Ne zaman ona yönelsem...

“Merhaba, dört yıl önce bir beraberliğim oldu, ayrıldık ama sevgi vardı ikimizde de. Sonra ben tekrar kazanma yoluna gittim Yeşim Hanım ama olmadı, o da bunu çok anlayışla karşıladı o zamanlar... Ayrı da olsak yine de sürekli konuştuk ama onu engelleyen birçok şey yaşandı tabii, o yüzden olamadık. Daha sonra durum ailelere yansıdı. Onun ailesi beni tanıyor, benimkiler onu biliyor ve beni ailesi istemiyor Yeşim Hanım. Bir ablası var o, onu hep yönlendirme peşinde. O ne derse onu yapıyor, ben ne zaman konuşmak istesem bir şey yapsam, ailem de duyuyor. Onlar da huzursuz oluyor. Altı ay zaman geçti, o askerdeyken onu unuttum gibi ama tekrar yöneldim. Gerçekten unutmuştum o altı ay süreçte ama ben şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. Ne zaman ona yönelsem ailemle karşı karşıya kalıyorum. Bu arada geçenlerde sosyal medyada kuzenine istek attım bilmeden son anda fark ettim. O da görmüş. Sonra benim ailem durumu altı ay sonra duydu. Ben de onunla konuşma gereği duydum, konuştuk. Biraz benimle kötü konuştu, biraz hakaret etti, kızmış sanrım. Ailemle olmam beni etkiliyor ama o kişiye de seviyorum, acı çekiyorum şu an. Hep ağlamak geliyor içimden, çaresizim ben de ama hırsım da var içimde haliyle. Belki bundan kendimi hep ispat etmek istiyorum öyle değil böyle diye. Bir de bana ciddi ilişkim var dedi, acaba beni kıskandırmak için mi? Kafam karışık, bunalımdayım ne olur yardım edin bana, herkes unut onu diyor. Klasik laflar yaşadıklarım, koca dört yıl, onlar ne olacak, ben ne yapacağım Yeşim hanım? Şimdi altı ay geçti sıkıntımız yoktu, askerdeyken unuttum elim telefona hiç gitmedi. Yine öyle olsun diyorum, nefret edeyim ama bu olanlar da beni hırslandırdı iyice. Yeni bir ilişkiye başlayamıyorum şu anda, insanlar hep itici geliyor, ne yapacağım ben? Bu durumda biri olması gerek ama olmuyor işte, lütfen destek verin bana...”

Yeşim Tijen’in cevabı:


Sevgili okurum, hayatınıza gelmiş, girmiş ve karargah kurmuş gitmeye de niyeti olmayan bir ayrılık varsa yapacağınız tek şey vardır, o da durumu kabullenmek, savaşmamak... Siz bu savaşı kendi içinizde sürdürüp, kabul etmeyip “ondandır, bundandır, belki böyle olabilir, neden olmasın” diyerek hikayeler ürettikçe acınızı çoğaltıp süreci uzatır, hayatı da kendi kendinize zehir edersiniz. Her çözüm kabul etmekle başlar. Kabul etmediniz de bir yere varabildiniz mi? Varamadınız. O zaman bu inat neden? Şimdiden sonra artık sizin mantıklı olmanız lazım. Siz bir insanı hayatınızda isteseniz ayrılır mısınız? Ondan uzak durur musunuz? Ona bağırıp kötü konuşur musunuz? Sevdiğiniz birine onu kaybetmenize neden olacak ciddi bir ilişkim var diye bir sözü söyleyebilir misiniz? Yazdıklarınıza bakınca eski sevgilinizin davranışları hep sizi kendisinden uzaklaştırmak için yapılan hareketler. Bunları bir düşünün olur mu? Düşünmek, işte bütün sorun biraz burada.


İnsanın duyguları, onlar düşüncelerimize göre şekil alırlar. Kötü şeyler düşününce kaygılanır, güzel şeyler düşününce mutlu ve umutlu oluruz. İçimize umut tohumları ekersek, düşüncelerle bu düşüncelerin etkisiyle mutlu oluruz. Siz içinizde bitirmedikçe bir bataklığın içinde kalmışçasına hep dibe çekileceksiniz. Hem de göz göre göre, ailesi istemezken, kendi hiçbir çaba harcamazken niye? Evet niye bu direniş. Her şey bitebiliyor evlilikler bile biterken, aşklar haydi haydi biter. Düşünce şeklinizi değiştirin. Durum böyle olunca kendinize bitti diyeceksiniz. Onu düşünmemem gerekiyor. Bunu düşüncelerinizde kabul ettikçe duygu olarak da kötü hissetmezsiniz. Bir zaman sonra yavaş yavaş aklından uçar gider. Bu direnişi bitirmekle hayatınızda çözüm başlayacak. Yoksa bu durum devam eder, mutsuz mutsuz yaşarsınız. Sadece zaman kaybı ve kendi kendinize yaptığınız bir işkence bütün bunlar, başka bir şey değil. Kendi bedeninizi, ruhunuzu yaşadığınız olumsuzluklara izin vererek zehirliyorsunuz. Çünkü takıntı haline getirmişsiniz. Şimdiye gelin, dört sene önce yaşanmış ama şimdi bitmişse şimdiye gelin, şimdide olun. O artık hayatınızda şimdide yok ve bundan sonrasında da olmayacak. Çevrenizdekiler de, ailenizde bunu size söylemiş, sizi düşündüklerinden söylemiş. Bu şekilde davranmakla hem ailenizi hem kendinizi kötü duruma sokuyorsunuz. Kötü gözüküyorsunuzdur. Bu izlenimi vermek ister misiniz? İstemezsiniz, sanmam ama verdiğiniz izlenim bu.


İnsanların bazıları acıya endeksli yaşamdan zevk alabiliyor. Şaka değil bu gerçek sevgili okurlar. Bu şekilde yaşamayı daha çok seviyor. Acı hiç sevilir mi diyeceksiniz ama bazı insanlar, acıyı sevebiliyor. Böyle olunca çözüme ulaşmak için uğraşmayıp acılarla boğuşa boğuşa yaşamayı seçiyor. Ama insan farkında olursa bu durumun üstesinden de gelebiliyor. Geçmişe sarmayı bırakarak, eski duyguları uzaklaştırarak. Kısacası kendi yarattığınız bu cehennemden çıkmaya karara vererek.


O yüzden de bugüne kadarki bu yaşadıklarınıza bir uykudaydınız, uyandınız diyelim. Ve kötü bir rüya gördünüz. Kötü bir rüya görüp kalkınca bir müddet etkisinde kalırız ama sonra unuturuz. Şimdi siz de o yaşadıklarınıza, ilişkinizin bitmesine kötü bir rüya olarak bakın. Etkisi siz yaşadığınız gerçeklerin farkında olursanız bir müddet sonra geçecektir. Çünkü hayat devam ediyor. Siz gençsiniz, hayatta sevilecek başka erkek de var. Bu umutla bakın hayata. Bugüne kadar birine o heyecanı duyamamış olabilirsiniz ama bu bundan sonra duyamayacak olduğunuz anlamına gelmiyor. Kendinizden, gelecekten hep ümitli olun. Hayatta aşktan başka şeylerde var zevk alacağınız. Başarılı olmak, hedefler koymak ve onlara ulaşmak gibi. O arada aşkı da bulursunuz ama ille aşk diye hayata odaklanmayın. Bırakın aşk kendi sizi bulsun, zorlamayın. Kendi kendine gelsin. Beklemek bu, yorar insanı. Meşgul olun. Hayatınızdaki diğer şeylerle varsa okul varsa iş vs... Hayatınızı kendi akışına bırakın. Aşk kendi gelecektir hayatınıza. Sürpriz...


"Geçmişinizin üzerinde durup düşündüğünüz her an,

Geleceğinizden çalıyorsunuz.” -Robin Sharma


İnsan kendi hayatından çalar mı? Bu yaşadıklarınızla kendi hayatınızdan çalarak yaptığınız bu insan kendine her kötülüğü yapabilir. Düşmanı uzakta aramamalı, bazen insan kendinin düşmanı. Hem de en azılısı. Bazen görüyoruz gazetelerde, manşetlerde, yakın çevremizde, bazı insanların gidişatında ve ne diyoruz? Yazık etti kendine. Siz de bu ilişkiye takılı kalarak yazık etmeyin kendinize, yıllarınıza. Size yazdıklarımla bazı şeyleri fark ettirmek istedim. Bilemiyorum fark edebildiniz mi? Bakış açınız değişti mi? Kendinizi özgür bırakacak mısınız? Bu ilişkiden soyutlanıp, hayata entegre olacak mısınız? Bunlar sizin elinizde olan şeyler. Tabii isterseniz, karar verirseniz ama ben biliyorum, bu yazının ardından tıpkı diğer okurlarım gibi bana umut dolu bir mail yazacaksınız, ben de mutlu olacağım. Hadi bakalım benim okurum, kendi kendinizle savaşı bitirin. Hayata daha güçlü ve umutla katılın. Ne kadar güzel hayat tüm olumsuzluklara rağmen değil mi? Çünkü her doğan yeni günde, binbir umut var. Benim okurlarım var. Sizleri seviyorum. Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.