Ağustos'ta aşk başkadır!
Geçtiğimiz günlerde, twitterda takılırken bir tweete rastladım, @naledossun, "*Temmuz'da aşk başka mıydı aynı mıydı arkadaşlar hatırlayamadım?"* yazmış, verilen cevaplara baktım, "*seksli*", "*terli*", "*zorlama*" , "*uzaktan*"... Hakikaten, bu yeni moda yaz aşklarında neden hep içimize sinmeyen bir şeyler var acaba?
Açıklıyorum!
Kendimi bildim bileli, "yaz aşkı" gerçeğini de bilirim. Yaz aşkı, çoğunlukla tatil yerlerinde yaşanan, süresinin sadece birkaç ay ve sonunun genellikle ayrılık olduğu aşk modeli olarak bilinirdi. Ama son zamanlarda gördüğüm kadarıyla yaz aşkı başka bir şeye dönüştü, dönüştürdük diyelim ya da...
Kışın işten güçten kafamızı kaldırmayan biz, yazın gerçek manada yapacak şey bulamıyoruz çünkü. Kışın değerlendirilemeyen fırsatları, tanışılamayan insanları tekrar düşünüp, mümkünse biraz gecikmeli olarak "hallediyoruz".
Geçen gün, yakın arkadaşlarımdan biriyle kafede oturduk ve telefonlarımıza gömüldük. İkimiz de günlerdir gece-gündüz, yazışıyoruz, sırıtarak hem de!
İkimizi bırakın, neredeyse bütün arkadaşlarım tüm gün yazışıyor. Tam mesai!
Kiminle? Aslında fiziksel açıdan pek hoşlanmasa da konuşmaktan inanılmaz keyif aldığı, günlerini dolduran, onu oyalayan, güldüren, bir şeylere ait hissettiren biriyle... Mümkünse de, yüz yüze görüşmeden. Sorsan karşı tarafla birlikte olmaz, olsa da uzun sürmez ama böyle iyi işte, keyifli...
Geçen sene yaz başında, kariyeri, muhabbeti... şimdi tamamı aklıma gelmese de bir erkekte aradığımız her özelliği bünyesinde barındıran bir mesaj flörtü olmuştu çok yakın bir arkadaşımın. Yüz yüze hiç görüşmemiş, sadece iş yapmışlardı. Çocuk kızın tipini biliyor ama uyanık ve sağlamcı taraf o.
Kız biraz daha saf, ama o da çocuğu tanıyan arkadaşına sormuştu, "tipi çok kötü ama süper insandır" demişti ortak arkadaş. Sabah akşam mesajlaşma mesaisine aynen devam etti tabii ki, tipi önemli değildi, her şey süperdi ya işte, daha ne!
Neyse, büyük gün geldi, görüşüldü ve kız ertesi gün bana, buluşmanın ilk saniyesinde, geçen günlerine, zamanlarına, belki de farkında olmadan kaçırdığı fırsatlara yandığını söyledi. Tabii ki bir sonraki görüşme yok. Mesajlaşmalar da azalarak bitti bu durumda...
Bir başka arkadaşım da, okulda kışın görüp kilo probleminden dolayı yüzüne bile bakmadığı çocukla neredeyse bütün yaz mesajlaşmıştı aynı dönem. Çocuğa zayıfladın mı da diyemedi, muhabbet güzel gelince "amaaan en kötü zayıflar" dedi ama çocuğun tabii ki bir anda zayıflamadığını ve bu mesajlaşmanın Eylül ayına kadar bile devam etmediğini söylememe gerek yok sanırım...
Bu mesaj flörtünün sonu hep fiyasko, hepimiz biliyoruz bunu ama bazen de, hayatında aramaman hatta mümkünse düşünmemen gereken biri olduğunda, bir başkasına tutunmak ve kafanı dağıtmak için sabah akşam pek bir şey hissetmediğin biriyle ilgilenmek güzel geliyor işte. Sonunda farketmesen de yoruluyorsun, ilişkilerden soğuyorsun, hayal kırıklığıyla belki de umutsuzluğa kapılıyorsun ama bunları kaç kez yaşasan da mesaj flörtüne asla hayır diyemiyorsun...
Yani bu durumda, bence, Ağustos'ta aşk bildiğin mesajlıdır!
YORUMLAR