Evlenmek için geç mi kaldım?

Merhaba Yeşim Hanım, benim de sizinle paylaşmak istediğim bir sorunum var. Geçtiğimiz ay 40. yaşıma girdim ve henüz evlenmedim. Hayatımda birileri oldu ama evlilik mertebesine ulaşamadık. Yalnız olmaktan memnunum aslında ama bazen insan yaslanacak bir omuz arıyor. Etrafımdaki insanlardan “ne zaman evleneceksin, yakında evlilik var mı” sorularını duymaktan sıkıldım artık. Bunları duyunca ve evlenmiş hatta çoluk çocuğa karışmış arkadaşlarımı görünce kendimi başarısızmış gibi hissediyorum. Ama evlenmiş olmak için evlenmek istemedim hiç. Biraz mükemmeliyetçiydim, galiba hala da öyleyim. Sonuçta bir aile kuracağım ve çocuklarımın babası olacak kişinin de böyle olması gerekir diye düşünüyorum. Henüz karşıma böyle biri çıkmadı. Aslına bakarsanız beklemekten de sıkıldım. Sizce evlenmek için çok geç mi kaldım? Başarısız bir kadın mıyım?


Yeşim Tijen’in cevabı:


İnsanların kendine sığınmasıdır yalnızlık. Elinin tersiyle biriyle birlikte yaşamayı iteleyip, hayatın elemini, kederini kendi kendine yaşamayı tercih etmesidir. Bir anlamı da “ben kendi kendime yeterim”dir, susmak, kendinle yakınlaşmaktır. Kader midir? Kimine göre öyle görülse de bir seçim, yani tercihtir. Niye seçilir ki yalnızlık? Bedenlerin, ruhların sevgiye açlığı varken susturulur o kalpler ve bedenler. Bir elin sıcaklığını, dokunuşunu, dudaklardan dökülecek sevgi sözcüklerini duymak istemezler mi? Kim istemez ki. Eğer duymak istediği insandan duymuyorsa söylenen sözlerin anlamı olmuyor insan için. İçindeki duyguları dizginlemeyi yani yüreğini terbiye etmeyi öğreniyor, zamanla farkında olmadan bu yalnız hayatı benimseyip yalnızlığını seviyor da.


Yalnızlık sevilir mi demeyin, yalnızlığın içinde özgürlük var, kendi kendinin en iyi arkadaşı olmak var, hesap vermemek, ait olmamak var, kimsenin dırdırını, yükünü çekmemek var. Bunlar yetmez mi? Kimine yetmez, ama yalnızlığıyla mutlu olan için bu saydıklarım yeter. Aslında hayatlarımızda biri olsa da hepimiz yalnızız. Hastalandığınızda, ağrılarınız olduğunda, siz hissedersiniz yanınızdaki değil. Canınız ciğeriniz, yakınınız öldüğünde, yüreğinizin derinliklerinde siz hissederek yaşarsınız, yanınızdaki değil. O sadece şefkat gösterir, teselli etmeye çalışır. Yanınızdakiyle hayatı paylaşırsınız, yaşadığınız acıları yalnız yalnız yaşarsınız. Uykularınız kaçar, gözünüzdeki yaşlar sel olur akar, siz ağlarsınız mutluluğu kahkahalarınızla siz ruhunuza kadar yaşarsınız. Geriye kalanları da yanınızdakiyle paylaşırsınız.


Yalnız bir hayatı seçmek başarısızlık mıdır? Yalnız olmayıp hayatlarında biriyle yaşamını paylaşanlar daha mı başarılı? Öyle sanılıyor, genel kanı böyle. Ah yazık! Niye evlenmedi diye acınır da, herkes evliliğinde başarılıymış gibi düşe kalka götürdükleri evliliklerine sarılıp aynı evin içinde birbirine zamanla itici geliyor olsalar da başarılı olarak görürler. Çünkü kendileri yalnız değildirler. Dosta düşmana karşı evlidirler. Bir hayat hikayeleri vardır anlatacakları ballandıra ballandıra. Çocukları vardır, umut olarak yetiştirdikleri, hayatlarında arayıp da bulamadıklarına onlarla ulaşmayı hedefledikleri ve kayınvalideleri, eltileri, görümceleri didişecekleri… Ya yalnızların yalnızlıklarından başka neleri vardır? İstisnalar kaideyi bozmaz sevgili okurlarım, böyle düşünürüz biz millet olarak. Acırız yalnız yaşayanlara, acınacak halimize bakmadan. Gerçek bir beraberlik içinde sevgi, şefkat barındıran, karşılıklı güvene dayalı, uzattığın elin tutulduğu, gözlerinde sevgiyi gördüğün ve hep hissedeceğin böyle biri olmadıktan sonra yanınızdakinin varlığının anlamı ne olabilir yükten başka? Omuzlarınızda taşımakla yükümlü hissettiğiniz bir yük olmaz mı sizin için? Birçok insan bu yükü taşıyor ve yorgun artık yüklerinden, ama yine de taşıyor. Hayallerinizi, hayali bilecek, korkularınızı bile korkutarak sizden uzak tutacak biri olmalı yaşamınızı paylaşacağınız kişi. Zor değil mi bu kadarı? Zor, ama olmalı. Erkeklere yüklenen misyonlar bunlar değil mi? Böyle anlatıldı romanlarda, filmlerde. Küçükken anlatılan masallar da sanırım masallarda kaldı.


Bana, “başarısız mıyım ben hayatta” demişsiniz. 40 yaş kendinizden ümidi keseceğiniz, bir yaş mı sevgili okurum? Yalnızlığı bu kadar çabuk benimsemeyin. Ben yaşamında kimsenin zorluklar karşısında hemen maneviyatını kaybedip havlu atmasını kabul etmem. Vazgeçen insanlar, umutlarını kaybeden insanlardır. Daha 40 yaşında insan, havluyu atıp, yenilgiyi kabul etmemeli. Çocuk gibi ümit etmeyi severim ben, siz de öyle yapın, ümit edin. Ümitler bizim ruhumuzun en fevkalade gıdasıdır. Daha gençsiniz, yarın öbür gün, biri hayatınıza girebilir. Sizi her şeyin üstünde tutar, söylediği sözlerin, sevgisinin arkasında durur, siz bile şaşırırsınız. Ne demişler gün doğmadan neler doğar. Boşa dememişler bu sözü sevgili okurum. Bana da annem söylerdi, çok sevdiğim, ümit veren bir sözdür ve hepimizin ümide ihtiyacı var değil mi? Hayatta kendinizle ilgili ümitlerinizi kaybetmediğiniz sürece başarısız değilsiniz. Ne evli olmak bir başarı, ne de yalnız bir yaşamı seçmek başarısızlıktır. Başarı, seçimlerimizden zevk alarak, mutluluk duyarak hayatımızı sürdürebilmektir. İşte bunu yapabiliyorsak, yalnızlığı da birlikteliği de seçsek başarılıyızdır.


Size söyleyebileceğim, yalnızlığı bu kadar erken kabullenmeyin. Artık o beklediğiniz prensi bulabilir misiniz, bilemiyorum ama bir şövalye çıkarsa karşınıza ille de prens diye diretmeyin. Hayat keşke masallardaki kadar güzel olsaydı. Mükemmel insan yok, bizler de değiliz. Karşınıza çıkacak o şövalyeye şans tanıyın derim ben. Prensler masallarda kaldı artık, masalların etkisinde kalmamalısınız sevgili okurum. Sevgiler…




***

Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen







YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.