Doğumdan sonra ne eşim ne de ailesi aradı...
Merhabalar,
5 senelik evliyim. Eşimin başka biri ile mesajlarını yakaladım. Meğer beni aldatıyormuş. Bu yüzden 36 haftalıkken erken doğum yaptım. Şu an 1 aylık bebeğimle annemin evindeyim. Doğum yaptığım gün annemin evine geldim ve o gün bugündür ne eşim ne de ailesi aradı. Bebeği bile görmediler, hiç arayıp 'Nasıl?' diye sormadılar. İşin garibi edindiğim bilgiye göre eşimin birlikte yaşadığı kadın da 5-6 aylık hamileymiş ve ailesi de bu duruma onay veriyor ve onlara destek oluyorlarmış. Bu durumda nasıl bir yol izlemem lazım. Şimdiden teşekkürler.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Son günlerde yaşanan olayların ardından bu yazıya cevap vermem gerekince bir bebeğin dünyaya geldiğini öğrenmek beni düşündürdü. Ne olacak şimdi bu bebek? Nasıl büyüyecek? İnsan ister istemez endişeleniyor. Bebek umuttur, bebek mutluluktur ama yaşadığımız bu günler insanın bütün güzel düşüncelerinin üzerine kara çalıyor. Leyla’yı düşünüyorum, Eylül geliyor aklıma… Neler yaşadıklarını, korkularını, acılarını... O anda düşünmek istemiyorum orada kendimi tutuyorum 'Anne' diye çok bağırmışlar mıydı? Anneleri onlar için gözyaşı dökerken, o hangi pisliğin çirkin emellerini yaşıyordu. Ya vakıfta tecavüze uğrayan çocuklar? Onlara kimse sahip çıkmış mıydı? 'Bir kereden bir şey olmaz' diyen bir bakandan sahip çıkacak bir davranış beklenebilir miydi? Şimdi ne yapıyorlardı, nasıl yaşıyorlardı artık kaldıramadığımı hissediyorum. Güzel haberler duymak istiyorum ama bu durum böyle sürebilir. Ta ki bu iğrenç zihniyet kurutuluncaya kadar, buna bir çaba var mı derseniz her şey ortada, sizler de duyuyorsunuz. Küçük çocuklarla evlenebilirsiniz, 9 yaşındaki çocuk anne olabilir, ölüyle sevişebilirsiniz vs… Teşvik edici fetvaları utanmıyorlar yapıyorlar din bu mu? Bu müslümanlık mı? Ben bu dini kabul etmiyorum o zaman. Ben sadece Allah’a inanıyorum ve ahlaki değerlere sahip çıkıyorum. Artık bu noktadayım. Ben kendim mi geldim bu noktaya tabii ki hayır. Bu yaşananları göre göre, iğrene iğrene, nefret ede ede geldim ve bunlar Müslüman öyle mi? Eylül’e tecavüz eden din eğitimi almış, imam hatipli öyle mi? Ne zaman ki göz yumulmaz ne zaman ki bu din adamları susturulur ve tecavüzcüler cezalandırılır o zaman o umduğumuz, hayalini kurduğumuz dünyaya kavuşuruz. Bu da ancak sadece sapıklara özel çıkarılacak idam cezası ile olacaktır.
Bu noktada bizlere ahlaki değerleri veren Atatürkümüzü saygıyla hatırlıyorum. Ne güzel bir dünya bırakmıştı bize değil mi?
Sevgili okurum böyle başlamak istemezdim ama bu konu denk geldi ben de sizlerle dertleştim. Bütün bu yaşananları bir kenara bırakalım. Bebeğiniz hoş gelmiş sağlıkla, mutlulukla büyüsün. Şimdiki bebekler doğar doğmaz büyümüş oluyor, cin cin bakıyorlar. Tıp bebeklerin anne karnında her şeyi hissetmeye başladığını söylüyor ya keşke bu dedikleri doğru olmasa diyor insan, keşke bu kadar erken mutsuzluğu öğrenmeseler. Annesinin süt kokan göğsünde mışıl mışıl uyusalar ve huzurla büyüseler ama o bebek uyanmaya başladıkça her şeyi görecek, gördükçe çözecek, çözdükçe korkacak, sinecek, cesaretsizleşecek. İster istemez yalnızlaşacak nasıl da güzel birçoğumuz gibi susacak, iyi bir izleyici olacak, yaşamını seyrederek geçirecek televizyonların yeni bir seyircisi olacak. Önce çizgi filmlerde kötülüğü, kargaşayı öğrenecek halbuki o eski yıllarda iyilik, güzellik aşılayan çizgi filmler Hedi, Taş devri, Jetgiller, Pollyanna… Hatırlayamadığım daha bir sürü çizgi karakterler vardı. Şimdikilerde sevgisizlik ve kavga var. Sonra sonra daha büyüyecek dizileri seyreden ailesine eşlik edecek, onlardan aldatmayı, aldatmanın çok normal bir şey olduğunu ve hainliği, kötü olmayı kötülük çeşitlemelerini öğrenecek. Ne güzel bir dünyaya gelmiş bebek değil mi sevgili okurlar üstüne üstlük sorunları olan bir anne-babanın kucağına gelmiş. Baba olarak spermlerinden başka hiçbir katkısı olmayan bir adamın bebeği olmak şimdiden ona sıkıntısını vermiştir. Annesinin sıkıntılı vücut diliyle bir şeyler olduğunu bugünden hissetmiş midir gerçekten. O daha şimdiden annesin aldatıldığını, babasının sevgilisi olduğunu, ondan bir bebeği daha olacağını ve üstelik kendisini görmeye ne babası ne de babasının ailesinin geldiğini öğrenmiş midir? Tabii ki her şeyi değil ama bir terslik olduğunu hissedebilirler. Bunları annesinin tepkilerinden, ruh halinin yansımalarından hissedecektir. Ya sonradan hissedecekleri büyüdükçe daralacak dünyasıyla öğrenecekleri annesinin ona bu dar dünyayla ilgili mazeretleri olacak ama o anlayacak mı, sonuçta çocuk henüz. Ortalık sapıklarla dolu, kedi köpek küçücük daha evcilik oynayan kızlara, küçük erkek çocuklarına ağızlarının suyu aka aka musallat olan ve çok önemsiz bir şey yapmışlar gibi cezası gerektiği gibi verilmeyen canavarlarla dolu bir dünyada yaşadığını. Bir anne ne kadar ifade edebilecek sakın gözümün önünden ayrılma, sakın tanımadığın insanın sana yaklaşmasına izin verme, sakın kimseye kapıyı açma, sakın sakın sakın sakın sakın sakın… Anne korkuyu öğretecek, çocuk cesareti unutacak. Böyle mi olmalı?
Böyle olmasın sevgili okurum, siz güçlü bir anne olur yaşadıklarınıza yenilmez dimdik durursanız, bebeğinize yaşadıklarınızı hissettirmemeye çalışırsanız, ona hayal kurmayı sonra da o hayaller için çabalamayı kendi yaşamınızda uygulayarak gösterirseniz umutlu, mutlu bir çocuğunuz olacak. Yaşamınızda ne kadar sıkıntı yaşarsanız yaşayın, bebek hep bir ümit olmuştur. Sizi onun varlığı güçlendirecek çünkü artık bir anne oldunuz. Bir çocuğun yaşamını bir nevi siz şekillendireceksiniz. Duruşunuzla, gülüşünüzle, umutlarınızla, heyecanlarınızla ağlasanız bile gülümsemeyi bilmenizle… Çocuklara en büyük örnek çoğu zaman annedir. Çocuğun varlık gösterebilmesi, annenin onun hayatına kattığı değerlerdedir. İnsanın gerçek yaşamı, yaptığı evlilikle başlar. Yaşadıklarınız çirkin ötesi olsa da her şeyin insanlar için olduğunu söylemiştir büyüklerimiz. Burada sizin tutumunuz, ne istediğiniz, ne yapacağınız önemlidir. Siz bütün bu yaşadıklarınıza rağmen bu kişiyi hayatınızda isteyecek misiniz? İsteseniz elde edebilecek misiniz? Bu çirkin olacağı şimdiden belli olan savaşa hazır mısınız? Bu savaştan ne kazanacaksınız? Hiçbir şey. Güvensiz bir beraberlik, ne yapacağı belli olmayan, vicdanını kaybetmiş biriyle mutlu olabilecek misiniz? Bu yaşadıklarınız büyük travma unutabilecek misiniz? Bu evliliği eşinizi siz ve aileniz içinize yeniden sokabilecek misiniz? Önce bu soruların cevabını bulmanız lazım. Bana göre aldatılma affedilebilir de, bebeğini görmeye gelmeyen bir baba affedilemez. Bunu çocuğunuza ilerde nasıl anlatacaksınız? Diğer yandan torunları olan bir aile, oğulları ne yaparsa yapsın torunlarını görmeye gelmeli, gelinlerinin yanında olmalıdır. Bunlar nasıl bir aile onlara da güvenemeyeceğinizi görüyorsunuz. Düşünürseniz bu savaşta yalnızsınız sizinle sorunları her ne olursa olsun bugün önemli bir gün bugün yanınızda olmalıydılar. Bebek sahipsiz bırakılmamalıydı. Biz senin yanındayız izlenimi verilmeliydi. Böyle bir yaklaşımları da yok o zaman bu evliliğin devam etmesi daha zorlaşmayacak m? Nasıl bir araya geleceksiniz belki sabırla, susmakla bir gün gelir diye bekleyebilirsiniz ama o da belki diğer kadından da bebeği olacaksa bu da zor bir durum olarak gözükmekte. Benim evliliklerde aldatmalarda düşüncem, bakışım hep aynı. Bir evlilikte artı yok eksi çoksa bir de aldatılıyorsanız çekmeyeceksiniz. O evlilikte kalmak insana ancak zaman kaybettirir. Aldatılıyorsunuz ama eşinizi seviyorsunuz eşinizin artıları da oldukça fazla o zaman o kişiyi bırakmayacaksınız. Siz bunun aritmetiğini yapacaksınız. Yaşadıklarınız zor şeyler ama insan yaşadıklarıyla kendine ulaşır, kendisini tanır öyle ya durup dururken insan kendisi hakkında nasıl bir tanı koyacak ben güçlüyüm, ben korkağım ancak öyle olduğunuzu farz edebilirsiniz. İnsanı yaşanan olaylardaki yaklaşımı, tutumu ortaya çıkarır siz de şimdi kendinizi tanıyacaksınız. Ne kadar güçlüsünüz, ne kadar dayanıklısınız, ne kadar cesaretli ne kadar korkaksınız bunu göreceksiniz. Size tavsiyem sorduğum soruların cevabını yüreğinizde ve aklınızda önce bir bulun sonra tabi bir karara varacaksınız. Kararınız ne olursa olsun bir anne olduğunuzu, bir sorumluluk taşıdığınızı, bir insanı gerçekten insan yapacağınızı onu sizin şekillendireceğinizi unutmayın. Davranışlarınızla, kararlarınızla ona örnek olmaya çalışın önce kendiniz var olun ki onu var edebilin. Bir çocuğun mimarı bana göre annedir.
Güzel bir dünya yaratabilmeniz dileğiyle, sevgiler sevgili okurlarım…
YORUMLAR