi yok. Şaka gibi haziranda sonbaharı yaşıyoruz. Haziran bunu huy etti, hepimiz beklemedeyiz. Ha geldi gelecek yaz diyerek havaya bakıyoruz. Bugün hava nasıl olacak, derdimiz bu oldu. Kim bilir bu yaz ayında sonbahar süredururken bir de bakmışız ki kış ayındayız. Yok, artık demeyin, olur mu olur. Ben bu seneki yazdan ümidimi kestim. Görüntü bu, gerçek bu değilse bile görünenler insanı umutsuzlaştırabiliyor. Her şey olması gerektiği gibi olmalı değil mi? İnsan bunu bekliyor. Beklentiler dedim de beklentiler insanı bazen yönetiyor. Nişanlı bir kadın ve erkek birbirinden ne bekler? Sadakat, uyum, anlayış, saygı bekler. Birbirleriyle evlilik yoluna çıkmış iki kişinin bu sorumluluğu taşıyan davranışları sergilemesi beklenir. Yazdıklarınızı okuyunca size yakınlarda yayınlanan bir yazıyı okumanızı önerdim. Okudunuz mu bilemiyorum. Okuduysanız beraberliğinizdeki eksiklikleri de görmüşsünüzdür. Bu beraberlikle nasıl bir ömür geçirmeyi düşünüyorsunuz, merak ettim. Birbirinizi yer durursunuz. 35 yaşındasınız, nişanlısınız; nişanlınız da, siz de alyanslarınızı birer aksesuar gibi takmışsınız. O alyanslara hakkını vermemişsiniz. Nişanlılık demek artık kadın ya da erkeğin sorumluluk alması demek.
Mailiniz gelince yaşınız 25, taş çatlasın 26 dedim. 35 yaşın olgunluğu yazdıklarınızda bulamadım. Farkındalıkların olduğu bu yaşlarda siz de farkında olmalıydınız. Kıymet bilmeliydiniz, sadık olmalıydınız. O yüzüğü taşıyabilmeliydiniz. Nişanlınız 24 yaşında, biraz asi bir davranış sergilemiş. Sürekli ayrılmak istemeleri bu ilişkideki eksiklikleri fark etmesinin dürtüsüyle olmuştur. Şimdilerdeki davranışlarına gelince biraz inat biraz da özgürlüğü seven bir karakterin davranışları. Aslında ikinize bakınca birbirinizi sevmiş olsanız da uyumsuz bir çift olacağınız şimdiden görülüyor. Nişanlınız bunun farkında. Yoksa 8 ay uzun bir zaman, bu kadar üstelemenize yumuşayabilirdi ama yumuşamamış. Neden derseniz bahaneniz inandırıcı değil, aptallara göre. Fiziksel aldatmanın olmamış olması, olamayacağı anlamına gelmez. Aldatma aldatmadır. O, Rus kıza kim bilir neler yazdınız ve nişanlınız bunları okudu. Bir kadın için nişanlısının başka bir kadına yazdıklarını okumak kolay olmamıştır. Sonrasında bunları sindirebilmek umutsuz, güvensiz, çaresiz kadınların yapabileceği bir şeydir. O daha çok genç, umutları ve hayalleri var. Aldatmanın ardından 8 ay gibi uzun bir süre arayı açık bırakmanız, yeterince çaba sarf etmemeniz sizi bu noktaya ulaştırmış. Güven kaybetmiş olmanız yetmiyormuş gibi bir de gevşek davranmışsınız. Güven kaybı yaşayan insan bir uzvunu kaybetmiş gibidir. Bir kol, bir bacak, bir göz yerine konmaya çalışılsa da aslının yerini doldurabilir mi? Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Bazen çok uzun zaman gerekir, bazen zaman bile telafi edemez. Böylesine zor güvenilmemek, inanılmamak… Diğer yandan size bir şans vermesi için de karşınızdaki insanın gözünde büyük bir değeriniz olmalı. O değer de kimseye haybeden verilmez. İlk önceleri hissedilen duyguların etkisiyle değerler verilir. Onlar geçicidir. Kalıcı olanlar emekle kazanılır. Yani insanlar doğru, güzel hareketleriyle birbirlerinin gözünde değer ve takdir kazanırlar. Yine insanlar yanlış davranışlarıyla gözden ve gönülden düşerler. Yaşadığınız bu. Sizin yükselme devrine geçebilmeniz için yükseltici hareketler içinde olmanız gerekirdi. Sosyal paylaşım sitelerindeki 700 kişiyi hemen bu olayın akabinde silmeliydiniz. İnsanın işi gerektirmiyorsa başkalarının hayatlarıyla ilgilenmek neyine! Size ne kazandırır? Nişanlınıza uçarı bir adam profili çizmişsiniz, bütün bunların birleşmesiyle birçok şey için artık çok geç. Yapacağınız tek bir şey kalmış, onun bu olumsuz düşüncelerinde ne kadar samimi olduğunu öğrenmek. Bunun için de daha ciddi durmalı ve ailesinden birinin yardımıyla onun evde olduğu saatte evine gidip ciddi ciddi konuşmak. Ne kadar pişman olduğunuzu ona anlatın. Bu ilişki için yapacağınız diğer her şey göze hitap eder. Sizin onun aklıyla ilgilenmeniz ve kendinizi ispat ermeniz gerekiyor. Bu konuşmayı yapın, olumlu olacağını sanmıyorum ama şansınızı son bir kez deneyin. Aldığınız dersleri aklınızın bir kenarına yazarak hayatınıza 35 yaşın duruşuyla devam edin.
Sevgiler…
YORUMLAR