MEB’in mağdur ettiklerinden misiniz?
TEOG sınav sonuçları açıklandı, 40 bin öğrenci isteği dışında imam hatip liselerine yerleştirildi. Bunlara Ermeni öğrenciler, Alevi öğrenciler de dahil edildi.
Bir sene içinde imam hatip liselerinin sayısı (halihazırdaki Anadolu liselerini dönüştürerek) yüzde 73 artınca geriye kalan Anadolu liselerinde kontenjan daraldı. Haliyle bir sürü öğrenci, tercihi başka olmasına, puanı tutmasına rağmen tercih ettiği okula değil, evinden kilometrelerce uzaktaki okullara yerleştirildi.
Temmuz sonunda okulöncesi eğitim kurumlarıyla ilgili bir değişiklik yapıldı. Buna göre devlete bağlı okulöncesi eğitim kurumlarında tam gün eğitim kaldırıldı. Çocuğunu okulöncesi eğitime başlatmak üzere olan bir sürü çalışan ebeveyn (neredeyse tamamı anne) ne yapacağını şaşırdı.
MEB Özel Okul Desteği diye bir uygulama başlatıldı, MEB’in belirlediği baĞzı özel okullara kayıt yaptırmak isteyen velilere destek verileceği söylendi. Hemen ardından telefonuma bir SMS düştü: ‘Okul ücretinin sadece 336 lirası sizden, gerisi devletten. En uygun bizim kolejimiz, bize gelin!’ Şimdi özel okullar öğrenci avında, baĞzı veliler ‘Çocuğumuz devlet desteğiyle özel okulda okuyacak’ diye sevinirken –ve bu özel okulların neyin nesi olduğunu, bu ‘devlet desteği’nin kimin cebinden çıktığı hakkında kafa yormazken- lavabosu akan, tuvaleti kokan, karda kışta yol kapanınca okuluna ulaşamayan binlerce devlet okulu öğrencisi üvey evlat muamelesi gördü. Türkiye’de öğrenci nüfusunun sadece yüzde 3’ünün özel okulda okuduğu düşünüldüğünde boşlanan devlet okullarının etkilediği öğrenci sayısını varın tahmin edin.
Bütün bunlara 4+4+4 devreye girdiğinden beri okula hazır olmadan başlatılmak zorunda kalan, ikinci dörtten sonra okuldan alınan/alınacak olan çocuk gelin-çocuk işçi sayısı eklenirse ortaya nasıl bir tablo çıkacak bilmiyorum ama düşündükçe benim nefesim daralıyor.
Ve bunlar işin sadece öğrenci/veli kısmı. Bir de işin eğitimci kısmı var ki ayrı dert. Atanamayan öğretmenler, görevinden alınan müdürler...
Sanılmasın ki bu ülkede eğitim daha önce güllük gülistanlıktı. Hayır, ne yazık ki eğitim hiçbir zaman siyaset olamadığı gibi her zaman siyaset aracı oldu. Haliyle hepimiz bir dönem şu ya da bu şekilde mağdur edildik. Kredili sistem geldi, sınav sistemi değişti, imam hatip liseleri kapatıldı... Hepimiz bir şekilde payımızı aldık.
Ancak böylesine geniş çaplı bir eğitim suçu belki de hiç görülmemişti. Ve gün geçmiyor ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın mağdur ettiği kitlelere yeni bir grup daha eklenmesin.
Bu sistemin giderek artan sayıda etkilediği gizli mağdurlar da var: Bütün bu olup bitenden kurtulmak için canını dişine takıp çalışan, gerekirse çocuğunun okul masraflarını karşılamak için ikinci bir çocuk yapmayan ve ne pahasına olursa olsun çocuğunu özel okula göndermek için uğraşanlar... Evet, özel okul bir kurtuluş, bir ‘arka kapı’ planı gibi görünüyor ve doğru, özel okullar bazı saçmalıklardan kurtarıyor insanı, ancak devletin vermesi gereken eğitim ve öğretimi, tercih ettiği için değil, sırf devlet bir iş düzgün yapmaktan aciz diye on binlerce liraya satın almak zorunda kalmak da mağduriyetin önde gideni değil midir?
Kısacası sevgili herkes, Türkiye’de doğup büyüyen ve eğitim sistemine kıyısından köşesinden giren her canlı mağduriyeti tadacaktır. Ama önce, ama sonra. Bir gün, mutlaka.
YORUMLAR