Bodrum mu, lipo mu?
Geçenlerde HT Cumartesi’de Hatice Tunç’un bir haberi vardı:
Türkiye’de yılda 50 bin kadar estetik operasyon yapılıyormuş. İstatistiklere göre en çok burun düzelttiriliyor. Marmara bölgesinde kadınlar liposuction, meme büyütme, botoks ve dolguya erkekler saç ekimine rağbet ediyormuş. Son günlerde büyük meme isteyenlerin sayısı da artmış. Sonuçta basen ve bacaklara liposuction, burun ve meme en çok yaptırılan uygulamalar...
Karadeniz bölgesinde de önce burun, sonra meme ve saç geliyormuş. Türkiye’de en çok burun estetiği bu bölgede yaptırılıyor. Kadın ve erkeklerde ortak talep burun ve gözkapağı estetiği, kepçe kulak ve yüz germe ameliyatları…
İç Anadolu bölgesinde yaşayanlar 10-15 yıl önceye dönmek istiyor ve en çok meme büyütme, küçültme ve dikleştirme operasyonları yaptırıyormuş.
Akdeniz’de ise botoks ve dolgu revaçta.
Şimdi ben ne olacağım? Cebimdeki parayla ne yapmalıyım? Tatile mi gitmeli yoksa daha uzun vade için bir yatırıma mı girilmeli?
Tatil derken: Bodrum’da yakın olduğum ve sevdiğim birkaç kişinin yanına…
Yatırım derken: Makul bir estetik operasyonu!
Yaş oldu 42. Tamam iyi gidiyoruz. Yemekle ilgili bir sorunum yok. İçki, doktor tarafından yasak gelene kadar hep olacak. Sporu sallıyorum. Daha doğrusu istediğim ve yapabileceğim şartlara şu ara bütçe el vermiyor. Bu durumda önümdeki 10-14 seneyi de sağlam götürmek için bir takım takviyeler gerekebilir.
Ha bu arada yüz değil vücut operasyonu… Yüz zor bir karar… Açıkçası yapılan uygulamaların çoğu da bence başarılı değil!
Annem her zaman güzel ve bakımlı bir kadındı. 22 yaşlarına kadar şişmanca iken sonrasında verdiği kilolarla hep zayıf kalmayı becermişti. Hatta son yıllarda bayağı zayıf bir kadındı. Vücut yapılarımız tam tersti. Onun kalçası genişti, daha doğrusu sanki kalçasının iki yanında birer D harfi vardı. Ben bile kesip almak isterdim onları.
Bir gün oturduğumuz apartmana bir doktor taşındı. Rekonstrüktif cerrah… Asansörü beklerken hep bu kelimeyi okurdum. İçime doğmuştu, o doktorum ailemizin en sevilen doktoru olacağı…
Güzellik ve yeniliklerle ilgili her türlü haberi yabancı kaynaklardan takip eden annem bu doktora kendini teslim etti ve o ‘D’lerden kurtuldu… İnanın annemin yaşını hatırlamıyorum ama ben koca kızdım.
Ben de şimdi sırtımı biraz normalleştirme hevesi içine girdim. Bilmiyorum, bir kere olası bir operasyon mu soracağız. Maddi bedelini öğreneceğiz. Manevi bedelini ve sonrası zorunluluklarını uygulamaya emin olacağız… Daha işimiz var zaten bu sıcaklarda da olmaz.
Hiçbir zaman kıvamında ve doğru estetiğe karşı olmadım ve eğer bir kadın kendini gerçekten iyi hissedecekse hemen yaptırmalı. 3 sezon 3 kıyafet az alın; 3 kaşık az yiyin, bir şeylerden kesin ama parayı bahane etmeyin derim. Ama sonrasında dikkat edin; Koy vermeyin kendinizi…
Şu da bir gerçek ki estetik de dövme gibi. Başladınız mı bir taneyle kalmak zor. Ne çektiğiniz acıyı hatırlıyorsunuz (ki acı her operasyonda da çok olmayabiliyor), ne sonraki nekahet dönemindeki sıkıntıları… Bir ara televizyondaki yabancı estetik programlarına epey takmıştım kafayı. Bir kalemde saatlerce yatıp da tepeden tırnağa deşilen kadınlar ilk gün inim inim inlese de ilk pansumana geldiklerinde uçuyorlardı havaya…
Bir yerinizi düzelttiğiniz zaman, başka bir yeriniz gözünüze batabilir, aman dikkat diyeyim. O yüzden iyi bir doktorla, olası geniş toparlama üzerinden gitmekte fayda var derim. Siz bu yazıyı okurken ben doktorumla görüşeceğim. Beni ‘gerek yok’ diye vazgeçirmeye çalışabilir.
Vazgeçebilirim de…
Ama özellikle memelerinden mutlu olmayan kadınların hemen bunu halletmelerini öneririm.
YORUMLAR