Nota veriyorum!
Müziği komple bırakmış bir ülkede son birkaç gündür herkes aynı soruyu soruyor “Sezen Aksu müziği bırakırsa n’olur?”
Sezen Aksu müziği bırakırsa n’olacak, hiçbir şey olmaz... Son yıllarda radyolardan, televizyonlardan ‘müzik’ diye kulaklarımıza doldurulan ‘nota aşureleri’ni kaşıklamaya devam edip gideriz en fazla!
Sadece Sıla 100 bini geçti
Geçenlerde Apple’ın iPhone 6’nın lansmanında yeni albümleri Song of Innocence’ı 119 ülkede 500 milyon iPhone’a bedava yüklemek için U2’ya 100 milyon dolar ödediği iddialarıyla ilgili ‘akortsuz’ bir geyik çevirirken haber müdürümüz Bülent İpek, 2014’ün ilk 9 ayında ülkemizde sadece Sıla’nın albümünün 100 bin satış barajını geçtiğini söyledi. Biliyorum şimdi birileri bu durumu açıklamak için, ‘korsan’, ‘internet’ gibi kelimelerin arka arkaya sıralandığı acı bir ağıt yakacak ama maalesef müziğin içinde bulunduğu durum bundan çok daha ‘uzun bir hava!’
Britanya’da 3.8 milyar
Bugün yapılacak referandumun sonucuna göre artık yoluna İskoçya’yla ya da İskoçya’sız devam edecek olan Büyük Britanya’da müziğin başındaki isimlerden Jo Dipple, geçenlerde müzik endüstrisinin ‘Birleşik Krallık’ın yazdığı en büyük başarı öykülerinden biri olduğunu söylüyordu. Dünyada satılan her 8 albümden birinde Britanyalı müzisyenlerin imzası olduğunu belirten Dipple, müzik endüstrisinin 2013’te yüzde 9 büyüdüğünü açıklayıp ekliyor: “Müzik alanında full time çalışan insan sayısı 111 bini geçiyor. Ekonomik büyüklüğü ise 3.8 milyar pound!”
Kraliçe’nin ülkesinde müzik endüstrisinin büyüklüğünü anlatmak için devlete verdikleri verginin ülkedeki otomotiv sektöründen fazla olduğunu söyleyeyim...
Müzikten bahsetmemiz bile başarı
Laf olsun torba dolsun diye yapılmış tek şarkılık ‘albümsüler’ çıkarıp yaz boyunca ülke genelinde düzenlenen bol sebze ve meyveli festivallerde halkın ‘ücretsiz’ izlediği konserler verip meydanları ‘hınca hınç’ dolduran şarkıcılar cumhuriyetinde hâlâ müzikten bahsediyor olmamız bile bizim için başlı başına büyük bir başarı öyküsü aslında...
Önleri renkli jelatinlerle kaplanmış birkaç spot ışığının yanıp söndüğü, bol dumanlı koreografileri bizlere ‘muhteşem şov’ diye yutturan, sahnede ‘canlı’ söylüyor ayağıyla halkın gözünün içine baka baka ağzını açıp kapayarak ‘playback’ yapan şarkıcılarımızla yıllardır ‘kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz’ zaten!
Bir tek Tarkan’ımız var o kadar
77 milyon nüfuslu ülkemizde ‘ücretli’ bir konserde dev bir stadyumu dolduracak tek bir şarkıcımız, grubumuz bile yokken Sezen Aksu’nun müziği bırakacak olmasına hayıflanmamız ‘yapmacık bir ballad’ gibi tınlıyor kulağımda!
Biricik Megastarımız Tarkan’ın Açıkhava Tiyatrosu’nda 10 gece boyunca tavandan sarkan bir avize altında serili oturma odası halısı üzerinde kanter içinde nefes nefese dans etmesine ayılıp bayılmamız, ‘Hop De’ adlı ‘felaket’ şarkısını daha önce hiç müzik duymamış gibi kana kana içmeye çalışmamız bile içimizdeki ‘metronom’un ne kadar bozulduğunun bir göstergesidir.
Sezen Aksu müziği bırakırsa felaket olurmuş! ‘Sen ağlama’ hiçbir şey olmaz güzel kardeşim...
YORUMLAR