Yeni babaya mektup
Sevgili Yeni Baba,
Öncelikle gözün aydın der, aydın ve şaşkın gözlerinden öperim. Sen şimdi suratına ışık tutulmuş tavşan gibisin bilirim.
Kim demişti hatırlamıyorum ama ilk kez çocuk sahibi olmak arabayla 100 km hızla giderken duvara çarpmak gibi bir his. Bu küçücük yaratığın sende yarattığı hisler ne büyük. Minnacık ama sorumluluğu ne çok, ne ağır.
Bir de üstüne erkeksin, fazla büyük hisleri hissetmek de sana yasak. Hissetmenin acemisisin. Şimdi kucağında bu fokurdayan hislerle ne yapacağını bilmez haldesin.
Sana kötü bir de haberim var; baba olmak öğrenilen bir şey ama bu öğrenme şu anda değil sen doğduğunda başladı. Eğer bu toplumda yaşayıp büyüdüysen formasyonun baya yetersiz olduğunu söyleyebilirim. Babaların pek babalık yapmadığı, otoriterliği güç sandığı bir ülke burası. Şimdi devir değişti ama senin öğrenmelerin pek zayıf. Sırtını dayadığın gelenek zangır zangır sallanıyor. İşte en çok bundan suratına ışık tutulmuş tavşan gibi kalışın.
Sevgili yeni baba, durumunu anlıyorum ama sana birkaç esaslı tavsiyem olacak. Beni dinle ve korkma yakında feraha çıkacaksın...
Sana bir istatistik vererek tavsiyelerime başlamak isterim. Doğuran kadınların yüzde 75’i ilk bir yıl içinde lohusa depresyonuna giriyor. Bu o kadar yaygın ki, artık giren kadınlar neden giriyor diye araştırmak yerine girmeyenler neden girmiyor diye araştırma yapılır hale gelmiş. Yani sıra dışı olan doğuran kadının lohusa depresyonuna hiç girmemesidir. Uzmanlar bu kadınlar neden depresyona girmedi diye araştırmışlar, araştırmışlar ve sonunda ne bulmuşlar biliyor musun? Depresyona girmeyen kadınların eşleri tarafından çok iyi desteklendiklerini bulmuşlar. Sana ilk tavsiyem şudur sevgili yeni baba; lütfen karına iyi bak... Herkes bebeğe baksın dursun, sen karına bak. Sen karına iyi bak ki o da bebeğe iyi bakabilsin. Ona “iyi misin?” diye sor. “Aç mısın” diye sor. “Ver bebeği bana, sen git iki saat kestir” deyiver. Giderken de yanağına bir öpücük kondur. Arada durduk yerde git bir sarıl, sarıl ki tam depresyon onu kucağına doğru çekerken çıksın gelsin, senin kollarına konsun.
Ama ben de şöyleyim, böyleyim deme. Biliyorum halini ama üzgünüm
gün senin günün değil bunu bil. Her ne hissediyorsan bununla baş etmenin bir yolunu bulmalısın. Kendini kenara itilmiş hissediyor olabilirsin. Belki de biraz itilmişsindir de. Ama her ne hissediyorsan karşında duran kadına bak ve hissettiğin şeyi yüzle çarp. Bu böyle bir dönem ama geçecek. Almadan bir süre vereceksin. Ama kısa sürecek.
Karın yaralı bereli, muhakkak bir yerleri kesik. Memesi ne halde Allah bilir. Hem bedeni, hem ruhu, hem hormonları allak bullak. Bu kadını bugün sevmeyeceksen hangi gün seveceksin?
Sevgili yeni baba sana çok önemli bir sır veriyorum. Kadınlar lohusayken yapılan şeyleri de yapılmayanları da asla unutmaz. Sen şimdi git ona bir çay koy. Kadın milleti böyledir, bir toparlansın o çayı ömür boyu unutmaz o bir çaya karşılık bin çay getirir.
Biliyorum karının sinirleri tepesinde, biliyorum bu kadın böyle mi kalacak diye korku içindesin, biliyorum karı koca olmak elden uçtu gitti, biliyorum yalnız kalmış gibisin. Ev kalabalık, hayat kaotik... ‘Hayat böyle geçer mi?’ dediğini duyar gibiyim. Hayat böyle geçmez. Zaten geçmeyecek de... Merak etme, su yolunu bulacak.
Özetle kafanı çalıştır sevgili yeni baba. Zaman süper kahraman olma zamanı. Şimdi o süper kahraman ol, ömür boyu sırtın yere gelmeyecek bunu bilesin. Ama bir de fena çuvallarsan, bir ömür boyu Allah yardımcın olsun derim.
YORUMLAR