Susanlara
Bir canın gidişinin ardından, yine bu pis siyaset, pis çıkarlar yüzünden 2 canın daha gittiğini öğrendik dün akşam..
Ve memleketimiz öyle bir hale sokuldu ki, onlara da üzüldüğümüzü ispatlamak zorunda kalıyoruz. Hiçbir neden “can”dan önemli değildir. Görevi, görüşü ne olursa olsun “ölüm” istemiyoruz diyoruz. Gözyaşlarımızla bölmeye çalışanlar, bölünmek istemiyoruz diyoruz. Rabia neden ordaymış demiyoruz. İnsanlığımızı bir tarafa sığdırmaya çalışanlara çığlığımız… İnsanlığımız bana, benim canıma, benim gibi düşünenin canına kadar değil! İnsanlığımız ben kara derken ak diyen, ben sol derken sağ diyen, ben susma derken susan, ben yapma derken yapan da olsa herkese... Yine de beddua etmiyoruz, yine de zulüm dilemiyoruz. Dilersek zulm edenden ne farkımız kalır ki?
İnsanlığı bir çıkara, bir amaca, bir hedefe sığdırmayanları gördükçe, umudumuzu yitirmiyoruz. Yağmurdan kaçarken, doluya mı tutulacağız diye düşünsek de, her kaybedişin, her dibe vuruşun bir çıkışı, bir aydınlığı olacağına inanıyoruz. Belki istediğimiz aydınlığa ulaşmak kolay olmayacak. Nasıl yavaş yavaş, ağırdan ve sinsice ortaya çıktıysa bu art niyetler, bu istismarlar, bu planlar, güzel günlere kavuşmak da zaman alacak. Önce elimizdeki ile yetineceğiz, bunu hak etmiyoruz ama hiç olmazsa “can” almıyor diyeceğiz, sonra daha iyisi için, daha güzeli için elimizi taşın altına sokacağız. Gördük ki çabalamadan, çalışmadan, konuşmadan, kendini öne atmadan hiçbir şey kazanılmıyor, ne özgürlük ne demokrasi.
Sevgi emek ister diyorlar ya, özgürlük de emek istiyor, kardeşlik de, dostluk da, insanca olan ne varsa emek olmadan olmuyor. Oturduğumuz yerden, sesimizi çıkarmadan, izleyerek, izleterek geldi bu memleket bu hale, şimdi böyle gitmez deme zamanı, kul hakkını arama zamanı, “benim gibi olmasan da seni severim” deme zamanı!
Şimdi sözüm susanlara..
Susmak çözüm değil kardeşim. Karşıt görüşte olanların görüşünü bilirsin, konuşmak orta yol bulmak için bir zemin arayabilirsin. Önce farklı düşünüp şimdi hatasını anlamışlara da gel dersin, gel anlat bakalım, neden öyle yaptın dersin, ya ikna edersin, ya ikna olursun, olmazsa da, olmazsan da bilirsin, vicdanı var mı yok mu anlarsın.
Ama susan için bir zemin bulamazsın. Çünkü o ne düşünür bilemezsin, onunla konuşmak istersen muhatap bulamazsın. Ben etliye sütlüye karışmam mı derdi, yoksa bana dokunmayan yılan bin yaşasın mı ya da ben düşüncemi açıklamaya korkarım mı? Sesini hiç duyamazsın, vicdanı var mı bilemezsin. Bilinmeyen de en tehlikeli olandır kardeşim.
Şimdi susma zamanı değil güzel kardeşim, herkesin eteklerindekini dökme, yeniden başlama, yeni çağı başlatma zamanı... Şimdi susuyorsan, konuşmak istediğin zaman muhatap bulamayacaksın. Bil ki sen bu hikayeyi yazanlardan olamayacaksın...
YORUMLAR