Ay hali
Bazı günler karışmaya çok müsait oluyor aklım. Geçmiş, gelecek, o bunu demiş, peki bunu mu düşünmüş, bilmem hangi varoluşsal soruymuş, nerede hangi çizik kanamış, zaten ben böyleymişim miymiş da miş miş... İçim sıkışıyor, nefesim daralıyor. Düşünceler arasında kayboluyorum.
Bir düşüncem gidip bir endişe çekip çıkarıyor sonra yersiz. Bu defa arka fonda kaygı ile çalıyor aynı düşünceler bozuk bir plaktan gıy gıy da gıy gıy! Ayyy diyorum!! Nereden geldi bunlar! Hani benim iç dengem diye diye aranıp duruyorum. Neden durup dururken kayboluyor? Bazen aklıma geliyor takvime bakıyorum da o zaman diyorum bak hormonlar oynamış yine yerinden. Bazen de göğe bakıyorum ay çıkmış tabak gibi; belki de kurt kadınlıktan?
Kızım çekiştiriyor parçamdan sonra. Gel anne düğün yapalım. 'Oh tamam' diyorum. Şimdi dansla kendimi toplarım. Ama yok. Bir sağa dönüyorum, iki zıplayıp üç kıvırtıyorum yine üşüşüyor kafama o bunu mu demek istedi kilerle, ben neden şunu yapamıyorum kiler. Yargılar, gizli gizli olayları iyi ya da kötü diye etiketlemeler ve olanı olduğundan başka hikayelere eğip bükmeler!
Ayın dişilliğinden ve de rahmin özyeterle ilgisinden en çok "yetersizlik, eksiklik, ben de yanlış bir şey mi var"cılık oynuyor bu perdeden.
Susuyorum sonra. Duruyorum.
"Sadece ol be Seda!" diyorum. Şimdi'de ol. Oluşta ol. Arkasına hikaye yazmadan, yargılarla süslemeden, geleceği geçmişi karıştırmadan...
Bak kızına, şu an seninle dans ediyor. Gözlerine bak, bedeninin hareketlerine bak, duygularını, enerjisini hisset.
Bedenini hisset; kendini. Kolların bir kalkıp bir iniyor, parmakların birbirine çarpıp ses çıkarıyor...
Kabul et yapmadıklarını, yazılarını akışına bırak unut dün ne yazdığını... İlişkilerini hisset ve sonra bırak aksın üzerinden...
Elini tutuyorsun kızının... Sadece elini tut. Elini tuttuğunu fark et diyorum. Ve bir süreliğine oluşta öylece akıyorum.
"Şimdi" ne güzel yer. Kontrol edemeyeceğim şeyleri düşünmek yok. Yargılar yok. Elini tutmak, gülümsemek, görmek, duymak var. Hissetmek var.
Hikayeler yok, "olan" var. Her şey ne kadar da net. Her şey ne kadar da...
Ama döngüler işte... Bu döngünün de bir bildiği var. Belki içimin karanlığını gösteriyor da bana gel uzan rahat etmeyi öğren burada mı diyor? Sıkışmışlık, karmaşıklık ve karanlık da belli ki kabul istiyor.
Her ay uğramazdı yoksa değil mi? Dur ben bi' bakayım bakalım. Nedir ihtiyacı ve benden dileği. Biraz seveyim, öğreneyim, anlayayım şu Ay halimi.
YORUMLAR