Dr. Gabor Maté, psikoloji alanında yaptığı çalışmalarla ve kendine özgü yaklaşımıyla son yıllarda tüm dünyada dikkatleri üzerine toplayan uzmanlardan biri. Özellikle bağımlılık, stres, çocuk gelişimi ve travma üzerinde çalışan Dr. Maté, aynı zamanda iyi bir konuşmacı ve yazar.


Maté’nin ilk kez 1999 yılında ABD ve İngiltere’de yayınlanan kitabı “Scattered Minds: A New Look at the Origins and Healing of Attention Disorder”, ülkemizde nihayet Nisan 2022’de “Dağınık Zihinler” ismiyle Hep Kitap tarafından yayınlandı. Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) üzerinde yoğunlaşan kitap her ne kadar DEB’li çocukları olan ebeveynlere yönelik pazarlanıyor olsa da, aslında Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile mücadele eden yetişkinlere de hitap ediyor.


Yetişkinlikte DEHB üzerinde çok konuşulan bir konu değil, özellikle ülkemizde hala sadece ‘çocuk hastalığı’ olarak görülüyor, ancak nedense bu bozukluktan muzdarip çocuklara büyüyünce ne olduğu pek konuşulmuyor. Üstelik, 30’lu yaşlarından sonra bu teşhisi alan kişilerin sayısı da oldukça fazla. (Gabor Maté de geç yaşta DEB tanısı alan yetişkinlerden biri, aynı zamanda iki çocuğunda da aynı durum mevcut.) Bu bakımdan kitap, Türkçe’de konu ile ilgili okunabilecek en iyi kaynaklardan biri. Aynı zamanda kitapta Dr. Gabor Maté, sadece DEB’li çocuğu olanlara değil, tüm ebeveynlere ilham verecek önerilerde de bulunuyor.



Gabor Maté Dağınık Zihinler kitabında DEB’yi, genetik bir farklılık olmasının yanı sıra, nesiller arasında aktarılan stres ve ebeveyn-çocuk bağlanması ile de yakından ilişkili bir bozukluk olarak tanımlıyor. Çocukların, hatta yeni doğan bebeklerin sinir sistemlerinin nasıl geliştiğine dair basit açıklamalar sunarken güvenli bir ortamda, sağlıklı ve açık bir iletişim kurulabilen bir ailede büyüyen çocukların nörolojik ve psikolojik olarak daha dengeli gelişebileceğinin altını çiziyor.


Kitapta kendisine başvuran danışanların ve ailelerin öykülerine de yer verirken, kendi yaşam öyküsünden ve çocuklarıyla yaşadığı zorluklardan da sıklıkla bahsediyor.


Dr. Gabor Maté, herhangi bir şekilde çocuklarıyla sorun yaşayan tüm ebeveynlere sağlıklı bir ilişki kurmayı önceliklendirmeyi öneriyor: “Bu, çocuk için yapmaya çalıştığımız her şeyin temelidir. Öğrenme teknikleri, davranış değişikliği ve diğer stratejilerin tümü yalnızca bağlanma ilişkisi korunursa sağlam bir temele sahip olur. Aksi takdirde her şeyi kum üzerine kurmuş oluruz.”


Dağınık Zihinler kitabında Dr. Maté, DEB’li olsun olmasın herhangi bir çocukla, özellikle de zorlayıcı bir çocukla çalışmanın temelleri olarak, birbirini tamamlayan beş yöntem öneriyor:


1. Ebeveyn, ilişki için etkin sorumluluk almalıdır

Dr. Gabor Maté’ye göre, çocukla kurulan ilişkiden öncelikle ve daima, ebeveyni/bakım vereni sorumludur. Çocukla etkili bir şekilde zaman geçirmek için sadece onunla birlikte oyalanmak ya da etkinliklerde ona eşlik etmek değil, gerçekten “orada” olmak gerekir. Maté, bu durumu ebeveynler için “Hayatlarında çocuk için yer olduğu konusunda şüpheye yer bırakmamalıdırlar” şeklinde tanımlıyor.


İlk adım, çocuğun kendini kabul etmesini teşvik etmek amacıyla, çocuğu davet ederek atılıyor. Bu, sürekli ve koşulsuz bir davet. “Buradayım, seninleyim, senin için daima zamanım var, seni her zaman yanımda istiyorum” mesajını veren ebeveyn, çocukla ilişki kurmak için her zaman hazır olduğunu ve bu ilişkiden keyif aldığını sıklıkla hatırlatıyor.


DEB’li çocukların kendileriyle ilgili güvensizlikler yaşadığını ve takdir edilme ihtiyacı duyduklarını hatırlatırken, güvensiz çocukların yorucu şekilde ilgi ve zaman talep edebileceğinin de altını çiziyor Maté. Ebeveynlerin kendilerini yormadan ve bunalmadan bu sağlıklı ilgiyi sürdürebilmesinin yolu ise, elbette öncelikle sabırlı olmaktan ve “çocuğa kur yapmaktan” geçiyor. O talep etmediğinde de onunla ilgilenmeyi isteyin, o talep ettiğinde ise heyecanınızı ifade edin. Her fırsatta çocuğu ilişki kurmaya, birlikte vakit geçirmeye davet etmek ve “sana her zaman yerim var” mesajı vermek, güvensiz bir çocukla sağlıklı iletişim kurabilmenin ilk adımı.


2. Ebeveyn çocuğu yargılamaz

Gabor Maté kitabında, özgüveni düşük olan hassas çocuklar için eleştirilmenin oldukça yıkıcı olduğundan söz ediyor. Çocukların çoğunlukla kelimeleri değil, sesimizin tonunu duyduğunu ve önemsediğini hatırlatarak, eleştirel bir tonda konuşmaktan bile çekinmenin çok önemli olduğunu vurguluyor.


Çocukta utanç duygusu, izole olma ve koparılma hissiyle birlikte gelişir. İkinci adımda amaç, güvenlik hissini desteklemek için utancı azaltmak; bunun için de hatalara, yanlışlara, eksiklere dikkat çekmeyi bırakmayı içeriyor. Çocuk eksikleri olabileceğini ve bunların ebeveynleriyle ilişkisini tehdit edemeyeceğini gerçekten gördüğünde, güçlü bir benlik duygusu geliştirecektir. Bu da zorlandığı alanlarda yardım alabilmeye daha açık olması anlamına gelir.


Özellikle DEB’li çocuklar, kendilerinin diğerlerinden farklı olduğunu hissettiğinde utanç duygusuna sıklıkla kapılabilirler. Bu utanç duygusunu beslememek için, çocuğu hiçbir koşulda yargılamamaya ve eleştirmemeye dikkat edilmesi büyük önem taşıyor.


3. Ebeveyn çocuğu aşırı övmez

Dr. Gabor Maté, çocuklarımızın özgüven duygusunu desteklemeye çalışırken, onları aşırı derecede övmememiz gerektiğini de savunuyor. Çünkü çocuklar, ebeveynleri tarafından kabul edilmek ve saygı görmek için bir şeyler başarması gerektiğini değil, ne olursa olsun kabul ve saygı göreceklerini bilmelidirler. “Çok fazla övgü, neredeyse çok fazla eleştiri kadar zararlı olabilir” diyor Maté, çünkü iki durumda da çocuğun kim olduğundan çok, neyi başardığına dikkat ediliyordur. Bir çocuk, özellikle DEB’liyse, ne olursa olsun kabul gördüğünü bilmeye ihtiyaç duyar.


Çocuklar bir şeyleri iyi yaptıklarında ya da bir yol kat ettiklerinde, bunu güleryüzle kabul etmek önemlidir. Ancak ebeveyn yorumlarını çocuk hakkında değil, yaptığı işin sonucu hakkında da değil; yalnızca “çaba” hakkında yapmalıdır. Çocuğun çabasını takdir etmek, yaptığı şey hakkında çocuğun ne hissettiğine dikkat çekmek, “senin adına sevindim” diyebilmek, bunu mümkün kılacaktır. “Ne kadar zor olsa da denemeyi bırakmadığın için seviniyorum”, güzel bir övgü örneği olabilir.



4. Öfkeyle ebeveynlik olmaz

Ebeveynlerin belki de en çok zorlandıkları konulardan biri, öfke duygusu ile baş edebilmek olmalı. Elbette herkesin tahammül sınırlarının aşıldığı durumlar sıklıkla yaşanabilir. Kimse öfkesini gizleyerek çocuğuna her zaman güleryüz gösteremez. Zaten Gabor Maté de, çocukların saklamaya çalıştığınız duyguları gayet iyi hissedebildiğini, ilkel yollarla algılayabildiklerini sıklıkla vurguluyor. Peki hiç öfkelenmemek mümkün değilken çocuğu öfkemizden nasıl koruyacağız?


Gabor Maté dördüncü adımda, ebeveyn-çocuk ilişkisini sağlıklı tutabilmek için bir an bile çocuğu suçlamaktan kaçınmanın öneminden bahsediyor. Öfke hissettiğinizde bile, çocuğu eleştirmekten, ona emir vermekten ve öfkeyle fikir beyan etmekten kaçınmalısınız.


Hiçbir çocuk, ebeveyninin ilişkiden geri çekildiğini ve bunun sorumlusunun kendisi olduğunu hissetmemelidir. “Böyle davrandım, şimdi annem-babam benden uzaklaşacak” düşüncesi, çocuğun içindeki utancı ve güvensizliği tetikler, bu da saldırgan ve öfkeli davranışlara dönüşebilir. Dr. Maté kitabında, “sevgi dolu ebeveyn varlığının kaybı, güvensiz ve hassas bir çocuk için özellikle korkutucudur. Ayrıca kimseyle sıcak teması hak etmediğine dair temel inancının da doğrulanmış olduğunu hissedebilir” diyor.


Yapılacak en iyi şey, öfkenizi kontrol edemediğinizi hissettiğinizde “kendinizi ebeveynliklten muaf tutmak” olacaktır. Çocuğunuza o anda çok üzgün hissettiğinizi, bunun onun hatası olmadığını, biraz zamana ihtiyacınız olduğunu söyleyebilirsiniz. Sıcak öfke, yani kontrol edilebilir bir öfkeye kapıldıysanız, bunu kontrol altına alabilirsiniz. Maté bu tür öfkenin çocuğa tehdit oluşturmayacağını, çocukların bu tür bir öfkeyle başa çıkabileceklerini ve özellikle ebeveyni ile ilişkilerinde kendilerini güvende hissediyorlarsa, bu öfkeden ders bile çıkarabileceklerini söylüyor.


“Soğuk öfke insanı ele geçirdiğinde bir çocuğa yararlı dersler vermeye çalışmak, kendini başarısızlığa mahkum etmektir. Stres ve utancın biyokimyasal çorbasında hiçbir öğrenme gerçekleşemez.”


5. Ebeveyn, ilişkiyi onarma sorumluluğu alır

Çocuklar, ebeveynleriyle olan ilişkilerinin ne olursa olsun, kesintisiz bir şekilde devam edebileceğini ve hiçbir kavganın ya da huzursuzluğun bu ilişkiye zarar veremeyeceğini bilmelidir. Bu yüzden işler hiç de istenildiği gibi gitmediğinde, ilişkiyi onarmak yine ebeveynin sorumluluğunda olmalıdır.


Dr. Gabor Maté, “mükemmel ılımlılık bizi aşar” diyor, “çocukla ilişkide geçici molalar kaçınılmazdır ve kendi başlarına zararlı değildir, çok sık ve felaket niteliğinde olmadıkça. Asıl zarar, ebeveyn çocuğa ‘bağışlanma’ bahşetmeden önce çocuğu özür dilemeye zorlar gibi yeniden iletişim kurmak için zorladığında ortaya çıkar.”


Davranışınızı haklı çıkarmaya çalışarak değil, sadece empatiyle konuşun. Çocuğunuzla aranız bozulduğunda, ilişkinizi yeniden inşa edin ve bunun için sorumluluk alın. İlişkinizin güvenliği sizin sorumluluğunuzda. Bağlanmanıza ve ilişkinize öncelik verdiğinizde, çocuğunuzun güvenlik duygusunu ve kendini kabul etmesini desteklemiş olursunuz, aynı zamanda çocuklara Dr. Gabor Maté’nin çok önemli olduğunu söylediği bir dersi de modellemiş olursunuz: Geleceği hatırlamanın önemini gösterirsiniz: “Kısa vadeli ve kısa ömürlü hedeflere değil, gelişmeye ve iyileşmeye önem vermiş” olursunuz.


Kitap: Gabor Maté, “Dağınık Zihinler”, Hep Kitap, Nisan 2022



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.