Kim Kardashian'a üzülmemeli miyiz?

Eğer uzayda ya da bir mağarada yaşamıyorsanız Kim Kardashian'ın Paris'teki evinde silahlı saldırıya uğradığını duymuşsunuzdur.

İyi haber; sadece maddi kayıp var, kötü haber; artık tek derdimiz bu!

Söz konusu kişi Kim Kardashian olunca konu çok hassas olmasına rağmen insanların acımasızca bu konuyu tartışması kaçınılmaz oldu.

Başta kendisi olmak üzere ailesinin tüm bireylerini star haline getiren, kimine göre "Ne iş yapıyor bunlar?", kimine göre dünyaya hükmediyorlar!

Kim Kardashian, popüler kültürün ekmeğini en güzel yiyen isimlerin başında geliyor bana göre. Seneler önce erkek arkadaşı ile çektiği porno internet ortamına sızınca, bir porno sitesiyle anlaşıp yüklü bir miktarda telif alarak yasal bir şekilde yayınlanmasına izin vermişti. Yani insanların en kaçındığı, hayatta başına gelmesini en istemeyeceği şeyden bile fayda sağlayıp, "kariyerine" başlamış oldu.

İlk düğününü televizyondan canlı yayınlatan, aldığı nefesten bile para kazanmayı başaran bir kadın. Arkasındaki iblis gibi anası, en az onun kadar ün ve şöhret heveslisi kardeşleri sayesinde ahtapot gibi girdiler hayatımıza.

Bu insanlardan, bu aileden bu kadar nefret edecek ne bulunuyor peki? Başına silah dayanmış bir kadına "İyi olmuş, hak etti" denecek ne yaptılar bize?

Paraları var, bizim onlardan her bahsetmemiz ile bu servete servet ekliyorlar, eğleniyorlar, böbreğini versen alamayacağın ayakkabıyı bir kere giymesi için bir böbrek kadar da para alıyorlar!

Üzgünüm ama hayat böyle. Hiç adil olmadığını biliyoruz, gözümüzün önünde yaşanan ve göz yummak zorunda kaldığımız adaletsizliklere, haksızlıklar yerine bunlar batıyor işte.

Popüler kültür diye inkar edemeyeceğimiz bir gerçek var ve istesek de istemesek de meraklısı var bu işin! Kardashian ve türevi insanlar kimisine göre hiçbir şey yapmıyor ama kendileri kadar bir ton insana da para kazandırdıkları durumlar yaratıyorlar.

Saldırı olayını kendi düzenlemiştir, yalandır, bundan bile prim çıkarır, orası tartışılır. Ama bu kadar korkunç ve travmatik bir olay üzerinden bile espri yapabilmek daha ciddi sorunlarımız olduğuna işaret.

Tabii ki sıradan bir insandan daha çabuk toparlar. Kafasını dağıtmasını, bu olayı atlatmasını sağlayacak faktörler çok fazla hayatında. Tecavüze uğrayıp, susmak zorunda kalan insanların yaşadığı ruhsal çöküntü ile yan yana bile getirilemez yaşadığı şey lakin bu kadar da acımasız olmamak gerektiğini düşünüyorum!

Seri katillerin bile idam edilmemesi gerektiğini savunacak kadar hümanistiz madem, sırf popüler diye de genç bir kadının uğradığı saldırıya iyi olmuş demeyiverelim bi zahmet!

Eğer haksızlıktan, eşitsizlikten bahsedeceksek dün tahliye olan Rüzgar Çetin'den bahsedelim.

Bir yazı yazıp, aylarca hapis yatabiliyorsun, kanser tedavini olmana izin bile vermiyorlar ama şöhretli bir babanın oğluysan ülkede polis öldürüp, elini kolunu sallayarak çıkabiliyorsun!

Hakimi satın al, basını satın al, mağduru satın al, geleceğini satın al!

Oh ne güzel dünya! Adalet ve hukuk bir tek fakirlere işliyor memlekette.

Bir polisin ölümüne sebebiyet veren, bir diğerini de yaralayan malum şahsın sırf trafikten 28 cezası bulunuyor. 38. de bir başka masumun başına aynı şeyin gelmeyeceğinin ne yazık ki bir teminatı yok.

Neymiş "Alnındaki katil damgasının utancıyla yaşacakmış bir ömür." Hee emin olun çok utanç duyacak arkadaşlar! Biz daha çok utanıp üzülmüşüzdür emin olun!

Suçlu değil de nice salıverilen katil, tecavüzcü, sapık ile yan yana yaşama cezasını biz çekiyoruz arkadaş, bu nasıl paradoks?