Cape Town’dan 45 dakikalık rüya gibi bir yolculuk... “Rüya gibi” diye tanımlamamın nedeni; Cape Town’dan yola çıktıktan sonra sırasıyla şehrin en gözde plajlarından Camps Bay, yerlilerinin kasabanın girişindeki tabelasıyla gurur duydukları Hout Bay, Chapman’s Peak ve bembeyaz kumsallarıyla göz kamaştırıcı birmanzara sunan Noordhoek Beach güzergâhı boyunca sürüp giden bitmesini istemediğiniz görüntüler.


Chapmans Peak’te koptuğunuz sahilden Noordhoek’te denize yeniden kavuşup Güney Afrika’nın en eski üç yerleşiminden biri olan Simon’s Town’a geldiğinizde ilk dikkatinizi çeken viktoryan tarzı yapılar oluyor. Simon’s Town, ana caddede sıralanan restoran, kafe ve pub’ları ile bir balıkçı kasabası izlenimi veriyor. Şehirde bir başka dikkat çeken manzara ise ağaçlar.


Şiddetli rüzgârın etkisiyle neredeyse 90 derecelik bir eğimle sıralanan ağaçlar, bölgenin sert iklimiyle ilgili ipucu veriyor. Simon’s Town’ın bir başka dikkat çeken özelliği ise günümüzde Güney Afrika’da pek az rastlanan beyaz nüfus yoğunluğu. Şehrin toplam nüfusunun yüzde 63’ünü beyazlar, yüzde 17’sini siyahlar, geri kalanını ise Asyalılar ve

Hindular oluşturuyor. Bir başka önemli ayrıntı da Güney Afrika’nın tek donanma üssünün 200 yıldır Simon’s Town’da konuşlanması. Simon’s Town adını şehrin ilk valisi Simon van der Stel’den alıyor.


THY, direkt uçuşlara başladığından beri Güney Afrika’nın başkentlerinden Cape Town, özellikle kışın bir hayli popüler bir destinasyon olarak dikkat çeker oldu.


Başta Ümit Burnu ve şarap bölgeleri ile 45 kilometre mesafedeki en eski yerleşim yerlerinden Simon’s Town, Cape Town’a gitmişken mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. İşte viktoryan tarzı mimarisi, balık lokantaları, pub’ları, küçük limanı ve penguenleriyle sürprizlerle dolu Simon’s Town.


Boulders Sahili ve penguenler

Sahile adını veren kayalar ve kıyıya vuran ağaç iriliğindeki bitkiler, bölgenin coğrafi yapısı hakkında fikir veriyor ama asıl bu sahili ünlü kılan penguenler. 1980’lerin ortasına kadar herhangi bir kuş türünün yaşamadığı sahilin kaderi insan eli değince değişmiş.


Ancak örneğine pek az rastladığmız şekilde bu kez insanoğlu doğanın canlanmasına katkıda bulunmuş. 1985’te 10 binlerce Güney Afrika pengueni Boulders Sahili ve kayalıklara yerleştirilmiş ve bu girişim şehrin ününe ün katmış. Afrika penguenleri Güney Afrika’da üç ayrı topluluk olarak yaşıyor, bunların arasındaki en önemli merkez Simon’s Town’da.


Siyah ayaklı penguenler olarak bilinen bu türün diğer özelliği de “eşek gibi” anırması! Ortalama 70 santim uzunluğunda, ağırlığı 2-5 kilo arasında değişen bu sevimli penguenler, cana yakınlıklarıyla nam salmışlar. Bir metreye kadar yanlarına yaklaşmanıza izin veriyorlar. Ancak acı haber soylarının tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya olmaları... 2000’li yılların başında, 200 bin olduğu söylenen penguenlerin popülasyonu 2010’da büyük bir hızla 55 bine düşmüş, bu hızla 15 yıl içerisinde soyları tükenebileceğinden koruma altına alınmışlar.


Afrika penguenlerinin bir de kötü huyu var. Anne-baba penguenler, açlıkla karşı karşıya kaldıklarında ya da kıtlık durumunda önce kendilerini düşünüp çocuklarını ölüme terk ediyor.


Haber: Levent Özçelik


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.