Hangi Valide Sultan’a benziyorsunuz?

Bonkörsünüz. Uzak ve yakın çevrenize, hatta hiç tanımadığınız kişilere bile yardım eli uzatmaktan çekinmiyorsunuz. Bu duygusal değil, daha ziyade maddi bir yardım. Elinizdeki imkanların bir kısmını başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için harcıyorsunuz. Bunun için bir bütçe ayırdığınızı söylemek bile mümkün. Bu iyiliğinizin, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamanızın altında yatan biraz da güçlü ve saygın olma isteğiniz. Güçlü olmak ve güçlü kalmak... Saygı görmek, saygın olmak ve bunu daim kılmak. Başkalarında uyandırdığınız iyi izlenim, iyi duygular, giderek bir bağımlılığa dönüşsün istiyorsunuz. Kendinizi korumak için her zaman ikinci bir gündeminiz var. Siz sevilen, sayılan, ihtiyaç duyulan, vazgeçilemeyen ve korkulan birisiniz. Günahlarınızla, sevaplarınızla çeyrek yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’na hükmeden, I. Ahmed’in eşi ve IV. Murad’ın annesi Kösem Sultan’a benziyorsunuz.

Tatlı dilinizle yılanı deliğinden çıkarırsınız! Bir erkeği baştan çıkarmak için çok güzel olmanıza, bir işte başarılı olmak için çok yetenekli olmanıza gerek yok. Siz insanlarla, daha doğrusu kiminle nasıl ilişki kurmanız gerektiğini çok iyi biliyorsunuz. Herkesin anladığı dilden konuşuyorsunuz. Gerektiğinde dünyanın en iyi en tatlı insanı, gerektiğinde kendini korumak için saldırıya hazır bir dişi aslana benziyorsunuz. Kendinizi koruma yöntemleriniz alışılmışın dışında. Söylemek istediğinizi karşınızdakine söyletmek, yolunuza çıkan bir engeli hiç fark ettirmeden başkasına kaldırtmak, kendinizi kötü etmeden başkalarını kullanmak sizin seçtiğiniz yollar. Kendinizi dünyadan, insanlardan sakınma ve amaçlarınıza ulaşma biçiminizle, Osmanlı İmparatorluğu’nu perde arkasından yöneten, tarihin akışını yönlendiren, Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’a benziyorsunuz.

Kösem Sultan’ın çeyrek yüzyıllık saltanatını bitiren, Sultan İbrahim’in eşi, IV. Mehmed’in annesi Turhan Sultan’a benziyorsunuz. Onun gibi ihtiraslı, onun gibi korkusuzsunuz. Amacınıza giden yolda her şey mübah sizin için ve bu yolda asla yalnız kalmamayı, nüfuzlu kişilerden destek ve daha aşağılarda işlerinizi kolaylaştıracak kimselerden yardım almayı çok iyi biliyorsunuz. Hedeflerinize yürürken bazen acelecisiniz ve gerektiğinde tehditkâr olmaktan, meydan okumaktan çekinmiyorsunuz. Düşmanlarınızın olması doğal, onları tanıyorsunuz da. Ama gözden kaçırdığınız gibi bir nokta var. Onları aynı zamanda hoş tutmuyorsunuz, kendinize mecbur kılmıyorsunuz, dolayısıyla ilk güçsüz ânınızda üzerinize onların geleceğini unutmayın.

Siz Sultan III. Murad’ın eşi ve Sultan III. Mehmed’in annesi Safiye Sultan’a benziyorsunuz. Siz de onun gibi fiziksel özellikleriniz veya üstünlüklerinizden önce zekânızı kullanmayı tercih ediyorsunuz ve her zaman kazanıyorsunuz. Ancak sizin rahatınız yerindeyse, istekleriniz yerine geliyorsa başka hiçbir şey umurunuzda olmuyor. Kendinize o kadar güveniyorsunuz ki, bazen tehlikeleri engellemek yerine yanı başınıza kadar gelmesini bekliyorsunuz. Bu durum özgüveninizden ileri geliyor. Bulunduğunuz yerde, işte, okulda, bir grupta, birinci isim değilseniz bile mutlaka fikriniz alınıyor, alınan kararlarda her zaman söz sahibisiniz. Zayıf noktanız, zekanıza aşırı güvenmeniz ve rakiplerinizi bazen küçümsemeniz, azımsamanız.