Ben kadınım, gölge etmeyin yeter
Kadın olmak ne zor iş...
‘Yuvayı dişi kuş yapar’dan başlıyoruz, hayata dair her şeyi yapmak bizden bekleniyor. Bir kadının evi dağınık olamaz. Bir kadın yemek yapmayı beceremiyor ya da sevmiyor olamaz. Yeni evli bir memur çift aynı saat ve yoğunlukta mesaiden eve gelir, adam yan gelip yatarken temizliğe birinin gelmesinin nasıl gereksiz bir masraf olduğunu anlatır. Daha ilerleyen zamanlarda ise çalışan bir anneden hiç çocuğu yokmuş gibi çalışmasını ve hiç çalışmıyormuş gibi çocuklarını büyümesi beklenir.
Beklentiler o kadar net ki. Bunları bir insanın sadece kadın cinsiyetine sahip olduğu için yapabilmesi bekleniyorsa kadınların organizasyon yeteneği ve fiziksel dayanıklılığı gibi özelliklerinin de mükemmel olduğuna inanmak da gerekmez miydi?
Peki ya bir kadının bedeninde bir can taşıyıp büyütme ve onu doğurup emzirmesine konu gelince neden beceriksiz, yetersiz, dayanıksız olduğundan yola çıkılıyor?
(Gebeyken)
Uzanma bebek düşer!
Ağır kaldırma! Zıplama! Koşma!
(Doğum yaklaşırken)
Senin canın tatlı, sen doğuramazsın!
Çatın dardır kesin!
(Doğumda)
Ikınamazsan bebeğini oksijensiz bırakırsın!
(Sonrasında)
Düzgün tutmazsan bebeğini düşürürsün!
Ayağına çorap giydir şunun, üşüteceksin çocuğu!
Yetmiyor senin sütün!
(Her zaman)
Beceremiyorsun!
Yapamıyorsun!
Sürekli bir olumsuz telkin, sürekli yargılama, sürekli bir çok bilmişlik, sürekli bir emir verme hakkını kendinde görme, sürekli bir demotivasyon!
Hani yuvayı ben yapıyordum? Hani her türlü işi benden bekliyordunuz? Hani işinize gelen yerde 10 kaplan gücünde olmalıydım?
Ne oldu da gebe olunca, lohusa olunca bir anda beceriksiz ve aptal oluverdim?
Bir aslanın yavrusuna yaklaşın bakayım sizi nasıl bir çırpıda paramparça ediyor! Siz neden benim bebeğime ve anneliğime bu kadar karışıyorsunuz?
Önce sağlıklı gebelik sürecimi bir hastalıkmış gibi geçirmeme sebep oluyorsunuz, sonra her hastanın doğal haklarına sahip değilmişim gibi davranıyorsunuz! Her hasta kendi tedavi süreci hakkında bilgilendirilme sonrası karar verme hakkına sahipken, doğum ile ilgili her kararı ya doktor ya aile meclisi veriyor ama bana soran yok! Fikrimi ya da isteklerimi söylersem ya "doktordan iyi mi bileceksin" ya da "tamam, senin dediğini yapalım ama bebeğe bir şey olursa senden bulurum" cevabı alıyorum.
Bir tek kişi gelip de "yaparsın", "iyi gidiyorsun", "ne düşünüyorsun" demiyor.
Ben kadınım!
Ben rahmimde bir can taşıma ve onu dünyaya getirip büyütme yetisi ile dünyaya geldim!
Gebeliğimi de keyfiyle yaşarım, sağlıkla da doğururum, fıstık gibi de emziririm!
Yanımda bana destek olan ebem oldukça sırtım yere gelmez. Bir sağlık sorunum ortaya çıkarsa da doktorum beni tedavi eder!
Tepemde dikilip beni sürekli bu yeteneklerim konusunda şüpheye düşürmekten vazgeçin artık!
Nadiren olabilecek olumsuzlukları bana ikide bir hatırlatıp tüm keyfimi kaçırmayın, yeter ya!
Hele ki gebeyken ne yapıp yapmayacağım, nasıl doğuracağım, emzirip emzirmeyeceğim, bebeğimi sallayarak mı yatağına koyarak mı uyutacağım, vs. vs. vs. gibi sadece beni ve bebeğimi ilgilendiren konularda ahkam kesmeyin. Size fikrinizi sormadığım sürece bu konularda ağzınızı dahi açmayın!
Biri araba satın alırken ona arabaya ihtiyaç duyup duymadığını, hangi model hangi renk olması gerektiğini, parasının o arabaya yetip yetmeyeceğini, hangi oto tamirciye gitmesi gerektiğini vb size sorulmadan söyleyebiliyor musunuz? Tam arabasına binip gidecekken "sen kesin kaza yaparsın!" diyor musunuz? Yüzlerce kaza hikayesi anlatıp kafasını şişiriyor musunuz? O arabayı sürerken direksiyonu kırıyor ya da el frenini çekiyor musunuz? İkide bir arabanın koltukları sertmiş, aksesuarlar hiç yakışmamış vs diyor musunuz?
Gebe ya da lohusa olmam size benim hakkımda yorum yapma hakkını size vermiyor.
Yeter ki gölge etmeyin, başka ihsan istemem sizden.
Not:
Bu yazı bir doktor arkadaşımın gayet güzel kilo alan ve sağlıklı bebeğine bakıp, konu komşu tarafından "sütün yetmiyor senin" denile denile anneliğinden şüphe edecek hale gelmesi üzerine yazdım. Meslek hayatım boyunca gördüğüm tüm gebeliklerin az ya da çok bu şekilde kadınların kendilerine ve bedenlerine olan güvenlerinin sarsılması ile keyifsiz ya da sorunlu hale gelmesine üzülerek şahit olduğumu belirtmeliyim.
YORUMLAR