Amerika gün:5
Yazın vize aldım, Ekim'de biletimi aldım ve 5 gün önce de geldim.
En yakın arkadaşlarımdan biri burada yaşıyor. Evlendi ve 5 aylık hamile.
Zamanında mı geldim zamansız mı, hiçbir fikrim yok bu arada.
Anlattıklarının ve korkuttuklarının hiçbiri olmadı. “Vize vermezler, üstüne malın mülkün yok, sigortan yok, evli de değilsin, seni buraya bağlayan hiçbir şey yok” dediler, gittim vize randevuma, çok bir şey sormadılar, “İyi tatiller” dediler.
"Amerika'ya indiğinde pasaporttan geçerken her şeyi soracaklar, biletinin çıktısını al, panik yapma, sorulara hazır ol" dediler. Kimse darlamadı, anında geçtim ve fotoğraf çekerlerken gülümsedim.
Fena jetlag olacaksın ama olsun nasılsa tatilin 25 gün dediler, jetlag falan olmadım.
Ne dedilerse olmadı. Ne için korkuttularsa, boşuna korkutmuşlar. Sonunda New York'tayım.
Alışveriş icin mükemmel, gezip fotoğraf çekmek içinse kâbus gibi bir zaman. Hava buz gibi. Yıllarca Carrie Bradshaw izledim, bu soğukta o elbiseleri giymenin imkânı yokmuş, bir kez daha saygı duydum. Alışveriş yapacağım için tavsiye edileni dinledim. Yanıma 2-3 kombin aldım, onları da gözden çıkaracaklarımdan seçtim, gerekirse burda bırakırım diye…
Brooklyn'de kalıyorum ama gündüzlerimiz Manhattan'da geçiyor. Metroya binmeye, varacağımız durağa kadar insanları izlemeye bayılıyorum. Kendi aramızda konuştuğumuzda, yanımızda kim varsa nece konustuğumuzu soruyor. Sonrası onlarla uzun uzun muhabbet.
Burası hazine gibi. Çok farklı millet, çok farklı hayat, çok farklı aksan, çok farklı stil, çok farklı dil var… İncelemek, dinlemek, konuşmak harika, işte o zaman doyuyorum… Metroda en son konuştuğumuz çocuk Yunanlıydı mesela ve İstanbul'a ısrarla Konstantinopolis diyordu. Israrla İstanbul diye düzelttim ben de, merak etmeyin.
İndirimlerden bahsedip moralinizi bozmak istemiyorum. İnanılmaz. O yüzden bu haftayı sadece alışverişe, sonrasını da keşfe ayırmaya karar verdik…
Bugün hava güneşli. Ama Çicek, “Sakın aldanma hâlâ buz gibi, sıkı giyiniyoruz yine” dedi. Sıkı giyinmeyi sevmiyorum, fotoğraf çektiremiyorum o zaman. Çektirsem de dolma gibi çıkıyorum. Eldiven, bere, atkı bazen yetmiyor bile. Soğuk havayla ilgili en sevmediğim şey bu. Bugün Bryant Park'a gidiyoruz. Siz bu yazıyı okurken ben orayı da gezmiş olacagım. Haftaya kaldığımız yerden devam ederim.
Bu arada, İstanbul'u henüz pek özlemedim.
YORUMLAR