Down sendromu engel değil
Herkese iyi pazarlar, bu hafta Down sendromlu çocukları ele alacağım. Yazılarımın birçoğunda Down sendromlu çocuklardan bahsettim, çok da güzel tepkiler aldım, yine böyle bir yazı ile karşınızdayım. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Engelli Öğrenciler Koordinasyon Birimi ve YYÜ Engelli Öğrenci Topluluğu işbirliğiyle YYÜ'de '21 Mart Dünya Down Sendromu Günü' nedeniyle bir etkinlik düzenlendi.
YYÜ Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Demirel, Genel Sekreter Prof. Dr. Yusuf Uzun, İl Milli Eğitim Özel Eğitim'den sorumlu Şube Müdürü Şakir Sığınç, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Çelik, down sendromlu çocuklarlar ile aileleri ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan YYÜ Engelli Öğrenciler Koordinasyon Birimi Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Mengi, üniversitede yükseköğrenim gören engelli öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek ve uygun akademik ortamın hazırlanması için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Engelli Öğrenci Birimi'nin üniversitedeki engelli öğrencilere yönelik faaliyetlerini kesintiye uğratmadan sürdüreceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mengi bu tarz etkinliklerle engelli öğrencilerin sosyal-kültürel ortamlara daha çok girmesinin amaçlandığını belirterek şöyle konuştu:
"Bizler her zaman gönlümüzle tüm engelli kardeşlerimizin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla tüm Down Sendromlu bireylerin ve ailelerinin bu önemli günlerini yürekten kutluyorum. Onlar ki farklı din, dil, ırka mensup olsalar da onları aynı kılan tek bir kimlikleri vardır o da Down Sendromlu olmaktır. Bu kimliklerinin temelinde yatan asıl sebep 21. Kromozomlarının çift değil de üç tane olmasıdır. Kimilerine göre yeni doğan her 800 bebekten birinin, kimilerine göre ise yeni doğan her 691 bebekten birinin Down Sendromlu olduğu söylenir. Down Sendromu sadece insanlarda değil aynı zamanda hayvanlarda da görülmektedir. Down Sendromu, bütün insan ırklarında, farklı dini gruplarda ve farklı sosyo-ekonomi veya sosyo-kültürel çevrelerde görülmektedir.
Dünya genelinde 6 milyon bireyin, Türkiye'de ise rakamlar kesin olmasa da yaklaşık 100 bin civarı bireyin Down Sendromlu olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla bu tarz etkinliklerin, Down Sendromu konusunda toplumsal bilinç yaratmak açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda Down Sendromlu bireylere yönelik bakış açısını değiştirmek ve yaşamın her alanına entegre etmek için gerek toplumsal kurumlara gerekse bireylere büyük görevler düşmektedir. Her şeyden önce Down Sendromlu bireylere karşı geliştirilen ön yargı ve ayrımcılığı ortadan kaldırma ve onların sosyal yaşamda diğer insanlarla beraber izole edilmeden yaşamlarını sürdürme yükümlülüğümüz var. Aynı zamanda onları iyi tanıma ve iyi anlatma yükümlülüğümüz de var. Onlar ki ne marka takıntıları var, ne de mal-mülk, makam-mevki takıntısına sahipler. Onlar için asıl olan içinde bulundukları anı yaşamak, vasat bir yaşam sürmek ve ihtiyacı kadar tüketmektir. Dolayısıyla onların ne geçmişe dair üzüntüleri ne de geleceğe dair kaygı, korku, endişeleri vardır. Bu yüzden onlar bizlerden çok daha mutlu ve sevinçlidirler. Onlar kin gütmez, nefret nedir bilmezler. Yalan söylemeyi de başaramazlar. Planlı ve kasıtlı bir suçu, asla yapamazlar."
Mengi'nin ardından Engelli Öğrenciler Topluluğu adına Şemsettin Polat ve Cemil Kavut birer konuşma yaparken, down sendromlu çocukların aileleri adına ise Adnan Dağaynası duygusal bir konuşma yaptı. Gevaş Meslek Yüksek Okulu Müdürü ve Otizm Derneği Başkanı Doç. Dr. Erkan Düz'ün okuduğu şiirin ardından etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.
Herkese engelsiz bir hafta diliyorum...
YORUMLAR