Tanrının eli…
Artık uyanmanın ve mucizenin ta kendisi olduğumuzu hatırlamanın zamanı geldi.
Günlük hayatımız bize bu gerçeği ne kadar unutturmaya çalışsa da, şanslı olanlarımız hayatın bize açtığı minik pencerelerden kafasını dışarı uzatıp, yüzüne çarpan rüzgârın farkına varıyor ve gülümsüyor…
Bazılarımız yaşadıklarımızı sözcüklere dökemesek de, derinlerde hissediyoruz…
Büyük bir çoğunluğumuzsa öz benliklerini 7 /24 uyuşturan, yaşam sandıkları sanal âlemlerinde robotlaşmış, alıp verdikleri nefesin bile farkına varmadan, insanın ruhsal gücünü, yaratanla bir olan tarafını hayatlarının bir yerinde unutmuş durumdalar.
İşte o gücü unuttuğumuz belki de unutturulduğumuz zamanlardan biri de doğum süreçlerimiz.
Doğum yapan kadınlara, doğmaya çalışan bebeklere sanki birer robotmuş gibi davranan, dünyaya doğmanın, ölmek kadar ruhsal bir geçiş olduğunu unutmuş belki de hiç bilmemiş sağlıkçılar, gereksiz yere doğumu başlatmak, hızlandırmak, tüm sürecin hâkimi olmak için ellerindeki tüm enstrümanları kullanmaktan çekinmiyorlar.
Beyaz odalardaki yataklarının yanı başındaki makinelere bağlanmış kadınlar sessizce, kadınlıklarını içlerine akıtarak, heykel gibi kıpırtısız, mahremiyetleri, hâkimiyetleri ellerinden alınmış, bazen de kötü davranışlara maruz kalarak bebeklerini doğurmak için zamanla yarıştırılıyorlar.
İşte o kadın mucizenin ta kendisi…
Tanrının eli…
İçinden can doğuran…
Sevgilisinden aldığı aşkla bebeğini rahminde güvenle büyütmüş ve doğurmak için benim kedilerimden hiçbir eksiği yok.
Bazen de durum çok farklı oluyor. Karşımda kendine güvenen, doğurmaya hazır hisseden, ne istediğini bilen, doğum hakkında yeterinde bilgi sahibi, bedeninin farkında, kendini doğanın akışına teslim etmiş, içindeki gücün farkına varmış, eşi ve doktoru tarafından destek gören bir anne geliyor ve doğumuna sahip çıkıyor.
Her şey doğal sürecinde akıyor, gereksiz müdahalelerden uzak duran, kadın bedenine güvenen, doğumun psikolojik dilinden anlayan, annenin mahremiyetine saygı gösteren doktor, ebe tüm süreci güvenle takip ediyor ve bebek ilahi düzenin saatine göre tamda zamanında gözlerini dünyaya açıyor.
Böyle bir doğum yirmi saatte sürse sonunda müthiş bir enerjiyle, güler yüzle, içim kıpır kıpır hastaneden ayrılıyorum.
Böylece bir mucizeye daha şahit olan ben, daldan dala konarak gözden kayboluyorum…
YORUMLAR