"Gökkuşağını yiyin" derken...
Her yerde "gökkuşağı yiyin" diye öneriler havada uçuyor. Bu hafta gökkuşağını tabağımıza nasıl alacağımızı anlatmak istedim.
Şu anda okuyor olduğum beslenme okulunda yüzlerce diyet teorisinin ve beslenme akımının ayrı ayrı tüm detaylarını öğreniyoruz. Her akımın savunduğu ve kanıtlarla gösterdiği ayrı ayrı faydaları var. Ana esasları farklı olsa da her akımda ortak olan tek bir şey var. O da taze sebze ve meyve tüketiminin gerekliliği. Modern zaman beslenmesinde eksik olan en önemli besin de sebze ve meyveler. Çeşit çeşit sebze ve meyve yemek, vücudumuzun ihtiyacı olan fitokimyasalları, vitamin ve mineralleri sağlığımız için almak demektir. Her gün iki porsiyon farklı meyve yemek sizi tatlı ihtiyacından koruyacaktır. Böylece rafine şekerden daha kolay uzak kalabilirsiniz.
Tabağımızdaki gökkuşağı
- Koyu yeşil: Koyu yeşil sebzeler, yapraklar kanı temizlemek, immun sistemi güçlendirmek, sinir sistemini beslemek, depresyon ve anksiyeteyi kontrol edebilmek için harika yardımcılardır. Ispanak, pazı, karalahana, ülkemizde yeni yeni üretilmeye başlanan ve çoğalmasını çok istediğim kale, roka, tere, maydanoz... Bu sebzeleri ister yemek, ister salata, ister sebze suyu olarak her gün bir öğüne ekleyebilirsiniz.
- Kırmızı: Kırmızı meyve ve sebzeler kalp desteği, hafıza ve beyin fonksiyonları için çok faydalıdır. Pazar alışverişi listenizi eklemeniz için bir kısmını sıralamak istedim. Nar, pancar, kırmızı biber, domates, çilek, kırmızı turp, kırmızı elma, kiraz, kırmızı üzüm, kırmızı soğan, greyfurt.
- Oranj: Oranj sebze ve meyveler içerdiği beta carotene ve C vitamini ile göz ve immune sistem sağlığı için çok iyi desteklerdir. Turunçgiller, kayısı, kavun, nektarin, şeftali, havuç, sarı biber, balkabağı, tatlı patates...
- Sarı: Sarı sebze ve meyveler kan dolaşımına yardım eder. Muz, mango, limon, sarı biber
- Beyaz: Beyaz sebze ve meyveler LDL kolesterolü ve kan basıncını (yüksek tansiyonu) düşürür. Genellikle kullanılanları karnabahar,zencefil, beyaz soğan, sarımsak, lahana, enginar, mantarlar, patates, turptur.
Soğan, sarımsak, zencefil anti viral ve antibakteriyel özellikleri ile doğan antibiyotik görevi görürler.
- Mavi ve mor: Mavi ve mor sebze/meyveler antioksidan açısından çok zengindir. Yaşlanma etkilerini ve kalp hastalıklarını engellemektedir. Siyah dut, böğürtlen, yaban mersini, incir, üzüm, mürdüm eriği, siyah zeytin, mor lahana, mor havuç, patlıcan en sık kullanabileceklerimizdir.
Yukarıda da göreceğiniz gibi gökkuşağının renklerinden seçerek sebze ve meyvelerimizi yediğimizde zaten vücudumuzun ihtiyacı olan çoğu vitamini almış oluyoruz. Bunları dengeli bir şekilde haftanın günlerine, öğünlerimize dağıtabiliriz. Klasik Türk tencere yemekleri, çeşit çeşit salatalar şeklinde öğünlerimizde bulundurabiliriz. Meyvelerimizi de ana veya ara öğünlerde tükettiğimizde zaten tatlı ihtiyacımızı da karşılamış oluruz. Tatlı krizleri ile baş edebilmenin en kolay yolu meyve yemektir. Şayet canınız tatlı istiyorsa öncelikle kendinize o gün meyve yiyip yemediğinizi sorun. Günlük rutininizde meyveniz mutlaka bulunursa tatlı ihtiyacınızın da zamanla azaldığını göreceksiniz.
Herkese sağlıklı, mutlu, bol vitaminli ve şekersiz günler dilerim..
www.semasumeli.com
YORUMLAR