Bahar pembe beyaz olur

Günlerden bir gün Dumuzi öldü. Sümer halkı yasa boğuldu. Bitkiler Tanrısı Dumuzi ölemezdi. Her zaman gözlerinin önünde olan, şafağın ilk pembe ışıkları yamaçlara vururken sürüsünü alıp kırlara çıkan Dumuzi nasıl ölebilirdi? Sümer halkı inanmadı ama günler geçiyor ve Dumuzi'den en küçük bir haber gelmiyordu.


Her yerde aradılar Dumuzi'yi...


En çok da onun sevdiği, onlarla konuştuğu, okşadığı çiçeklerin arasında aradılar. Akça çıngırak, dağ çayı, sarı lale, safran, yanardöner, kırmızı kaya koruğu, taşkıran, kar sümbülü, gök rozet, yıldızlı yonca, orkide, salep, ters lale, kardelen, gelin saçı, süsen, ballı salkım, çatal nergis, mor yıldız, allı gelin, yalnız sümbül, şakayık, yayla çayı çiçekleriyle kaplı tepelerde aradılar. Pembeli beyazlı çiçekler arasında aradılar Dumuzi'yi.


Ne yazık ki yoktu ve çiçeklerin de boynu büküktü tıpkı Sümer ahalisi gibi...


Tanrıça İnanna çok üzüldü ve Dumuzi’yi geri getirmek için yeraltı dünyasına geçti. Kurallar gereği çırılçıplak soyundu, ketenden dokunmuş ve pembe beyaz işlemelerle süslü elbisesini dünyanın üzerine attı ve yeraltı alemine indi.


Ne var ki, yeraltı tanrıçası Ereşkigal, o tarafa girenlerin bir daha çıkamayacaklarını söyleyerek İnanna'yı esir ettiği gibi, Dumuzi'yi de geri vermedi.


Önce Dumuzi, ardından da İnanna'nın kayboluşuna tabiat isyan etti. Ağaçlar, çiçekler İnanna'nın yaptığını yaptılar. Elbiselerini çıkarıp attılar, soyundular. Yani yapraklarını, filizlerini, goncalarını döktüler ve öylece kurumaya durdular.


Böyle giderse doğanın tümüyle yok olacağını anlayan diğer tanrılar yeraltı ilahlarıyla anlaşmaya vardılar. İnanna yılın bir yarısını bu dünyada, diğer yarısını da öteki dünyada geçirecekti. Öyle de oldu.


İnanna'yı biz hiç görmedik demeyin. O her baharda dünyamıza dönüyor. Şu sıralarda bahçelerde, yol kenarlarında domur domur çiçek açmış o güzelim mürdüm erikleri, şeftaliler ile onların o beyaz, ille de pembe beyaz çiçekleri kim sanıyorsunuz? Sümer tanrılarının anlaşması hala sürüyor ve İnanna yarım yıllığına dünyaya dönüp, pembe beyaz süslerle bezenmiş keten elbisesini giyiyor.

Merhaba bahar...


Eski hemşerilerimiz Hititler, Tarım Tanrısı Telipu'nun bir şeye kızdığını ve onları terk edip gittiğine inanırlardı. Üstelik Telipu giderken yanında bütün tohumları ve bolluğu da götürmüştü. Hitit ülkesini kapkara bir kış bastı. Evlerin içi is ve duman doldu. Bitkiler kurudu, hayvanlar ve insanlar üremez oldu. Her taraf siyahtı, her taraf boz rengiydi. Hititler sarıyı, yeşili, beyazı, kırmızıyı ve pembeyi unuttular. Sonra, öteki ilahlar Telipu'yu dönmeye ikna ettiler. Ama yılda sadece bir kere dönecekti. Telipu bir nisan ayında döndü geldi. Hititler bir sabah uyanıp baktılar ki, gökyüzü maviye boyanmış. Çoruh'un, Kızılırmak'ın kıyısında nergisler, sümbüller açmış. Kayısılar, şeftaliler, erikler, kirazlar, vişneler, cümle ağaçlar çiçeğe durmuşlar ki, her yan sarıya, beyaza ama ille de pembe beyaza kesilmiş.

Merhaba bahar...


Örnekler daha da çoğaltılabilir ve bütün örneklerdeki kurgu üç aşağı beş yukarı aynıdır. Hepsinde ölüm ve sonra da yeniden diriliş söz konusudur. Böyledir. Dünya dönmeye devam eder. 'Nice yazlardan sonra kaygılarımızın kışı gelir.' Çiçek, dal, yaprak kalmaz ortalıkta. Yılın iki yarısından birini geçirmek için 'öte yana' gitmişlerdir artık.


Upuzun geceler geçer. Üşürüz, hep üşürüz yorgan altlarında. Sonra bir uyanırız ki gökyüzü masmavi olmuş. Sanki birileri biz uyurken hiç üşenmemiş, gökyüzünü bir güzel boyayıvermiş. Öte yana gidenler şimdi geri dönmüştür. Toprak bu dönüş şerefine görkemli bir hoş geldin töreni düzenler. O sarılar, o pembeler içimize işler. Her yanda bembeyaz erik çiçekleri, pembe beyaz şeftali çiçekleri görürüz. Aşina bir koku burnumuza, genzimize dolar. Anne kokusu gibi, bebek kokusu gibi, taze ekmek, yeni biçilmiş çim, yağmurun ıslattığı toprak, sevgilinin terlemiş sinesinin kokusu gibi bir kokudur bu.


Merhaba bahar...

Bahar geldi. "Şair"in bile, baharın bir pazar gününde güneşe çıkarıldığında karısını da düşünmeyip, "Bahtiyarım" dediği ilkbahar. Yeniden varoluşun mevsimi. Hiç yaşlanmayacak sevdaları her yıl pembe ve beyaza boyayan muzip bahar.

Bahar pembe beyaz olur.

Merhaba bahar...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Hayatı tekrar tekrar yasatıp,hem yenisen dogusun mutlulugunu gösterisonrada annenin yokluğunu hissettirip kalbi bu acıyla dağlıyorsunuz.Şahane.
    CEVAPLA
  • Misafir ne güzel... insan ruhu gibi; dönüşüm baharla kış arasında... ne güzeldi o yazılar...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.