Komedilerde doğum
Bayramda bir firmanın doğumu konu alan komedi bir reklam vardı. Gördüyseniz gülüp geçmiş olabilirsiniz. Benim doğuma hazırlık eğiticisi tarafım pek gülemedi çünkü gebelerin doğuma taşıdığı tüm olumsuz düşünceleri körüklüyordu. Bunu facebook'taki sayfamda yazdığımda "Altı üstü bir reklam" diyerek, "Komik ama, abartacak ne var" diyerek neden bu kadar sert eleştirdiğimi anlamakta zorluk çekenler oldu.
Bir komedi reklam gansterlerle ilgili olduğunda gülüp geçebiliriz. Çoğumuzun mafyayla bir işi olmadığını düşünürsek tabii. Uzay mekiğinde özel giysisini çıkartıyor olan birini görmenin de bir mahsuru yoktur, eminim ki bir kişi uzaya gidecek olursa orada nasıl davranacağı aylar süren bir eğitim ile kendisine anlatılacaktır. Ama bu reklam gibi doğumun komedisi adı altında çekilen sahneler ülkemizde yaşayan 1 milyon gebenin neredeyse tamamına ulaşıyor ve onların her biri 9 ay içinde doğum yapacak. Her ne kadar izledikleri sırada onlar da gülüp geçse de bu tarz komedilerden bilinçaltına kazınan şeyler şunlar:
* Doğum ailecek otururken düğmeye basılmış gibi aniden başlar. Doğum başladı diye herkesin hemen panik halinde gebeyi hastaneye yetiştirmesi gerekir. Hastanede olunmazsa bebek doğamaz.
* Doğum yapan kadın kesintisiz ciyak ciyak bağırır, acı içinde ve acizdir, yürüyemeyecek hale gelir hatta sedyede yatarak taşınması gerekir.
* Bütün komedilerde "doğumhane" yazılı yere "ameliyathane" ye girer gibi girilir. Bu sahne aslında toplumun görüşünü yansıtır çünkü "normal" olan doğum şekli sezaryen haline gelmiştir.
* Doğum ortamı imajı verebilmek için her yer steril örtüler ve tıbbi aletler kaynar, herkesin yüzünde maske kafasında bone vardır. "Doğum tıbbi müdahale gerektiren bir hastalıktır" imajı bu sahnelerle iyice pekiştirilir.
* Tüm modern (!) doğum komedilerinde ortalıkta bir sürü insan vardır ve baba elinde bir kamera türlü sakarlıklar yapar ve gebe işi gücü bırakıp ona küfürler savurur. Doktor veya ebe ya beceriksizdir ya da acemi. Yani gebe hem tüm kontrolü kaybetmiştir, hem de ona destek olmasını bekledikleri köstek olmaktadır.
Özellikle “1 erkek 1 kadın 2 çocuk” dizisindeki doğum bölümünde, dizinin formatı doğumla ilgili yapılabilecek onca farklı espriye izin verirken bu şekilde çekilmesi beni çok üzmüştü.
Türü komedi değil ama Muhteşem Yüzyıl dizisinde Hürrem Sultan beş kez doğum yaptı, beşi de gebelerin korkularına korku katan türdendi! Hatice Sultanın bebeğinin tepetaklak tutulup tokatlanışı günlerce yayınlanan fragmanda defalarca izletildi.
Bir dizide, bir filmde bir gün görebilecek miyiz acaba, bir kadının gidip huzur içinde ve sağlıkla çocuğuna kavuştuğunu? Belki de standart doğum sahnesi böyle olsaydı, komedi diye böyle sahneler yapılması bu kadar rahatsız etmeyecekti. Eğer doğum yapan kadının ihtiyaçlarını doğru karşılayan bir doğum yardımı sistemimiz olsaydı, doğum yapan gebenin yanına cümbür cemaat tüm yakınlarının gelmesi gibi doğum sürecini bozan adetlerimiz olmasaydı, zaten doğumlarımız huzur ortamında yapılıyor olsaydı ve sonuçta sezaryen oranları %60a yaklaşmış olmasaydı, belki bu sahnelere ben de gülebilirdim. Doğumun güzel geçmesinin önündeki en büyük engel, doğumun bilinçaltlarımıza panikle başlayan, ağrı ile devam eden, cerrahi ile sonlanan bir operasyon olarak yerleşmiş olması. Hangi ekolden olursa olsun doğuma hazırlığın ana hedefi bu imajı yıkmak iken, yıllardır doğumun imajı düzelsin diye uğraşırken bu sahneleri televizyonda görmek hiç olmuyor.
Sevgili gebeler,
Doğum yavaş yavaş başlar, gittikçe hızlanır. Her zaman hastaneye yetişecek zaman vardır. Zaten yetişemeyecek kadar çabuk gelen bebeklerin hastaneye de ihtiyacı yoktur. Hastanede biz kendiliğinden gelemeyen bebeklere yardım için varız.
Hiçbir aşamada (eğer bir sorun yoksa) kaldıramayacağınız bir ağrı ya da zorlanma olmaz. Varsayalım yine de oldu, tıbbın bu engelleri aşacak birçok yöntemi vardır. Yine de siz gevşek kaldıkça, aileniz sizi panikletmek yerine rahatlattıkça, ortamınız kargaşadan, telaştan uzak oldukça çoğuna gerek kalmaz.
Bebeğinizin ve sizin doğumda tek ihtiyacınız sükûnet ve sabırdır. Bebek doğup ikiniz birbirinize alışana kadar kimse sizi rahatsız etmemeli ve herkes mahremiyetinize saygı göstermelidir. Bunlara dikkat edildiği sürece doğum tecrübe edebileceğiniz en harika hisleri yaşayacağınız eşsiz bir yolculuktur.
Hastaneye gitmek, kontrol altında olmak sadece bir güvenlik tedbiridir. Gerektiğinde doktor ve ebe size yardım etse de aslında tüm doğumu siz yaparsınız ve yapabilirsiniz! Yüzlerce nesildir tüm kadınların doğurma yetenekleri nasıl vardıysa sizin de vardır. Yeter ki bedeninizi gereksiz korkularla germeyin ve bırakın bebeğiniz gelsin. Gerçekten bırakın. Bırakabilmek için bu sahnelerde gördüğünüz şeylere gülün ama gülüp geçmeyin. Doğumunuzun bu komedilerdeki hale gelmesini engellemek için uğraşın. Engelleyebildiğiniz ölçüde doğumda ve sonrasında sizin yüzünüz gülecektir.
YORUMLAR