Lohusalık Bildirisi…

Hastaneden eve yeni gelmişim. Dokuz ay karnımda taşıdığım mucizem şimdi kucağımda, inanamıyorum.


Ne kadar harika görünüyor. Bu mini minnacık bebek benim mi? Kızımı emzirirken O’ nu seyrediyorum. Huzur içinde kalmak istiyoruz. Birden evin kalabalıklığı dikkatimi çekiyor. Ayrıca neden herkes bir telaş içinde?


Tam bu sırada üç ses aynı anda kulaklarımda çınlamaya başlıyor.

Sütün geldi mi?

Bak şöyle tutman lazım!

Gelecek misafirlere ne ikram edeceğiz, her şey hazır mı?


Neden salondayım ben? Neden kendi odamda emzirmiyorum ki? Çıldırmış olmalıyım bu kalabalığın içinde emzirmeye çalıştığım için. Kızımla baş başa kalmalıyım. Kaçmak istiyorum.


O’nu sükûnet içinde emzirsem, temizlesem, uyutsam hatta sonra ben de biraz uyusam. Bunun için kaçmaya gerek var mı, ev benim. İster salon, ister yatak odam.





Neden odama saklanıyorum?


Çünkü kalabalık.





O da ne, birden kapı çaldı. Kalabalık bir grup misafir ilk fırsatta hayırlı olsun ziyaretine gelmiş. Biliyorsunuz kültürümüzde adettendir. Ne iyi ettiniz geldiniz, eksik olmayın.


Biz de sizi bekliyorduk, hatta ne ikram etsek acaba diye bir telaş sarmıştı içimizi.



Aradan birkaç gün geçiyor, bu kalabalık hiç bitmiyor sanki.


Sürekli kapı zili sesi mi duyuyorum, yoksa gerçekten kapı çalıyor mu? Evde yokuz, tatile çıktık diye yazı mı assak kapıya acaba?



Şerbet kalmış mıydı? Daha önce sardığımız börekleri buzluktan çıkarsak iyi olacak.



Sanırım bir rüyadayım, yok bu olsa olsa kâbustur. Hemen çimdikleyin beni. Hayır, gerçekmiş. O kadar sert çimdiklemenize gerek yoktu canım. Kulaklarımdaki sesler, konuşmalar hiç bitmeyecek mi?


Bu sesler, konuşmalar hep aynı ama:

Sütün var mı, sütün yetiyor mu?

Bebeğin neden çok ağlıyor?

Ayaklarını üşütmüşsün, o yüzden çok gazlı bu bebek. Patiği yok mu?

Bizim zamanımızda böyle yapılmazdı, internet mi vardı ayol?

Bebeğin elleri soğuk, yeleği yok mu?

Bebek aç, sütün yaramıyor!


Kaç kilo almıştın hamile iken?


Hala karnın duruyor!


Tatlı ye, süt yapar!





Geriye dönüp baktığım zaman lohusalığım ile ilgili aklımda kalanlar bunlar…





Ah! Bir de şöyle bir anım var;

Gelen misafirlerden birisi, arkamı döner dönmez beşiğinden kızımı kucağına almıştı. Elinden kızımı nasıl bir hışımla aldığımı dün gibi hatırlıyorum.





Hayır! Ben izin vermiyorum kardeşim, yeni anne oldum. Lohusayım, fazla duygusalım, üstüme gelmeyin. Kızımı kucağına alman hoşuma gitmeyebilir, o yüzden biraz saygı bekliyorum.


Şimdi hormonlar zaten tavan yapmış durumda. Bu kalabalık anneye, özellikle bebeğe çok fazla gelir. Biraz sakin kalmaya, baş başa kalmaya ihtiyaçları var. Onlar birbirlerine bu dünyada henüz alışmaya çalışıyorlar. Önce hastanede, şimdi evde biraz yalnız bıraksak onları.


Doğumda mahremiyet varsa, lohusalıkta da olmalı bence.

Anlıyorum; herkes tebrik etmek, hayırlı olsun demek için sıraya girdi. Ama bu ziyaretler hemen olmak zorunda mı? En azından kırk gün bekleyin. Anne ve bebek biraz nefes alsın, birbirlerine alışsınlar. Emin olun bir yere kaçmıyorlar, uzun sürede kaçmayacaklar. Elbet ziyarete gidersiniz, acele etmenize gerek yok. Emin olun bu konudaki anlayışınız pek daha makbule geçer.


Özellikle çok yakın akrabalar, size öneriyorum. Hayırlı olsun ziyaretini yardım ziyaretine dönüştürebilirsiniz. Mesela market alışverişini yapabilir; anneye yemek pişirip, kapıdan bırakabilirsiniz.


Annenin doğum sonrasında yardıma ihtiyaç konusu yadsınamaz. Ama bu evde bir kişiden fazla kişi olmamalı. Bu kişinin görevi de bebeğe değil, anneye bakmak olmalı. Annenin temel ihtiyaçları sağlanmalı. Biliyorsunuz annenin sütü için kaliteli beslemek çok önemli, ayrıca dinlenmesi de.





Anne mümkün olduğunca rahat ettirilmeli ama sıkmadan.





Aman dikkat, arada anne ağlayabilir. Normaldir, lohusa hüznüdür bu. Her annenin başına gelir. Anneye tavsiyem, bebek uyurken biraz dışarı çıkıp, hava alın.





Ayrıca özel bir isteğim var; memeden gelen sütün miktarı ile ilgili sakın cümle kurmayınız. Sütün var mı, sütün ne kadar, süt yetiyor mu, şöyle yapmazsan sütün kesilir vs. Bir arkadaşım annesine “kesmek” fiili ile ilgili cümle kurmayı yasaklamıştı.





Güzel fikir, değil mi?

Eğer günün birinde bir kez daha anne olursam; evimin kurallarını, anneliğimin, lohusalığımın kurallarını önceden bildiri halinde yayınlayacağım.





Siz bu bildiriyi yayınlamak için geç kalmadınız, haydi!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Tum cumleler ezberlenmis gibi hep de yine lohusaligi yasamis olan kadinlar tarafından soyleniyo ya gerçekten en acisi da bu bence kesinlikle sadece annenin ihtiyaclari onun istegi olcusunde giderilip hic bir soru tavsiye veya oneride bulunulmamali anne kendisi sormadigi sürece...
    CEVAPLA
  • Misafir Ne güzel yazmışsın vallh aynı beni anlatmış
    CEVAPLA
  • Misafir Oda biseymi hamileliğin boyunca suratıma bakmayan gorumcemle hamileligim boyunca evde hayatı bana zindan eden yeri gelip yemek bile vermeyen kaynanam hastanede çocuğumu soyup eksiği varmı diye baktı....
    CEVAPLA
  • Misafir Mükemmel
    CEVAPLA
  • Misafir Harika
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.