Gerçekten evlenmek istiyor mu?
“Merhaba Yeşim Abla, benim 3,5 senedir bir erkek arkadaşım var. Birkaç ay önce ailesinin beni istemediğini söyledi ve aramızdaki ayrı şehirlerde olmamız nedeniyle oluşan mesafeyi de sorun ettiği için ayrıldık. Bir süre geçtikten sonra pişman oldu ve geri döndü. O günden sonra sevgili gibiydik ama birbirimize sevgilim, aşkım gibi kelimeler kullanmadık. Sonra o yanıma gelmek istedi izin kullanarak. Ailesi karşı çıkmış tahmin etmişler yanıma geleceğini ama hepsiyle kavga edip geldi yanıma. Çok güzel 2 hafta geçirdik. Öyle özlemişiz ki birbirimizi…
Ama sonra şu anda biz seninle olamayız dedi. Her şeyin kader kısmet olduğunu, kaderimizde varsa zaten olacağımızı söyledi ve kafamda evlilik olarak bir tek sen varsın, nasıl olacak bilmiyorum ama o kişi sensin dedi. Sana demiyorum git hayatına başkasını koy diye, sadece iş anlamında hayatını düzelt dedi. Garantisi var mı peki döneceğinin bana dedim, kader her şey dedi. Bu şekilde uzun uzun konuştuk. Bu arada bir ev aldı kendine ve o ev hep ikimizinmiş gibi konuştu. Son gün onu çok güzel bir şekilde uğurladım. Daha sonra da ne o ne ben birbirimizi ne aradık ne de mesaj attık. Facebook şifrem onda vardı. Kapatmış olmama rağmen hesabıma giriyordu. Ben kapatıyordum o açıyordu. Geçen gün ise Facebook’ da erkek arkadaşımdan hoşlandığını bildiğim bir kızla ve kızın arkadaşıyla bir resimde etiketlenmiş. Elim ayağım birbirine dolaştı. Onu en az 6 ay arayıp sormayı düşünmüyordum ama bu resmi görünce nerdeyse arayacaktım. Üstelik gitmeden önce beni ve kuzenimi memleketine çağırmıştı, mutlaka gelin bizde kalırsınız demişti. Annesinin benden hoşlanmadığını söylediğimde ise tanısa beni çok seveceğini söylemişti. Şimdi ben ne yapmalıyım sizce? Kafam çok karıştı. Yardımlarınızı bekliyorum.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
İnsan hayatında bazen bir çıkmaz sokakla karşılaşır. Önünüzde kocaman bir duvar yol vermez, durur. Ne geri gidebilirsiniz ne de ileri. Zaten kim geri gitmek ister ki hayatında? Hepsi lafı güzaf, neyse, hedef ileri olunca, duvar da Çin Seddi gibi karşınızda durunca o duvarın size bir kastı, düşmanlığı var sanırsınız. Tırmanmak isteseniz tırmanamazsınız, uçarak aşmak isteseniz o da imkansız, uçamazsınız. Dualar okursunuz faydası olur ümidiyle ama duvarda yine tık yok. 40 haramilerin ‘açıl susam açıl’ını bile denemeyi düşünebilirsiniz. Bir şeyi çok isteyince her şeyden medet umar ya insan, içinizden onu bile söyleyebilirsiniz. Duvar nemrut nemrut karşınızda durmaya devam eder. Peki nasıl aşacaksınız o duvarı, nasıl yol alacaksınız? Bakar durursunuz duvara, belki duvar da size bakar, bakalım ne yapacak diye. İşte siz o noktadasınız sevgili okurum. Evet, sevince sabretmek, beklemek gerekir; siz bunları yapıyorsunuz zaten. Bu yaptıklarınızla, verdiğiniz emekle sevginiz sevgi sözcüğünü hak ediyor ama bir sevgiyi besleyen umutlardır. O umutlar, sizin bu yaşadığınız sevgiyi bu kadar yıla taşıdı. Belki olacak, sabredeyim diye diye, onlara tutuna tutuna bu sevgiyi ayağa kaldırmaya çalıştınız, ama değişen bir şey yok, hala aynı noktadasınız. Hala emekliyor, yürümeye başlayamadı bu sevgi. Nedeni de sevdiğiniz çocuğun tam emin konuşmayıp ilişkinizi kadere, kısmete bırakması. Bu genç hep bunu yapıyor size. Tavrınızı yine koymalısınız. Olacaksa zaten sessizce beklersiniz, hemen olsun demiyorsunuz ki siz, ama olmayacaksa hayatınızdan çalınmış, boşa geçmiş yıllardır yaşadıklarınız, anıdan başka bir işe yaramazlar. Bir de acı ve pişmanlık hissini yaşatır size o anılar.
Sevgili okurum, bir şeyi hayatınızda ya istersiniz ya istemezsiniz. Ortası yoktur. Ortalarda kalınmışsa sonuç Allah’a kalmıştır. Ve ne yazık ki mailinizden okuduğum kadarıyla bu çocukta değişim olmadı. Sevgisine yani size sahip değil. O hayatına baksın, kısmetse olur. Bunlar ucu açık, aynı zamanda yuvarlak sözler. Belli ki hala çözemediği çekinceleri var. Kendince sizi sevse de evlilik sözünü veremiyor. Yazdıklarınızdan okunanlar bunlar, durum böyle olunca tedbirli olun diyebilirim. Çünkü sevgili okurum, bir erkek evlenmeyi arzu ettiği kızı aramamazlık yapmaz, oluruna bırakmaz ilişkiyi. Neredesin der, ne yapıyorsun der, sorar, merak eder, onu kollar, korur, kıskanır. Allah’a emanet yaşamaz ilişkisini. Değerlidir gözünde sevdiği, bir başkası aklını çeler de kaybederim diye korkar, ona karışır. Yaşadığınız bu ilişkide siz bunlardan kaç tanesini görüyorsunuz? Çok çok azını, 1-2 tane galiba. Öyleyse tedbirli olacaksınız. Tedbir iyi bir şeydir, zararı olmaz, faydası vardır bilakis. Nasıl tedbirli olacaksınız? O gencin size dediği gibi onu bir kenara koyun, hayatınıza sarılın, işinize, ailenize, arkadaşlarınıza ve kendinize de. En önemlisi de kendi kendinizi bu esaretten kurtarmaya çalışın. Kimse dünyanızın merkezi değil. Onu siz oraya koydunuz severek, şimdi de tutarsız davranışlarına bakarak oradan çıkaracak olan da yine sizsiniz.
Bu genç evlilik hazırlığı yapıyor gibi geldi. Ev almış olması bunu gösteriyor. Demek ki evlilik için bir planı var kafasında. Var da bu planda siz hem var hem yoksunuz. Hayallerde varsınız ama umutta yoksunuz. Bu nedenle tüm gayret sarf etmelerinize rağmen baktınız hala değişen bir şey yok, o zaman başka birine şans verin. Unutamam sandığınız bu genci bir başkası size unutturabilir.
“Bazı adamlar incitmeden sevemezdi; kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında. Bazı adamlarsa, tüm geçmişi unutturur parmak uçlarından öperdi.
Cemal Süreya
Tabii bunu öğrenebilmek için önce kafanızda bu ilişkiyle ilgili bir karara varmanız gerekiyor. Sizin adınıza dilerim ki bu sevgiye o genç sahip çıksın. Maillerinizden sevginizin büyüklüğünü biliyorum. Sizin kararlı davranışlarınız, dik duruşunuz onun size farklı bakmasınız sağlayabilir. Karar versin diye yapmanızı söylediğim konuşmayı bir süre bekleyip sizi aradığında yapın. Sizi arayana kadar da umursamaz tavır takının. Facebook’ a girin ama duygusal paylaşımlarda bulunmayın. Paylaştıklarınız seviyeli, ölçülü olsun, resimler de buna dahil olmak üzere. Kimse için sosyal yaşamdan uzaklaşmayın ama bir süre sonra hesabınızın şifresini değiştirin. Bu arada arkadaşlarınızla gezin tozun, onu aklınıza ne kadar az getirseniz o kadar iyi. Sizi merak etsin, nerede, ne yapıyor, kiminle bunları düşünsün. Bütün bunlardan sonra o sizi arayacaktır, siz kesinlikle aramayın. Aradığında ona deyin ki beni bekle dersen ve bana, sevgimize sahip tavırlar içinde olursan beklerim yoksa artık Allah’a emanet bir ilişki yaşayamam. İşte bundan sonra tavrı ne olacak, yine ümit vermezse size, noktayı koyun. Zor biliyorum ama yeni bir sayfa açın hayatınızda. Tavsiyem bu sevgili okurum, tabi böyle umutsuzca bekleyebilirsiniz de. Ümit vermiyorsa eğer, kimse kimsenin boş yere yaşamını işgal etmemeli. Ümit nedir biliyor musunuz? Sudur, havadır, onlar kadar yaşamsal ihtiyaçtır. Garip, değil mi? Ama gerçek. Ruhumuzun hatta aklımızın o ümide ihtiyacı vardır. Mum ışığı bile olsa, umut insanı hayata bağlar, ayakta tutar. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR