Regl olmaktan utananlardan mısınız?
Bir başka yüzyıldan geldiğine inandığım bir gündemle daha karşınızdayım. Malum yaz geldi. Regliyken denize girmenin regl olan kadınlar için mesele haline gelmesi, tampon tak(a)maması, taktığını söylemeye utanması, dahası doğrudan regl olduğundan utanması, "hastayım, denize giremiyorum" bahaneleri altına saklanma halleri. Akıl dışı. Acıktığına utanmak, saçının uzamasına utanmakla filan birebir aynı bir konu esasen.
Regl olmaktan utandırılmanın da kadın bedeni üzerinde tahakkümle bağlantılı olduğuna hiç kuşkum yok. Maksat kadınları bedenlerinden ötürü kötü, eksik, kirli, mahcup hissettirmek. Toplumsal katmanın gerilerine itmek. Hindistan gibi ülkelerde regl olan kadınların karanlık izbelerde yaşatıldığını, bereketini kesmesin diye tarlaya ya da hayvanlara yanaştırılmadığını duymuşsunuzdur. Al sana somut kadın nefreti.
Patiarkal sistemin regl olmaya yüklediği bunca olumsuz anlamın arka planı üzerine kafa yorarken aklıma kadınların reglinin senkronize olması geldi. Ben liseyi yatılı okudum. 4 kız bir odada kalırdık. Bir noktadan sonra aynı anda regl olmaya başladık. Sonra avukatlık stajımı yaparken, aynı odada çalıştığımız diğer stajyer arkadaşımla senkronize oldu reglim. Başlarda bu benim için sadece bireysel bir deneyimken biraz araştırınca bir arada yaşayan kadınların birbirinin menstrüel döngüsünden etkilendiğini öğrendim. Olaya bakın.
Bir adım ilerisi var. İlkokula başlar başlamaz öğreniriz hani: Dünyanın kendi etrafında bir tam tur dönmesi 24 saat sürer, bir günü oluşturur. Dünyanın güneş etrafında bir tam tur dönmesi 365 gün 6 saattir, 1 yılı oluşturur. Pek de üstünde durmadıkları bir bilgi daha vardır oysa. Ay’ın Dünya’nın etrafında bir tam tur dönmesi 29,5 gündür ve bir ayı oluşturur. Bende bu bilginin ilk oluşturduğu varsayım ayların 30’ar güne bölünerek belirlenmesinin regl olan bir kadın tarafından tespit edilmiş olabileceği oldu. Kesin dedim bunu bir kadın bulmuştur ama tabi tarih onun adını yazmamıştır. Nitekim ilkokulda verilen bilgiler arasında da en az kıymet görenler arasındadır bu bilgi.
Bir kadının bedeninin etrafındaki diğer kadınlarla, dahası Ay’la senkronize olması büyülü değil de ne? İnsanın “korkmakta da haklılar anacım” diyesi geliyor.
Regl olma paniği, pantolona regl kanı bulaşması telaşı, dahası ped reklamlarında gerçek dışı mavi sıvıların kullanılması hep bu bastırmadan, bu tiksindirmeden ileri geliyor kanımca. Oysa bu millet kana pek meraklıdır. Araba alır, önünde kan döker. Kız evlendirir, kanlı çarşaf görmek ister. Büyük (!) misafir karşılarken kurban kesmenin adetten sayıldığı, hatta kanın alınlara sürüldüğü bir toplum burası. Gel gelelim regl kanından ölesiye tiksinir. İkiyüzlülüğün daniskası. Mesele kadın olmaya görsün. Mesele kadını zapturapt altına alma fırsatı vermeye görsün. Hiçbir fırsat kaçırılmaz.
Önümüz Kurban Bayramı. Etraf kanlı görsellerle dolacak Orta Çağ’daymışız gibi. Ama sakın reklamlarda kanlı ped göstermeyin. Menstürel döngünün doğumu/doğurganlığı işaret ettiğinden dem vurmayın. Iyy çok iğrenç, biz görmek zorunda mıyız canım’larla kirletin regl olmayı. Utansın kadınlar. Kadın olduklarından utansınlar. Maazallah içlerindeki gücü filan keşfederler, bedenleriyle barışırlar filan, sonra naparız?
YORUMLAR