Evren öğrenelim istiyor
Öz’ü sözü BİR olmak evren tarafından sürekli sınanan bir olgudur kardeşim. Ben de sınavdayım BİZ’le birlikte… Sen de sınavdasın benimle!
Nereden mi aklıma geldi yine?
BİRLİK’i yazıp anlatma derdinde olan her yazar, yolu O’na olan her arayıştaki yolcu gibi evren önüme türlü türlü sınavlar koyuyor ve soruyor: “Hadi hazır mısın madem hizmete?” “Ayrıştırma, birleştir!” diyor. Tüm kalıplara, sosyo kültürel alışkanlıklara ve tüm doğru bilinenlere inat benim de kalıplarım kırılıyor.
Sana da oluyor mu kardeşim tüm bunlar? Eğer oluyorsa korkma yalnız değilsin. Yeni Çağ’a geçişte biliyorduk tüm bu kalıpların, tutunmaların, değişim sancılarının yaşanacağını… Ama işte zihinle bilmek yetmiyormuş demek! Evren öğrenelim istiyor. Anlamayınca dersler hop başa sarılıyor. Aslında harika bir sistem, sonsuz tekâmül için kusursuz işliyor. Kaç ders, kaç yaşam? Bu bizimle alakalı… İnsanlık olarak sınavımız büyük, hep söylüyorum. Hatırla istiyorum.
Sonra ben bu satırları yazarken bir mesaj düşüyor önüme ve şöyle diyor:
“The Universe isn’t testing you. It’s simply giving you an opportunity to practice all, that you say you are.”
Evren seni sınamıyor, sadece sana olduğunu söylediğin/sandığın şeyleri pratik edebilme fırsatı sunuyor.
Ne mükemmel değil mi? Sistem gerçekten de mükemmel işliyor. Ben değil miyim durmadan BİRLİK’ten, ÖZ’ü SÖZ’ü BİR olmaktan bahseden. Peki, o zaman gayretsiz kader olur mu sorarım sana kardeşim? Olmaz, o-la-maz! Holistik insanı, İnsan-ı Kamil’i beklediğimiz bu çağda ruhsal çalışmalarımızı günlük hayatımıza yansıtamazsak şayet hiçbirimiz oraya ulaşamayız. Bunu tabi ki ben de biliyor, omuzlarımda o büyük sorumluluğu sonuna kadar hissediyorum. Yazdığım, çizdiğim, söylediğim BİR olsun diye hep gayretim. Hem bak “söylemlerini de değiştir” diyor evren bana. “Eski bildiklerin yanlış olmasa da tutunma, bakış açını değiştir. Eski bilgileri yeni bakış açılarıyla harmanlamak mümkün” diyor. Öğreniyorum.
Fark ettin mi?
Son günlerde olup bitenlere baktıkça, kendi başıma gelenler üzerinden makro sistemi de yorumlamaya çalıştıkça, fark ettiğim bilinç sıçraması anları oldu yine. Paylaşmak, beni de BİZ’i de geliştirir diye, yazıyorum sana kardeşim. İçinde bir büyük inançla, yolu yürümekte olan her bir garip insan evladına…
Bu aralar eski ve yeni bir arada. Hiç olmadığı şekliyle bir arada akmaya çalışıyor. Zor oluyor haliyle. Bazıları sadece yeniyi onurlandırıyor, eskiyi yok sayarcasına… Bazıları da eskiye sımsıkı tutunmaya devam ediyor, gelen yeniden korkarcasına…
Neden eskiye tahammülü yok insanların? Ya da yeni düşüncelere? İlla bir kutupta demirlemek ve oraya tutunmak zorunda mıyız? İkisini birleştirmek nasıl mümkün olur? Geçmiş ve gelecek denilen şeyler tam da tek bir AN’da, ŞİMDİ’de akarken neyi neden ve nasıl ayırıyor şu hastalıklı zihinlerimiz? Anlayamıyorum.
Ne mi yapıyorum?
Birleştiriyorum. Eskiyi ve yeniyi bir potada eriterek yeni bakış açıları geliştirmeye çalışıyor, bana en iyi gelen şeyi bulmaya çalışıyorum. Daha önce Allah’ın çeşit çeşit kulları yazımda yazmıştım, çeşitliliğin gelişim için ne kadar gerekli olduğunu. Bu yüzden ben de farklı gördüğüm her şeydeki fırsatları derinlemesine anlamaya çalışıyor ve her yeni bakış açısıyla biraz daha genişliyorum. Ön yargılarıma bakıyorum, alışkanlıklarıma…Doğru bildiğim ilkeleri bile zaman zaman gözden geçiriyorum. “Asla” lar uzun süredir yok hayatımda. Ve hatta eskilerin birinin doğruluğunu, tutarlılığını ifade ederken kullandığı, “hiç bozmadı kendini, hep aynı” vs. gibi söylemlerini bile sorguluyorum. Bir insan hiç değişmiyorsa bu onun tutarlı ve iyi olduğu anlamına mı gelir yoksa değişikliğe kapalı olduğunu mu gösterir emin değilim. Yine de böyle konularda dahi karşımdaki kişilere karşı da kesin bir yargı koymaktan kendimi geri tutuyor, akışta değerlendiriyorum her bir olayı.
Niyetin önemini kavrıyorum, hizmet aşkını deneyimliyorum her bir yola çıkmış kardeşimle. Onların hangi dernekten, siyasi görüşten, etnik gruptan, eğitimden, inanıştan, alışkanlıktan, cemaatten olduğunu gözüm asla görmüyor. ÖZ’e bakıyorum, niyete bakıyorum, yola bakıyorum. Öğreniyorum.
Yazdıklarımı içinde hisseden her bir CAN, bil istiyorum; SEN BENİM KARDEŞİMSİN! Varlığımın bir başka bedende tezahür etmiş başka bir versiyonusun.
SEN BEN’sin BEN’de SEN’im. O yüzden öğrenelim…
BİZ’i seviyorum
Kardeşin Nihan
YORUMLAR