Canımı da al Dolunay!
Yok kanlı dolunay, yok mavi ay, yok güneşli ay tutulmalısı, bu yaz Ay’dan ve hallerinden ne kadar çok çektik yarabbi! Bitmedi derdi tasası ayın…
Sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir de dolunayın derdiyle uğraş dur. Sen de vur ay, sen de tokatla güneş, sık kafama kurşunu Merkür…
Ne dolunaymış arkadaş, en son cama çıkıp “Canımı da al, al daha ne istiyosun!!” diye bağıracak raddeye kadar gelmiştim yaz ortalarında o coşkulu dolunaylardan birinde. Tam ortalık sakinledi, her şey yolunda derken şimdi bir baktım yine dolunay.
Canımdan bezdim, illallah ettim. Günlük burç yorumunu bile şöyle bir okuyup geçen bir milletken şimdi sayfalarca dolunay etkileri okuyoruz. Tabii ki hiçbir hayırlı etkisi yok üzerimizde. Olsa şaşardım.
Hatırlıyorum da bir iki sene öncesine kadar gazeteden önce kendi burcumuzu okur, varsa yanımızdaki arkadaşımıza yüksek sesle onun günlük yorumunu okur, sonra da flörtümüzün, manitamızınkini okurduk.
Ben senin günlük burcundan bile kendime pay çıkarmayı sevdim!
Şimdi işler değişti, allahın cezası dolunay çıktı başımıza. Hiçbir hayrını görmediğimiz bir enerji sinerji yüklenmesi...
Koskoca ay bile bize karşı... Değilse bile karnı ağrıyan, ayağı burkulan dolunaydan biliyor.
Her dolunayın etkileri bir başka ama hepsi de maşallah kaynana gibi olumsuzluk üzerine olumsuzluk yağdırıyor üzerimize.
Yok elektronik aksaklıklar, kapanmayan davalar, iktidar krizleri, alınamayan ödemeler, geri dönen eski sevgililer, evle ilgili sıkıntılar… Dolunay bile ülkenin haline göre şekil şükül yapıyor.
Sen aysın ay! Gündüz güneşten aldığın ışıkla gecemizi aydınlatacaksın, mehtabında yürüyüp duygulanacağız falan... Böyle krizlerle işin yok senin, aya da aylığı ben öğretmeyeyim bi zahmet!
Mesela İsveç’deki sarışınlar Ikea köftelerini götürürken bizim gibi etkileniyor mu dolunaydan?
İzlandalı yaşıtlarımız da camdan bakıp “Yine ebemizi karışlayacak dolunay” diye korkuyla dolunayı bekliyor mu?
Adriana Lima da regl öncesiymiş gibi sinir ve stres doluyor mu dolunaylarda? Etrafındakileri canından bezdiriyor mu bizim gibi?
Portekizlilerin de şarj aletleri bozuluyor mu?
İngilizlerin flörtleştikleri kişi elleriyle ağzını kapayan sevimli maymun emojisi yolluyor mu? (Tamam bu dolunaydan değil, adamın kendi mallığındandı, her suçu da dolunaya atmayayım...)
Bu dolunay bir tek bizim üzerimizde bu kadar bahtsızlık yaratıyor gibi geliyor. Ya da boktan ötesi hayatlarımıza birer bahane olarak dolunayı görüyoruz. Yoksa bu kadar inanıp, her şeyi dolunaya bağlamamızın başka bir açıklaması olamaz..
Bir arkadaşım bineceği metrobüs hep dolu geldiği için dolunayı suçluyor. Yahu sen iş çıkışı saatinde topuklularınla metrobüse binmeye çalışıyorsan ay ne yapsın? Tabi arkadaşına aptal diyemiyor insan, biricik uydumuzu suçluyorum hemen.
Üst komşunun evini su basıyor, bütün sular olduğu gibi bana akıyor, suçlu tabii ki dolunay. Oturduğum apartmanın 1500 yıllık olması ve artık dökülüyor olması değil! İski’yi arayıp bunlar hep dolunaydan diye dertleşip kapatıyoruz telefonu.
Okulda hangi derste okutuluyordu bu ay döngüleri onu bile hatırlamıyorum ama ebemize hallendiği için ay dönümlerini yakinen takip etmeye başladım. Hiiç merak etmeyin önümüz canımızdan bezdirecek dolunaylarla dolu.
Ya da hayatlarımız fazlasıyla boktan.
YORUMLAR