Harvard Üniversitesi’nde okurken politik eylemlerine kaynak bulmak için müziğe başlayan piyanist Thomas Lauderdale ve solist China ile birkaç öğrencinin 1994’te kurduğu Pink Martini, 10 yıldır Türkiye’de en çok sevilen yabancı gruplardan biri. Hemen her yıl ülkemizde 2-3 konser vermeleri de bunun en büyük kanıtı. En iyi şarkılarını topladıkları yeni albümleri “A Retrospective” vesilesiyle Avrupa turnesine çıkan grup, yarından itibaren Çeşme, Ankara ve İstanbul’da konser verecek. Öncesinde grubun kurucu üyesi, piyanisti, şarkı yazarı, sözcüsü, kısaca her şeyi Thomas Lauderdale sorularımızı e-posta ile yanıtladı. Türkiye’de neden bu kadar sevildiklerini de anlattı.


Pink Martini’nin en iyi şarkılarından bir albüm çıkardınız. Hangilerinin en iyi olduğuna nasıl karar verdiniz?

Bu konuda grup olarak demokratik bir yola başvurduğumuzu söyleyemem. Zira şarkıların tamamını ben seçtim. Yıllardır konserlerimizde dinleyicilerin hangi şarkıları sevdiğini gözlemliyorum. Onları en çok eğlendiren ve duygulandıran parçaları topladım.

Japonların meşhur şarkıcısı Saori Yuki’yle beraber yaptığınız “1969” Japonya’da en çok satan albüm oldu. Bu beraberlik kimin fikriydi?

Saori Yuki 40’ıncı sanat yılı konserine hazırlanırken ekibinden biri, şarkısı “Taya Tan”a yaptığımız yeni yorumu Youtube’da izlemiş. Saori Yuki de bayılmış. Hemen bize ulaştılar ve konserinde beraber sahneye çıkmamızı teklif ettiler. Sonra da “1969” projesi için çalışmaya başladık.

Türkiye’de bir konserde “Katibim” şarkısını söylemiştiniz. Yine benzer bir sürpriz var mı?

Bu sefer Belkıs Özener’in yorumladığı “Aşkın Bahardı” şarkısını dinleyecesiniz bizden.

Nereden duydunuz bu şarkıyı?

Türkiye’deki menajer şirketimiz Pasion Turca ekibi bize Belkıs Özener’in albümünü hediye etmişti. Bu sayede keşfettik. Bu tür şarkı sürprizlerinin devamı da olacaktır. Çünkü ekip olarak bu coğrafyadaki nostaljik şarkılara, özellikle Zeki Müren parçalarına bayılıyoruz.



Sizce Türkiye’de neden bu kadar çok seviliyorsunuz?

Müziğimiz size yakın geliyor. Eski moda pop ve nostaljiyi seviyorsunuz.



Peki siz gide gele ne kadar Türkleştiniz?

Her konser sonrası mutlaka bir kebap restoranında yemek yemeye gidiyoruz. Akabinde de dondurmalı irmik helvası... Hatta tatlının tarifini de aldık. Amerika’ya döndüğümüzde yaptık.



Nostaljik şarkıları yorumlamanız sizi gençlerden uzaklaştırıyor mu?

Nostalji dediğinizde aklınıza tozlu raflar, kasvet ve hüzün gelmesin. Kabul, müziğimiz geleneksel şarkıları kapsıyor. Yetişkin dinleyici profiline daha yakınız ama bir taraftan da umut ve neşe vaat eden enerjik bir yapımız var. Bu sayede gençleri de çekiyoruz. Konserlerimizde bu resmi çok net görebilirsiniz.



Türkiye’deki müzik kültürünün müziğinize bir katkısı olmuş mudur?

Türkiye’deki müzik kültürünün müziğinize bir katkısı olmuş mudur? Tabii ki. En büyük zevklerimizden biri başka kültürlerden müzisyenlerin şarkılarını dinlemek. Bu öyle bir zevk ki, hikâyesi güzel eski bir şarkıyı keşfetmek hazine bulmaya eşdeğer. Bir keresinde Türkiye’de yemek yerken çalan müzik çok ilgimi çekmişti. Hemen kim olduğunu sordum. Müzeyyen Senar’mış. Alın işte size yepyeni bir hazine..

.

Solistiniz Storm Large ekibe yeni katıldı. Yollarınız nasıl kesişti?

Storm da bizim gibi Portland’da yaşıyor. Onu gece kulüplerinden tanıyordum. Rock star yarışmasına katıldıktan sonra benimle birlikte bütün Amerika da tanımış oldu. Harika bir enerjisi var. Sayesinde Pink Martini’ye bir rock ruhu eklenmiş oldu.



Asıl solistiniz China bu duruma alınmadı mı?

Ayrıldığına dair dedikodular çıktı ama böyle bir şey yok. Ses tellerinden ciddi bir operasyon geçirdi ve dinlenmesi gerekiyor. Türkiye’ye gelemediği için hepimizi çok kıskandı.


Hazırlayan: Pınar Erbaş

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.