Popülerlik, dürüstlük, saygınlık yönetimi...
Yıllar içerisinde her ne kadar meslekler ve “ticaret” trendleri değişse de, insanların para kazanma hırsları değişmiyor.
Teknolojinin gelişmesi; alternatif tüketim ürünlerinin artması; insanların, çoğunu tanımadıkları kişilerden oluşan “kalabalık” sosyal çevrelerde yaşamaları ile hayatlarını “sürdürmek” için ihtiyaçları olan “para” miktarı da artıyor.
Dünya nüfusu artışına bağlı olarak ticari pastanın bölünmesi ve sosyal düzenin çöküş sürecine girmesiyle, para kazanmak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Her ne kadar kendimizi iyi hissettiğimiz için alışveriş yaptığımızı düşünsek de, aslında parayı diğer insanlar tarafından fark edilmek ve beğenilmek için harcıyoruz.
Popülarite adı verilen “duygusal” tatmin peşinde koşarken, hayatımızla ilgili bazı değerlerden de maalesef ödün vermek zorunda kalıyoruz.
Psikolojik olarak bakıldığında popülerlik, sizi beğenen ve sizin beğendiğiniz insanlar arasındaki sayısal “denge”ye dayanıyor.
İlgi görmek, sevilmek, onaylanmak, toplumda önemli bir yere sahip olmak için zor olan manevi değerler yerine elde etmesi daha “kolay!” olan maddi değerlere sahip olmayı seçiyoruz.
Bir diğer yanlış popüler olma yolu ise kişinin kendi artıramadığı değerleri yerine, haksız eleştirel yaklaşımla başkalarının değerlerini düşürerek, kendini “rölatif” olarak başarılı konuma getirme isteği oluyor.
Toplumdaki çoğunluk gerçekte çarpık olan popülarite yolunu seçince, doğru olan değer yargılarımız da farkında olmadığımız gizli bir “referandum”la yanlışları ile değiştiriliyor.
Hâlbuki popülerlik hiçbir şeye referans değil. Dürüstlük ise, başarı ve popülerlik uğruna hakkında şikâyet edebileceğimiz bir kavrama dönüşmüş durumda. İnsanlar konuşmalarında, “maalesef çok dürüstüm, hep kaybediyorum…” benzeri cümlelerle üzüntülerini dile getiriyorsa, dürüstlük günümüzde çok da sevilen ve ihtiyaç duyulan bir “özellik” gibi görünmüyor.
Dürüstlük aslında ahlaki yapıyla da bağdaşlaştırılamıyor. Çünkü tanım olarak dürüstlük, insanın kendisini karşısındakinin yerine koyması ve kendisine davranılmasını istediği şekilde karşısındakine davranmasıdır.
Ne kadar çok dürüstlük üzerine yoğunlaşır ve dürüst olmaya çalışıp bunu vurgularsak, aslında bir o kadar bu kavramı kendi egomuz için kullanmış oluyoruz.
Asıl önemli ve zor olan kişinin başkalarına değil kendisine karşı dürüst olmasıdır, “zorluğu” ortaya çıkıyor.
Bencil ve “iyi” yaşama içgüdümüzün, dürüstlüğümüzü değerlendireceğimiz kendi gözlerimizin önüne bir perde çekmesine izin vermememiz, popülerlik uğruna dürüstlüğümüzden ödün vermemize engel olmamız gerekiyor.
Dürüstlüğe giden yoların yıkıldığı, yıkılan yolların günümüz mutlulukları ile süslendiği süreçte, kendimize dürüst olarak popülerlik yolunu bulmamız, içsel mutluluğumuz için temel besin maddesi gibi görünüyor.
Popülerliği, dürüstlük ile birleştirip genele yayabilme başarısından ise ünlü olmak doğuyor.
Ünlü olmak temelde “işe yarayan!” bir şeydir; kimi insanlara bazı kapıları kolayca açar, onları kendi özellikleriyle hak etmedikleri yerlere taşıyabilir.
Kimi insanlar için ise ünlü olmak çok hakkaniyetli bir şeydir; insanlığın yararına çalışmışlar, pek çok fedakârlıkta bulunmuşlardır. Elbette ki bu tür insanların bilinmesi, ötekilerden ayırt edilmesi gereklidir.
Popülerlik ve dürüstlük için “itibar”ın sebep olması ise, sonuç olarak bu iki kavrama ulaşılmasında izlenecek yollardaki hataların temelini oluşturuyor.
Çünkü saygınlık, sanıldığı gibi dürüstlük ve popülerlik için bir neden değil; bu kavramların karakterimizle özdeşleşmesi ile kazanabileceğimiz sonuçtur.
Dürüst bir hayat sürerek, saygın ve popüler olmanız dileğim ile…
Sevgiyle kalın…
Ve haftanın reytingi yüksek, sosyal “mecra” paylaşımları…
- Bir kez yalanını yakaladığınız insanın, bin kez doğrularını sorgularsınız...
- Topuklu ayakkabıyı dışa basan kadın, cüzdanını arka cebe koyan erkek, “boxer”ı görünen ergen bunlar hep aynı fabrikanın üretimi imalat hatası…
- Yarım bıraktığını başkası tamamladığında, işte böyle pişman olursun...
- Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini.
- Dünyanın en gelişmiş güvenlik sistemi; "Annenizin evlenmeden önceki soyadının, ilk iki harfi"
- Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yokum zaten ben, ben yine bende bittim!
-“Unutan iyileşir.” Friedrich Nietzsche
- Yazmak, mutsuz insanın işidir... Mutlu insan yazamaz...
- Eli hep sıcacık, yüreği elindeymiş gibi...
- Ne kadar çok bilgi, o kadar düşük ego; ne kadar az bilgi, o kadar yüksek ego.
- En sade doğrular, rengârenk yalanlardan iyidir; Dürüstlük her şeydir.
YORUMLAR