Bir eksiğiz

New York metrosunda herkesin başı önüne eğik.

O dededen toruna miras, ‘Herkes ama herkes kitap okuyor, broşür bulsalar broşüre bakıyorlar’ bir şehir efsanesi, broşürlerin yerinde candy crush esiyor.


Komik değil halimiz. Korkarım, ileride başımız öne eğik gömüleceğiz. ‘Vasiyet etmiş, telefonuyla gömülmek istemiş’ denecek arkamızdan, birileri ‘Şarjı bitmiş galiba’ diyecek. Defin işlemleri sürerken, iPhone 11 şarjı aranacak, ucu eşkenar üçgen olacak.


Bu kadar başımızı öne eğecek bir kabahatimiz de yok ama. Suskunluğumuzu, tırsaklığımızı tarif edecek bir aplikasyon bekliyoruz.


Metroda bir kadın arkadaşına, ‘Yalancının teki ama onu affettim’ diyor. Kendini tanrı ilan etmesine iki durak kalmış, zaten o da Grand Central’da inecekmiş. Yeni bir meditasyon grubuna yazılmış, evrenle yaptığı anlaşmaya göre, yaptığı iyilikler ve affetmeler sayesinde karma puanı artacakmış, evren de ödülleri kapısına bırakacakmış.


‘Evrenin mesaj kutusunu saçmasapan isteklerinle dolduran sen misin? Ayrıca evren senin kapıcın mı kapına ödülleri bıraksın? Bırak da dönsün, herkes işine baksın’ demiyor kimse. Ben de diyemiyorum.


Mızıkçı çocuklar bile bir yerde pes eder de ‘seni affettim’ demez. Bu dünyanın başına ‘onu affettim’ciler, ‘evren bana bunun ödülünü verecek’ diye bekleyenler bela olacak.


Evren bir gün bir konuşma yaparsa, ‘Bak bana koca bir boşluğum, dünya da torunlarına bakmayan babaannelere rağmen dönüyor’ diye başlayacak. ‘Affetmeye de nereden başlayacağını bil, baban hızlı yemek yiyorsa, annen ilkokul 1’de gözün bozulduğunda suratına beş numara büyük gözlüğü sırf ucuz diye aldıysa, sen de eve Zeki Müren gibi döndüysen, cesaretin varsa yine suçu bana at!’ diye devam edecek.


Hepimizin kabahati eşit, hepimizin başı önünde.


Kimimizin kulağında Büyük Ev Ablukada; ‘Geldik sona, geldik sona, son şarkıya, Turan Emeksiz’ diyor.


Ben de o yanımda oturan kadının sesini, affetme seanslarını duyamayacağım kadar, Katlime Ferman’ın sesini köklüyorum. Mitinglerde binlerce insan İstanbul’un üçüncü köprüsünü, ardından Marmaray’ı, ardından Adnan Menderes’i alkışlıyor. Halbuki 27 Mayıs kimilerine Adnan Menderes'i kimilerine Menderes'in polislerinin katlettiği 19 yaşındaki Turan Emeksiz’i hatırlatıyor. Bundan 54 yıl önce Turan Emeksiz polis kurşunu ile öldürülürken, devlet yetkilileri Emeksiz’in yerden seken kurşun nedeniyle kaza ile öldüğünü iddia etmişti.


Bu ülkede bazı şeyler hep aynı, bu ülkede bazı kurşunlar hep girdiği yerde kalıyor. Şarkı bir konser kaydından alınma, ‘Geldik sona, geldik sona, son şarkıya!’ diye başlıyor. Hemfikiriz. Bir eksiğiz ve geldik sona.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.