yaz tatilinde oynanabilecek oyunlar
O zaman bu yazı da “tatilde çocuklarla nasıl zaman geçireceğiz” diyenlere gelsin…
Kızım ilkokul biri bitiriyor. Onun heyecanından ziyade tatili düşünüyorum. Çünkü bu kez farklı olacak. Çok çalışmam gerektiği için yazlığa gidemeyeceğiz sürekli, evde kendi kendine zaman geçirmesi gerekecek ben bilgisayar başındayken. Zaten beraber de sıkça oynayacağız. Birkaç günlük kaçamaklar yapacağız.
Kendi bloğumda en çok aldığım sorulardan biri “neler oynadığımız.” O yüzden buraya da yazmak istedim. İşte bizim dört yaşından beri en severek oynadıklarımız.
Bu arada İngilizce’ye çok önem veriyorum. Bazı oyunları İngilizce oynuyoruz, oynarken İngilizce konuşuyoruz. iPad’i de sadece İngilizce izlemesi şartıyla veriyorum. Ne kadar hayatına girerse o kadar iyi adapte olur diye düşünüyorum.
Oyunları aşağıda yazıyorum. Tek tek açıklamalarını yazarsam çok uzun sürecek. Detaylı bilgiler için Google’a bakabilirsiniz. Önerileri verip kaçayım.
Zingo: İngilizce oyun. Farklı çeşitleri var. Saatleri hariç diğerleri var bizde. Tombala gibi düşünün, mekanizması farklı olanı.
Tik tak Bom: Harika bir “kalabalık” oyunu. İngilizce de oynayabiliyoruz.
UNO: 3.5 yıldır favorimiz.
Dobble: Yeni keşfimiz. Çok eğlenceli. Hem hızlı olmayı gerektiriyor hem dikkatli.
Pictureka: Şu an sanırım piyasada yok. O da hız ve dikkat gerektiriyor. İkinci el satış yapan bir siteden almıştım. Siz de bulursunuz umarım.
Satranç –dama: Bunlar babasıyla oynadıkları. Ben onlardan ziyade kız tavlası oynuyorum. Pişti ve dost kazığı da çok zevkli oluyor. Aynısını bulmaca, hâlâ bıkmadığı oyunlardan. İki yaşında 6 kart ile başlattım, şimdi deli gibi oynuyoruz. Sayamadım!
Solo test: Bizim çocukluğumuzun oyunu. Tek başına oynanıyor zaten. Bayılıyor. Sırayla yapıyoruz.
Tabu Junior: Tabu zaten benim de en sevdiğim oyunlar arasında. Çocuklar için olan şahane. Nasıl anlattıklarınızı görseniz inanamazsınız. Hem çaktırmadan fazla fazla kelime de okumuş oluyorlar. İyi geliyor.
Sacrabble, Adam Asmaca gibi oyunlar favorilerimizden. Ben de çok seviyorum onları.
Abalone, okulda da öğrendikleri bir oyun. “Üç taş” da deniyor. Stratejik bir oyun. İnceleyin, beğenirsiniz. Düşündürüyor…
Tabii ki PieFice, Twister gibi büyük kutu oyunlarını da oynamakla kalmayıp tatilde yanımızda götüreceğiz. Onlarsız bir tatil olur mu?
Bizim evde deney – sihir setlerinden sorumlu kişi baba, anne değil. Kendileri düşünsünler.
Barbie ve minişlerle kendi oynamasını istemiş, bir zamanlar evcilikten istifa etmiştim. Şimdi dayanamayıp arada sırada Barbie oynuyorum. Bakalım yazın ne yapacağım?
Bunların yanı sıra, hani seramik magnetler, cupcakeler, bilezik yapma setleri… Onları da önüne koyup “buyurun efendim” demeyi planlıyorum. Arada sırada ben de eşlik edebilirim.
Mutlaka mandala kitabı alacağım. O ikimizde de iyi geliyor.
Ringo Flamingo da çok keyifli. Sıkı rekabet ediliyor. Bazen biz karı koca bile kapışıyoruz. Gerçi Tabu, Dobble ve Tik Tak Bomm’da da aynı şey oluyor.
Matematiği oyunla yapacağım. Adım saymacadan tutun da ip atlarken 3’er 3’er saymaya kadar her türlü oyunu uydurabilirim bence.
Sırf oyun mu? Okuldaki okuma kitabı devam edecek. Her gün kitap okuyacak, yazacağım. Geçen yaz Amerika’dan aldığımız, yengesinin de verdiği kitaplar da İngilizce okuma da yaptıracağım. Hem de hepsini oyun gibi yapacağız. Zaten her gün o kitap okurken ben de elimde kitabımla yanında okuduğum için sanırım alıştı. Bu alışkanlığı kaybetmesini hiç istemiyorum.
Şimdi size “kendin yap” önerileri vermeyi çok isterdim ancak el becerim yok. Oyuncağı yapan değil, oynayan taraftayım. Dikiş dikmeyi öğretmek, oyun hamurundan harikalar yaratmak isterdim ancak yok işte yetenek, olmuyor. Yapamayınca çocuğun da şevki kaçıyor.
Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar ancak benim blog zaten oyun yazılarıyla dolu. Unuttuklarım varsa oradan tamamlayabilirsiniz. Umarım minik de olsa bir faydam olmuştur.
YORUMLAR