Yetersiz bakiye
Ben evet diyorum, bence hayır, bir hayır da benden!
İki hayır!
Bizimle değilsin!
Depresif olduğum dönemde en sevdiğim şey kızların giyinip kuşanıp podyum bozması bir sahnenin üstünde yürüdükten sonra jürinin kızların ne giydiklerini eleştirdikleri programdı. Öyle takmıştım ki "bizimle değilsin" diyip duruyordum bir şey olunca.
Bizimle değilsin, o elbise öyle mi giyilir, o saçın hali nedir alla sen? Bir nevi yetersiz bakiyelik durumu. Genç kızlar kendilerini jüriye beğendiremeyip boyunları Küçük Emrah'tan hallice üzülüp inerlerdi sahneden. Üzücü şey, onca giyinmişsin, saçını filan yaptırmışsın sonra hop bizimle değilsin. Olsa ne olur? Sizinle olsa ne olur ki? Bak ne diyor Mahsun, hepimiz kardeşiz!
Bu aralar kendimi o kızlardan biri gibi hissediyorum. Jüri bir bir yerden çıkacak da giydiğimi, dediğimi, yazdığımı, okuduğumu beğenmeyecek, bizimle değilsin diyecek, ben boynumu büküp ya neden ya diyeceğim sonra Hülya Koçyiğit koşusu ile uzaklaşacağım. Öyle bir hissiyat içindeyim. Hani böyle vapura otobüse son anda yetişirsin akbili basarsın da dırırıp yetersiz bakiye der ya hah onun gibi. Yeteriz bakiye sendromu. Bak yazdım, yarın öbür gün tıpa geçebilirim yani. Terapiste gitsem anlatsam adını ben buldum derim! Belki de adımı koyarlar sendroma olabilir yani.
Eski şarkılar, şiirler hep baharın güzellikleri üzerine aziz okuyucum! Ama gel gör ki bu bahar beni eşek tepti, attan düştüm, neydi Başbakan'ı sırtından atan atın adı, heh Cihan mıydı? Sanki ona yanaşmışım bir seveyim demişim kişnemiş bana gibi. Bir şey geliyor aklıma olmayacak şey mesela, bahardandır diyorum, sokak ortasında dans eden çocuk görünce bir iki breakdans hareketi yapıp ufaklıkla gülüyorum, bahardandır diyorum. İncecik giyinip çıkıyorum, birden hava soğuyor, bahardandır diyorum. Son anda vapura yetişiyorum, yetersiz bakiye ile karşılaşıyorum, ben doldurana kadar vapur gidiyor bahardandır diyorum. Yani ya bahardandır ya da yetersiz bakiyeliğimdendir diyorum her bir şeye. Hep bir bahane, hep bir şeyler bulmaca. İdare ediyorum napayım diyorum sonra kendi kendime. İdare edemem anne, idare edemem diye bağıran küçük çocuklu video geliyor aklıma gülüyorum. Bu aralar en çok ağaçta erikle yakalanan kediye gülüyorum. Canım bir şeye mi sıkıldı açıp bakıyorum gülüyorum, birine mi kızdım açıp bakıyorum kahkaha atıyorum, yetersiz bakiye sendromu ağır mı geldi açıp bakıyorum yetmiyor Nilşeker Sultan'a gösteriyorum. Napayım anne diyorum, ben böyleyim.
Bizimlesin der gibi gülümsüyor. Demiyor ama ben anlıyorum. Elfi ileyim, annemleyim, babamlayım, Semuş'layım, Hikmet Sultan'layım, E'leyim, B ve H ileyim.
Jüri korkusu mu? Unutuyorum.
Erikçi kedi sağ olsun.
YORUMLAR