Erkek erkeğe cinsellik çemberleri

Çemberler gönülden gönüle iletiştiğimiz; kendimizle, çemberdeki diğerleriyle ve bunun ötesi ile bağlantı kurmayı kolaylaştıran kadim alanlar... Bunca yıldır yüzlerce (bin olmuş mudur ki!) çembere oturdum; büyük kısmında alan tutan, kolaylaştıran kişi oldum, hâlen oradaki büyüye akıl sır erdirebilmiş değilim. Ne oluyor da basit birkaç ilke etrafında ve belli niyetlerle toplandığımızda, günlük sohbetten bu kadar farklı bir alan açılıyor; bu kadar güçlü, bu kadar derin, bu kadar samimi...


Böyle dediğime bakmayın; akıl-sır erdireyim, zihinsel olarak bunun nasılını anlayayım gibi bir derdim de yok aslında. Üstelik kısmen biliyorum da sebepleri ama sorsalar çok net anlatamam mesela. Hatta çemberin nasıl bir alan olduğunu da pek anlatamıyorum sorduklarında; bunca yıldan sonra hâlâ... Meditasyonu anlatmak nasıl kolay değilse ve büyüsü, faydaları deneyimlendikçe açığa çıkıyorsa çember de öyle bir alan. Basit, bir o kadar etkili; derinleştikçe keşfedecek çok şey var; bitmeyecek bir yolculuk...


Bu ayın başlarında başlayan iki erkek grubu ile her hafta çemberlere oturuyoruz. Tabii ben yine hemen her zaman olduğu gibi her hafta tekrar tekrar aşka düşüyorum; geçtiğimiz Kasım ayında yine bir erkek çemberi grubunda öyle olmuştu ve burada yazmıştım. Çemberlerde erkeklerle oluşan bambaşka bir iletişim hâli var ve bunun bendeki etkilerini ve genel bazı gözlemlerimi o yazıda paylaşmıştım, tekrara girmeyeyim.


Bu seferki gruplarda ise şöyle bir özel durum var; ağırlıklı olarak cinsellik konu başlığını konuşuyoruz. Yani davetim bu yöndeydi zaten ve çoğunlukla buna dair paylaşımlara alan açıyoruz; cinselliğin hayatın her alanına dokunduğunu aklımızda tutarak ve ona dair değilmiş gibi görünen hikâyelerimize de zaman zaman yer vererek...


Doğrusunu söylemek gerekirse çoğu çemberden şaşkınlıkla çıkıyorum; erkeklerin sanılanın aksine, doğru koşullar oluştuğunda kendilerini ne kadar rahat ifade edebildiklerini, kırılganlıklarını nasıl da ortaya seriverdiklerini gördükçe pek seviniyorum. Üstelik en az yarısı çembere o kadar da aşina olmayan adamlardan bahsediyorum. Bu alanın onlara ne kadar iyi geldiğini tekrar tekrar duymak da en büyük motivasyonum oluyor ve bu tip buluşmaların devamını bu sayede getiriyorum.


Bildiğiniz -ya da bilmediğiniz- üzere çemberlerde ikili-üçlü diyaloglara girmeyiz, birbirimize doğrudan soru sormayız, tavsiye vermeyiz vs. Ortak bilgeliğimizi simgeleyen merkeze doğru konuşur ve oradan dinleriz. Bir sürü sorumuza cevap buluruz ama karşılıklı iletişime girmekten ziyade birbirimizin hikâyelerinin içinden doğar bu cevaplar içimize. Hatta bazen farkına bile varmayabiliriz bir şeylere cevap bulduğumuzun ama içimizde bir hafiflik, tatlılık, huzur olur sıkça, çemberin sonunda. Doğrudan bir cevap olsun/olmasın, kendimizi ve birbirimizi olduğumuz gibi kabul etme yolunda birkaç adım atmışızdır, hiçbir şey yapmadıysak; kalpten dinlemeyi deneyimlemişizdir, günlük yaşamın hayhuyunda pek deneyimlemediğimiz şekilde...


Geçtiğimiz hafta ise benim de daha önce çok fazla deneyimlemediğim bir yöntem kullandık: Response council olarak geçen, Türkçeye soru-cevap çemberi olarak çevirebileceğimiz bir akış... Öneriler almanın, tavsiyelerin, birbirimizden doğrudan beslenmelerin de yaşamda yeri ve gerekliliği muhakkak ama çemberlerde bunun ezbere bir şekilde ve zihinsel koşturmalar içinde yapılıyor olması alışkanlığını kırıyoruz. Soru-cevap çemberinde ise yeniden soru cevaplara, önerilere açılıyoruz lakin çok daha bilinçli bir yerden yapıyoruz bunu. Ve desturla, birisi soru sorduğu takdirde ve o soru ile sınırlı kalmak koşuluyla...


Geçen hafta yaptığımız işte buydu. Kafamıza takılan konuları, zorlukları, endişeleri zaten paylaşıyorduk ve bazen zaten kendiliğinden cevaplar geliyordu alandan. Bu sefer ise daha önce bahsetmiş olduğumuz ya da olmadığımız, "Acaba diğerleri de böyle şeyler yaşadı mı, yaşıyor mu?", "Yaşadıysa nasıl atlattı; atlattı mı?", "Bana bir önerisi olan olabilir mi?" gibi soruları alana yönelttik ve dileyenler kendi deneyimleri üzerinden cevaplarını paylaştılar. Bir süre sonra o sorunun tamamlandığını hissettiğimizde yeni bir soruya geçtik ve dolayısıyla yeni cevaplara...


İki gruptan da almış olduğum izinle, geçen hafta birbirimize sorduğumuz soruları anonim bir şekilde burada paylaşmak istiyorum. Cinsellik konusunda paylaşım yapan iki grup erkek birbirine sırasıyla şu konularda akıl-fikir danıştı ya da diğer deneyimleri merak etti:


"Sevişirken zihni durdurmak mümkün mü? Gerekli mi?"


"Arayışta olmak / akışta olmak ikiliği. Nasıl sürekli ilişki arayışı hâlinde olmaktan çıkabilirim?"


"Heteroseksüellik ve tekeşlilik tamamen kültürel ezberlerden mi geliyor?"


"Partnerinizin, karşınızda başka biriyle sevişmesi sizi tahrik eder mi?"


"Sevişirken kadına zevk vermeye öncelik tanıyorum; bunun ne kadarı uyarılma döngülerinin eşzamanlı olmamasından dolayı gereklilikten, ne kadarı performans kaygısından geliyor olabilir?"


"Boşalmama, o noktaya gelmeden kendini tutma konusundaki deneyimleriniz neler?"


"Kıskanmak hak mı, ok mi? Nasıl baş edilebilir?"


"Erken boşalma tünelinden çıkan ve çıkamayanlar deneyimlerini paylaşabilir mi?"


"Evlenmeye nasıl karar verdiniz, cesaret ettiniz?"


ve bu sorunun tamamlayıcısı olarak gelen


"Cinsellik ateşini nasıl canlı tutabiliriz?"


"Fantezileriniz var mı? Nasıl fanteziler, anlatmak isterseniz... Gerçekleştiriyor musunuz? Hayır ise niye?"


"Daha önce isteğiniz dışında veya sırf karşı tarafın isteğini karşılamak için cinsel ilişkiye girdiniz mi? Evet diyenler için, ne hissettiniz? Hayır diyenler için, nasıl reddettiniz veya böyle bir durumda ne hissederdiniz?"


**


Gerçekleştirdiğim erkek çemberlerine dair kadınlardan ne konuştuğumuzu çok merak ettiklerini, gizlice katılmak istediklerini sıkça duyuyorum :)) Bir nebze olsun, meraklarını da gidermiş olalım böylece; kimsenin özeline girmemeye özen göstererek...


Bu hafta iki grupla da son haftamız ve o kadar kıymetli ve güzel ki bu alan, devamını getirmemek ne mümkün. Önümüzdeki haftalarda yeni bir grupla yine bu konu başlığında yeni bir sürecin daveti gelecek muhtemelen. İlginizi çekiyorsa sosyal medya üzerinden takipte kalmanızı öneririm.


Mevcut gruplardan da bir şekilde devam etme talebi vardı; bakalım nasıl akacak süreç... :))



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.