Üçüncü yol
Kendin ol, tamam ama hangisi? İki farklı “ben” in sizi farklı yönleri çektiği oldu mu? Bir ayağınızın ileri diğerinin geriye adım attığı. Bir insanla ilişki içindeyken içinizden uyumlu anlayışlı biri çıkarken, yarım saat sonra başka bir ilişkide başka bir role adım attığınızda ortaya çıkan sertliği, acılığı tanıyamadığınız? İnsan ruhu melek ve şeytanın cirit attığı nefis bir bataklık. Ve Estes’in dediği gibi "Bataklıklar güzeldir. Bataklıklarda hep bir şeyler çürür, ölür ve yeni bir şeyler doğar."
“Ben” olmak, ruhumuzun birbiri ile çelişir hatta çatışır gibi gözüken katmanlar arasında süregelen bir sörften ibaret. Ruhumuzun bu katmanlarından bazen biri bazen diğeri ortaya çıkar. Ama hiçbir zaman hiçbiri yok olmaz. Bilge kadınla, toy kız çocuğu arasında bir gidip gelme... Şifacı ile yıkıcının tangosu...
“Ben” diye sabit değişmez bir şeyi inşa çabası nafiledir. İnsan birini sevdiğinde genellikle onun yanındayken dönüştüğü insanı sever.
Bazı insanlar/durumlar içimizden besleyici, yapıcı, şefkatli birini çekip çıkarır.
Bazen bir yıkıcı gelir. Ne varsa yıkar geçer. Bu dalgaları durduramayız ama sörf yapmayı öğrenebiliriz. İşte tam da bir ayağımız ileri diğeri geriye gittiği anlarda muhteşem bir potansiyel vardır. Bu gerilimden doğma ihtimali olan bir üçüncü yol! Estes buna “içimizdeki ikiliklerin evlendirilmesi” der. Çoğu zaman bu üçüncü yolu bulabilmek için ikilik geriliminde bir süre kalmayı becermek gerekir. Değişmek diye bir şey belki de hiç yoktur. Sadece ruhumuzun kadim parçaları arasında kurulan ve bozulan evlilikler ve becerikli/beceriksiz sörfçüler vardır.
Nöropsiklog Stan Tatkin’i anlatırken “Her ilişkide üç kişi vardır” dediğini söylemiştim. Diğer kişi ve ilişkinin kendisi. Hatta çocukların da üç ebeveyni olduğu söylenir. Üçüncü ebeveynin anne baba arasındaki ilişkidir. Bir ilişkide tarafların kendi tarafında değil ilişkinin tarafında olması gerektiğini duyduğumda, Stan’in tutumu benim dünyamı aydınlatmıştı. İlişkiden her iki taraf da fayda görüyor, onun menfaatleri taraflarınkinin üzerinde olmalı. Bu tutum ikiliğin (sen/ben) ötesinde tamamen yeni bir yol sunuyor.
Aynı zamanda bu üçüncü yol bana Estes’in ikililikle ilgili söylediklerini hatırlatır. Karı, koca ya da anne çocuk çok bariz bir ikilikken; kendi benliğimizdeki ikiliği görmek de evlendirip bir üçüncü yol bulmak da daha zordur. Ama belki de daha bariz ve dışarıdaki ikiliklerden önce iç dünyamızdakileri görmeye ve onlarla sörf yapmaya başlamak, dışarıdaki ikiliklere de yardım edecektir.
YORUMLAR