Barışırsam yine aynı şeyler olacak
Yeşim Hanım merhaba, gecenin bir körü ama yazmak zorunda kaldım size. 5 aydır nişanlıyım. Yaklaşık olarak iki senedir beraberiz. Ana problemden bahsetmek istiyorum… Nişanlımın eli sürekli kapıda. Her konuyu ayrılığa bağlayabiliyor. Üstelik fevri incitiyor, kırıyor. Elimden geldiğince kırmamaya çalışıyorum ama insanım, ister istemez tepki veriyorum. Bazen bana söylemediği kalmıyor. Ben 2-3 konuşmayıp sonra çözüyorum ama her defasında ben bu fevriliğe maruz kalıyorum. Son olanı anlatayım size, bu akşam oldu. Arkadaşlarımla sürekli gittiğimiz evime de çok yakın olan bir yer var, sürekli oraya gideriz. Yanlış olmasın çay bahcesi gibi bir yer… İçki yok, alkol yok. Sadece erkekler olur zaten. Benim buraya gitmemden rahatsız, sürekli bana laf sokuyor. Kışın zaten az gidiyorum, hafta da 1-2 kere… Ama yazın evdeyim, çok sıcak, işten gelince 2-3 saat gidiyorum. Çay içiyoruz, muhabbet ediyoruz arkadaşlarımla. Hem bana iyi geliyor iş stresi yaşam stresi en azından biraz da olsa uzaklaşıyorum ordayken. Bu akşam birden bire gideceğim bile belli değilken bana “Yine gidicek misin?” dedi. Alakasız bir şekilde… Ben de sinirlendim artık “yeter” dedim. Sürekli sürekli aynı konu tak etti bana anlayacağınız. Sonra kavga ettik ve yine benden ayrılmak istedi yine yapma etme dedim ama hiç taviz vermedi. Yok altınları göndereceğim, aldıklarınızı yollayacağım vs. dedi. Ne kadar yok desemd e vazgecmedi. Sonra ben de sessiz kaldım. Sonra kendi kendine uzun uzun mesajlar attı. Mesajlarda kendini suçluyor. Sonra şöyle bir kafa yapısına bürünüyor “hemen barışalım”. Ben bu durumu artık yaşamak istemiyorum. “Biraz kendine de bana da zaman ver” diyorum. Bana “Soğurum öyle olursa” diyor. İstiyor ki hemen barışayım. Mesajda kendini suçluyor ama barışırsam biliyorum yine aynı şeyler olacak. Ayrıca süreklli ayrılmak istemesi artık canımı gerçekten çok sıkıyor ve yakıyor. Sizin görüşünüz benim icin kiymetli. Dönüş bekliyorum sizlerden…
Yeşim Tijen'in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar... Ne diyordu şair “İnsan insanı ya tamamlayamadı ya tam anlayamadı”. Tamamlanılmadan, anlaşılmadan da insan birini seviyor; sevdiğini sanıyor. Hatta o ilişki evliliğe bile varabiliyor. Tamamlanmak kısmı benim bakış açımda çok önemli... Biriyle bir bütünü oluşturabilmek müthiş güzel bir şey. İşte bu birlikteliik yakalanmışsa o ilişkinin keyfine doyum olmaz. Tamamlanmak zorla olacak bir şey değil, kendiliğinden oluşan bir durum. İki kişinin aynı zevklere sahip olması, aynı şeylerle mutlu olması, birbirinin hassasiyetlerine önem vermesi, duygusal bir zekaya sahip olması, sevdiğine saygıyla yaklaşması, kızsa dahi saygısını yitirmemesi, yaratıcı gücünün olması, kavga ederken bile sevdiğini çok sevdiğini bilmesi... Bunlar keşke bütün ilişkilerde yakalnmış olsa... Ne kimse aldatır ne de mutsuzluktan söz edilebilir diye düşünüyorum. Kişi aç gözlü değilse, bir takım değerleri varsa bu mümkün sevgili okurlar. Size gelirsek sevgili oğlum "Kadın bir erkekte ne ister?" diye sözlerime devam edeceğim...
- Dinleme kabiliyetinin olması.
- Özgüvenli olması.
- Espri anlayışı.
- Maceracı olması.
- Güzel giyinmesi ve kokması.
- Tutkulu olması
Kadınlar bu saydıklarımdan birkaçını bir erkekte bulmuşsa o erkeği sever. Birden fazla şıkkı bulmuşsa o erkeği taparcasına sever. Erkek ve kadın ne kadar üstün özelliklere sahip olurlarsa olsunlar değişmeyen tek kural kadınlar sevdikleri erkekten çocuk gibi ilgi isterler, beklerler. O ilgiyi göremediklerinde, bulamadıklaronda agresifleşirler. Çocuk gibi mızırdanmaya başlarlar. Ufacık bir şeyde hemen ayrılmaya kalkmak gerçekte yapmak istedikleri bu olmasa da çözüm olarak görebilirler. Dürtmek gibi düşünün... Sizin nişanlınız da sürekli ayrılıkla sizi sıkması biraz sizi dürtmek gibi gözüktü. Siz ayrılık istemesini onaylayınca hemen ne yapmış? Ayrılmak istememiş. Suçun kendinde olduğuna dair mesajlar yazmış. Sizin bu olaya ciddi yaklaşmanızla ayrı durursak senden soğurum diye sizi korkutmuş. Aslında soğumayacağını adı gibi bildiği halde acı çekmekten ve sizin ondan uzaklaşmanızdan korkmuş. Bunlar kendi içsel gerçeğini size söylemek için olayları evirip çevirerek kendine döndürmek çabaları... Biraz daha gören gözlerle söyleyemediklerini de duymaya çalışsanız belki onu rahatlatabilir, böyle agresif yaklaşımlardan uzaklaştırabilirsiniz. Mesala sizin arada sırada arkadaşlarınızla buluşmanız... Nişanlınız onlara ayırdığınız vakti kendisin ayrımış olsaydınız eminim çok mutlu olacaktı. Şıklarda belirttiğim erkeğin hareketli bir yapıya hatta macearacı olması hem ilgilerini çeker hem de o erkeğin macearaları kendisinden başkasıyla yaşamasını sevmez. Kadın birini sevince üstelik de nişanlanmışsa adeta o kişiye ambargo koymaya kalkabilecek zihniyete bürünür. Tabii erkek ne kadar fırsat verirse... Kadına kalsa her şeyde sevdiği erkeğin yanında olmayı ister ama erkeklerde nefes almak ister. Kadın nefesi de kendiyle alsın ister...
Gülmeyin, kadınların gerçeği budur. Kadınların geneli sevdiği erkeği kimseyle paylaşmayı istemez. Bu zul gelir. Eğer erkek kadını sevgiyle, ilgiyle doyuruyorsa o zaman arada bu görüşmelere sesini kısıp sözünü esirgeyebilir. Siz acaba nişanlınıza yeterince ilgi gösterip onu dinleyip beraberce vakit geçirdiğinize inanıyor musunuz? Birinci sorum bu. İkinci sorumsa nişanlınızın bu kadar ayrılmak istemesi karşısında birlikte mutlu bir evliliğinizin olacağına inanıyor musunuz? Kendi kendinize bunları sorarak biraz ilişkinizi kızağa çekin her ikiniz de varsa hatalarınız onları görürüsnüz. Hala bu beraberliğe inanıyorsanız tekrar bir araya gelirsiniz ama en azından ayrılık ikinize de varsa hatalarınız onları görmenzi sağlayacaktır. Güçlü bir bağ olan ilişkilerde ayrılıklar sevgiyi güçlendirir. Bundan ikiniz de korkmamalı, bu adımı cesaretle atmalısınız sevgili oğlum. Her şeyin sizler için en güzel şekilde gelişmesi dileğimdir.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR