97 model arabasına rağmen sevilecek adam aranıyor!
Başlığı görüp "Ne diyor bu be?" diyecek olanlar için bugünkü yazımıza sebep olan malum evlilik yıldönümü kutlamasını ekranlara yansıtarak başlayalım.
Ünlü oyuncu ve sunucu Tolga Çevik son derece içinden gelen cümlelerle eşine bir teşekkür mesajı yayınlamış 13. yıl kutlamaları için. Okuduğum an tarif edemediğim bir huzursuzluk, bir yüz ekşimesi belirdi bünyemde. Baktım binlerce beğeni, paylaşım almış, toplum çoktan bayılmış fedakar anaya övgüye, kendime kızdım sonra "Her şeye bir kulp bulmasan olmaz" diye.
Karısını, çocuklarının annesini kendince yüceltiyor ama geri kalan bütün kadınlar çöpte mesajda. Beni en rahatsız eden şey buydu.
Sonra gördüm ki tek böyle hisseden ben değilmişim. Sosyal medyayı ikiye böldü mesaj, tabii hemen "kıskanan" olduk biz desteklemeyince.
Aslında destekliyor ya da karşı çıkıyor değilim, kendi evlilikleri, kendi özelleri. Beni ilgilendiren kısım, büyük bir çoğunluğun bu mesajı aşırı yücelterek paylaşması.
Arkadaşları gezerken evde çocuk sallayan fedakar ana, anneye yardım etmek yerine eve ekmek getirmekle uğraşan bir baba figürü var karşımızda. Bu denklemde dışarıdan bir yardım alınsa, kadıncağız da "arkadaşları gezerken" onlara katılıp hayatına hem bir anne, hem bir birey olarak devam etse?
Sanki çocuk büyütürken bakıcıdan yardım almak kötü bir şeymişcesine "bakıcı istemediği" için teşekkür almak.
Her ailenin yaşam tarzı, imkanları farklıdır. Kredi kartından para çekip dadı maaşı ödeyen aileler de biliyorum fakat çocuk yetiştirirken yardım almayı "lüks bir talep" olarak gören bu kutlama mesajını şakşaklayanlara sinir olmamak elde değil.
O çocukları dadısız büyüten anneler, zamanı geldiğinde çocuklar okula gitsin de kafamı dinleyeyim diye gözlerinin içine bakıyorlar.
Demet Akalın'ın kafam kadar tektaşını kendisinin aldığını hepimiz biliyoruz, sık sık vurguluyor bunu. Ama kocası çıkıp "Karımı kendi tektaşını kendisi alabildiği için çok seviyorum" derse durum başkalaşır. Kendine yetebilmek, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek iyi hoşken, bir insanı kendisine yetiyor, sana ihtiyaç duymuyor diye sevmek başka iş...
Karını evde oturup çocuk baktığı için sevdiğini, müteşekkir olduğunu vurgulamak pek de hoş olmuyor.
Bakın bir arabanın 97 mi, 2007 mi, 2017 mi hangi model olduğunu anlamakta güçlük çekecek kızlar da vardır, adamın masaya koyduğu anahtardan mal varlığını hesaplayıp ona göre yaklaşan da... Kim kiminle birlikte olmak isterse onunla olur, parasını da yedirir, birlikte borca da girer...
Kimse kimseyi zorlamıyor... 5 dadı isteyen kadını niye gömüyoruz şimdi, 5 dadıyı tutma imkanı olan adam düşünsün....
Bu çiftimizin parayı ve ilgiyi bulduktan sonra da bunlar yokken ki gibi birbirlerini sevmeleri aslında vermek istediği mesajdı ama olmadı işte. Ortalık en ufak bir dış etken değiştiğinde karakteri de değişen adam/kadın doluyken birbirlerine sığınmak istediler, ya biz napalım?
Al o masaya koyduğun anahtarı... Demek istiyor insan ilk buluşmanın orta yerinde...
YORUMLAR