Şile

Şile’den merhaba :)


Uzun zaman sonra bu saatte uyandım, hatta çalışıyorum. Hiç uyumadan bu saati görmüştüm de uyanarak göreli epey zaman oldu.


Arkın’ı işe uğurladım, arkasında kapıyı kilitlemek için kalktım, sonra yatmak istemedim. Kahvem elimde, yazı bitince balkona çıkacağım. Balkon ve açık havayı öyle özledim ki zaten pek içeri girmiyorum.


Şile’deyiz, ev tuttuk. Nasıl ikna ettiğimi buraya sığdırmam mümkün değil. Çok zorladı ama pes etmedim. En son elimde Excel tablosu ile karşısına dikildim, maddi manevi artılar eksilerle, o zaman kabul etti. Zaten çok yakın arkadaşımızla beraberiz burada. Bizim gibi mecbur kalmadıkça evden çıkmayan arkadaşımızla. Çocuklar zaten arkadaşlar. Onlar mutlu, biz mutlu.


Hem eve de uzak değiliz. Şile’de olmayı tercih etmemizin nedeni Arkın’ın işe rahat gidip gelebilmesi. Ofisi Ataşehir’de, evet yine yol var ama sadece 7 kez gidip gelecek, o yüzden zorlanmaz. Hatta bana kalsa 3 hafta kalırdık da şartlar diyelim…


Daha önce bir yerde ev tutmamıştık, ilk deneyim. Benim gibi deneyimsizler için yazayım. Ev/Araç kiralama/satma sitesinden bulduk. Gelip görmedik, fotoğraflar yetti. Isınmasının olması önemliydi. İnternet de vardı. Detayları hallederiz dedik. Ben ilk “düdüklü tencere var mı?” diye girdim konuya. Varmış. Kullandık da. :)


Kahve makinesi sormadım, taşırım dedim. Tost makinesini de keza getirdim. Gerek ekmek ısıtmak gerek çocuklar tost sevdikleri için. Krep tavası bizimle…


Her ne kadar biz gelmeden önceki gün temizlik yapılmış olsa da biz kendi nevresim takımlarımızı getirdik. Hatta mutfakta en çok kullanacaklarımızı ayırdım, hepsini bulaşık makinesinde bir tur yıkadım. Bir de öyle bir alışverişle geldik ki sanki burada bakkal – market yok!


El rondosunu ve mikseri getirmemek hataydı. Hatta bende robot – mikser bir arada, onca eşyayla beraber onu da taşısaymışım keşke. Soğan rendelemek ve elle kek çırpmak pek hoş olmuyor. Olsun, dertler bunlar olsun.


Eve geldiğimiz gün de bir temizlik yaptık ve hemen yerleştik. İnsanın hiçbir eşyasını tanımadığı evde olması, hele ki mutfakta bir şeyler yapması ilk başta zor olsa da ertesi akşam öyle benimsiyor ki her şeyi. Hani “o eksik, şu eksik” derken, hooop hallediyorsunuz. Yani takılmamak lazım.


Şu anda en önemli konu zaten ısınmak. Üşüyor olsak beş dakika duramazdık ki…


Evet zor ikna ettim, evet sosyal medyada yazdığım gibi ikna ederken duygu sömürüsüyle başladım, baskıyla devam edip, tehditle bitirdim ama değdi. İşin garibi, benden daha mutlu. Yakıyor mangalı, kuruluyor başına. Eh b canım, o zaman neden beni zorladın? Her tatilinde Seddülbahir’deki eve kaçan Arkın’a cidden değişiklik oldu bu. Başlangıç da oldu diyebiliriz.


Bundan sonra uygun fiyatlı bir şey bulduğumda anında eve teklif götüreceğim. Yalnız yurtiçindeki web sitelere bakmak cidden aklıma gelmemişti benim, uluslarası platformlarda arıyordum. İyi ki arkadaşım söyledi de oraya yöneldik. Sadece bir hafta sonu için bile kiralanıyor. Mesela bizim girişi ayrı olan üst kat haftaya Cuma – Cumartesi dolu. Bunu da aklımda bulunduracağım. İnternet olduğu için uzaktan eğitim devam ederken de 2-3 gün kaçamaklar yapılabilir.


Bunun yanı sıra ben “bedenim ve zihnim” için büyük bir çalışmaya başlıyorum Şubat ayında. Onun detayların şimdi yazmayayım, ben çalıştıkça farkı siz göreceksiniz. Ebru diyeyim, başka ipucu vermeyeyim.


Ev tutmakla ilgili sorularınız olursa bana Instagram hesabımdan yazabilirsiniz.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.