Portakalı soydum baş ucuma koydum

Çok ağır bir grip geçirdim. Kapandım eve, yıkıldım yatağa, ateşmiş, öksürükmüş, halsizlikmiş, hepsinden nasibimi aldım. Pastaları, börekleri, tatlıları yerken “biraz daha sağlıklı yemem lazım artık”dediğim günlerin acısını çıkarttı vücudum. Detoksumsu hallerdeydim!


Gerekiyormuş bunlar bana. Hastalıktan yeni yeni gözümü açarken fark ediyorum ki çok uzun zamandır hissetmediğim kadar iyi oldum aniden. Hiç abartmıyorum, hem fiziksel hem ruhsal olarak yenilenmiş hissediyorum kendimi. Zorunlu olarak uyuduğum uykularla dinlendim, dudaklarımı çatlatan kuvvette ateş yüzünden içtiğim sularla toksinlerimi attım ve yediğim taze meyvelerle kendime geldim. Vücudum virüslerle savaşırken bir de hazımla uğraşmak istemediğinden olsa gerek, acıkınca gözümün önüne hep meyve ve meyve suyu geliyordu.


En çok da portakal yedim ve portakal suyu içtim! Hayatımda hiç bu kadar kısa bir dönemde bu miktarda tüketmemiştim. İyileştikten sonra “ne kadar canlı ve enerjik göründüğüme” dair aldığım iltifatlar beni portakalı daha yakından tanımaya itti. “Kesin ondandır” dedim, araştırdım ve haklı da çıktım. O kadar çok şeye iyi geliyormuş ki, öğrenince paylaşmadan edemedim:


Portakal, kalsiyum, potasyum, A ve C vitamini açısından çok zengin. ¾ bardak portakal suyunda, bir kadının ihtiyacı olan günlük C vitamininin % 107’si, bir erkeğin günlük ihtiyacının ise % 83’ü mevcut. C vitamini kolajen üretimine yardımcı oluyor, cildin kendini onarmasına destek oluyor ve enfeksiyonlara karşı koruyor. Portakalda bulunan polifenol viral enfeksiyonlarla savaşan kahramanın adı.


Ohio State Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, portakal suyunda bulunan C vitamini, vücutta demirin emilmesini kolaylaştırıyor. Bu önemli mineralin, enerji üretiminde rolu çok büyük.


Öğün atlandığında ya da yorucu antremanlardan sonra beliren halsizlik, sersemlik hissi,hızlı kalp atışı ve baş ağrısı için de portakal suyu iyi geliyor. Kan şekerinde düşüşten kaynaklanan bu sıkıntılar yarım bardak portakal suyu içildiğinde birkaç dakika içinde yok oluyor. Araştırma, bunun tatlandırılmamış portakal suyu olması gerektiğini vurguluyor.


Hazım öncesinde asidik bir yapıda olmasına rağmen portakal aslında bir çok alkali mineral içeriyor ve hazım sonrası vücutta alkali dengesini sağlıyor. Ayrıca, lif oranı yüksek bir meyve olduğu için kabızlığı önlüyor ve toksin atımını destekliyor. Bütün bunlardan olsa gerek, obesiteyi önleyen bir meyve olduğu kanıtlanmış.


Deri, akciğer, göğüs, mide ve bağırsak kanserleri başta olmak üzere bir çok kanseri önlediği de görülmüş. Japonya’da yapılan bir araştırmada portakal (mandarin orange) yiyenlerde karaciğer kanserine daha az rastlandığı saptanmış. Bunun içindeki A vitaminiyle ilişkili olduğu düşünülüyor.


Portakal vücutta kan basıncını düzenlemede de yardımcı oluyor. Ayrıca düzenli olarak portakal suyu içenlerde böbrek hastalığı daha az görülüyor ve böbrek taşı oluşma riski azalıyor.


Kalbin sağlıklı çalışmasından sorumlu minerallerden biri olan potasyum, portakalda bol miktarda bulunuyor. Potasyum öyle önemli ki,vücuttaki seviyesinin azalması düzensiz kalp atışı problemini doğurabiliyor. Bu yüzden de portakal kalp sağlığı için de çok önemli bir meyve.


Sizi bilmem ama ben şaşırdım! Portakal deyip geçmemek lazım. Bunların hiç birini bilmesem okumasam da anlamıştım yararını zaten çünkü şu son günlerde kendi vücudumda tecrübe ettim. Cildim kendine geldi, enerji seviyem yükseldi ve genel olarak daha pozitif ve mutlu hissediyorum kendimi. Neredeyse, iyi ki grip olmuşum diyeceğim. Ama yok, yok...o kadar da uzun boylu değil!


Sevgiyle kalın,







YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.