Rock müzik sanatçısı Ogün Sanlısoy, 11 Temmuz’da Dorock XL sahnesinde dinleyicileriyle buluşacak. Yeni çalışmalarının da müjdesini veren Sanlısoy’la solo kariyerini, Pentagram akustik projesini ve gelecek planlarını konuştuk


Salon dolmuş, içeride müziğimizi seven arkadaşlarımız bekliyor. Salonun enerjisi kulise geliyor. Bakıyorum herkeste bir heyecan var ve o heyecanın bitmemiş olması... ‘Haydi çıkıyoruz ve birazdan hep beraber olacağız’ motivasyonu. Hangi yaşa gelirsek gelelim 20 yaşındaki ilk sahne heyecanını ve adrenalini tutabiliyorsak içimizde, demek ki hâlâ bizde iş var diyorum.” Ogün Sanlısoy, Volkswagen Arena’daki ‘Pentagram Akustik’ konserinin coşkusunu böyle anlatıyor. Sanlısoy, sözlerini Pentagram heyecanıyla açınca sohbet de öylece akıyor.


‘Kayıtta gözlerimizin dolduğu anlar oldu’

Türkiye’nin köklü heavy metal gruplarından Pentagram, bu sene grubun 30. yılı anısına, grubun tarihinde yer almış müzisyenleri toplayarak bir akustik albüm yaptı. Albümde, grubun en sevilen parçaları akustik versiyonuyla yeniden yorumlandı. Sanlısoy, 4 sene önce ‘akustik bir albüm yapalım’ düşüncesiyle çıkılan serüveni şöyle anlatıyor: “4 yıl önce yola çıkıldı ama bir türlü hayata geçemedi. Zaman ilerledikçe baktılar ki 30’uncu yıla denk geliyor, “Eski dostlarımızı da çağırsak” diye ilerlediler. İlk bana geldiler. Murat İlkan ve Gökalp Ergen’le şarkı söyleme fikri beni heyecanlandırdı. Kayıt sırasında duygulandığımız, gözlerimizin dolduğu anlar oldu. 25 yıl önce söylediğimiz parçaları, çeyrek asır sonra kaydediyorduk. Gözümüzde anılar canlandı.”


‘İki albümlük materyal birikti’

Sanlısoy, ekibi dünyanın en büyük kulüplerinden Barcelona’ya benzetiyor: “Arka üçlüde Cenk Ünnü var, yanında Tarkan Gözübüyük, onun yanında Ozan Tügen. Orta sahada Hakan Utangaç, Metin Türkcan, Demir Demirkan. İleri üçlüde Murat İlkan, Gökalp Ergen ve ben varım.” Müziğimizin Barcelona’sı Pentagram’ı yakında İngiltere ve Avusturya’da konser verirken görebiliriz. Sanlısoy yeni solo albüm için çalışmalarına çoktan başlamış. “Son albümümün üzerinden 2 sene geçti. Çok materyal birikti. 2 parçanın ön hazırlığını yaptık. Mütevazı olmayacağım güzel parçalar var. Albüm, en iyi ihtimalle 2018’in başında biter” diyor. Albümlerinde çeşitli konulara değinen müzisyen, albüm yaparken özel olarak konu seçmediğini anlatıyor: “Albüm yaparken aşkla ilgili yazayım, sosyal bir konuya değineyim ya da siyasi bir şeyden bahsedeyim diye bakmıyorum. O an ne yaşıyorsak onu yazıyorum. Benim için de bir hatırlatıcı oluyor şarkılarım. Üretim aşamasındayken etrafımda ve iç dünyamda neler oluyosa onları dışa vuruyorum. Yine öyle olacak.”


“Kadıköy’e gitmeyi seviyorum’’

Sanlısoy şu aralar eskiden dinlediği müziklere dönüş yapmış. “Evde müzik dinleyeyim dediğim zaman, kendimi 17-18 yaşlarında çok keyif aldığım şarkıları açarken buluyorum” diyor. Deep Purple’dan Megadeth’e Slayer’dan BB King’e kadar dinliyor. Fikret Kızılok, Bülent Ortaçgil dinlediğinde gözünden kaçanlara tühleniyor. Çizim yapmayı seviyor Sanlısoy ve ileride bir odasını resim atölyesine dönüştürmeyi planlıyor. 50’li yaşlarda müziğe devam etmek istiyor ama görsel sanatlara ağırlık verecek.


Peki nelerde takılır?

Sanlısoy, dışarı çıktığında artık Kadıköy’ü tercih ediyor, İstiklal Caddesi’nden çoktan vazgeçmiş: “İstiklal Caddesi’nde bir enerji, heyecan vardı. Turistik olarak İstanbul’un en güzel vitriniydi. Şimdi ise önünüze bakmazsanız ayağınızı burkmadan İstiklal Caddesi’nin başından sonuna gidemezsiniz. Gönlüm ister ki Taksim eski haline kavuşsun.”


Röportaj: Mete Aker

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.