Kocam hala sevgilim mi?

Bu yazı Çarşamba günleri çıkıyor ancak ben pazartesi günleri teslim ediyorum. Hatta bazen de pazar akşamı. Ancak vücudum bademcik iltihabı tarafından ele geçirildiği ve iki gün gözümü açamadığım için Salı gününe kaldım bu kez. Hiç sevmem son dakika işlerini ancak, parmak uçlarıma kadar ağrı yaşadığımdan geçemedim bilgisayar başına. Aman lütfen dikkat. Adı Tonsilit olan bademcik iltihabı insana su içirtmiyor. Her yutkunma göz yaşıyla bitiyor. Ateş çıkıyor, bir de ağrı eklemlere vuruyor. Hani resmen yatağa yapıştırıyor. En kötüsü bu olsun tabii ki de ancak insan bunca koşturma varken 'ne lazımdı şimdi' diye söyleniyor.

Ne zamandır dinlenmiyordum. O açıdan bakarsak belki de iyi oldu. Yattım, dinlendim kaç gün. Bol bol da sosyal medyada dolaştım. Sesim çıkmadığı için telefonda konuşamıyordum ama yazışarak iletişimdeydim herkesle. Facebook “tarihte bugün” özelliğiyle karşıma yayınevine gittiğim ilk günkü fotoğrafımı çıkardı. 12 Haziran 2017. Zıplıyorum. “En büyük hayallerimden biri gerçekleşiyor” diyorum. Manyak Anne - Ben Değil Hormonlarım Yaptı’nın sözleşmesini imzalamak için Destek Yayınları’na gittiğim gün… Sözleşmeyi imzaladık, birkaç ay sonra kitap çıktı, 11 baskı yaptı. Ardından çocuk kitabım “Kirpi Kirpik Nerede” çıktı. Geçen gün öğrendim ki o da güzel güzel ilerliyormuş. Eylül ayında çocuk etkinlikleri başlayacak, şimdiden söyleyeyim.

Şimdi asıl haberim başka. Geliyor, başka kitap geliyor. “Kocam Hâlâ Sevgilim Mi?” geliyor. Aylardır yazıyorum, şimdi baskıda kendisi. Hatta sanırım bugün ön siparişe çıkıyor. Yolu evlilikten geçen herkesi anlatan, kah bizim örneklerle kah başka örneklerle bence yine sizi güldürecek bir kitap. Hatta bence anlatmışken arka kapağı sizinle paylaşayım.

Kadın dergilerinde okuduğunuz “Bir ilişkinin heyecanı nasıl korunur?” içerikli bütün makaleleri, çözdüğünüz o aşk testlerini unutun.

Burası gerçek dünya!

Burası bambaşka...

Sevgilimle ayrı olduğumuz dönemlerde hep şunları merak ettim:

• Beni düşünüyor mu?
• Başka sevgilisi var mı?
• Pişman mıdır?

Sonra yıllarca hasretle beklediğim, düşündükçe kokusunu burnumda hissettiğim adam geldi, hayatıma yeniden girdi. Daha birkaç ay önce ellerini özleyip ağlıyordum, sonra bir de baktım ki tek taşım havada uçuyor. Hop atıyorum adamın kafaya, hop tutuyorum sonra... Sürekli tek taş fırlatıyorum. Çünkü artık nişanlıyız ve nişanlı olmak demek, aralıksız kavga etmek, sakinleştiricilerle yaşamak demekti.

Bu kitapta yolu evlilik sapağına yönelmiş bütün kadınlar ve erkekler var. Ailelerin “Hadi evlenin artık” baskısı, kız istemeler, nişanlılık günleri, “Vay sen benim anama ana demedin, vay sen benim babama amca mı dedin?” tartışmaları...

Konu böyle uzar gider.

Sonunda her kadın kendine şunu sorar:

“Sahi, kocam hâlâ sevgilim mi?”

Manyak Anne’de barışma hikayemizi uzun uzun yazmıştım. Bu sefer de ayrıyken neler olduğunu anlattım biraz.

Ne dersiniz? Hâlâ öyleler mi? Sevgili miyiz eşlerimizle?