Türk Hava Yolları’yla uçmanın bir keyfi de Skylife Dergisi okumaktır. Vedat Başaran’ın yıllardır sürdürdüğü yemek kültürümüzü vurgulayan yazılardan mutlaka bir şeyler öğrenirim. Skylife’ın temmuz sayısının yemek sayfalarında, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ocak ayında başlattığı israfa vurgu yapan kampanyasından bahsediliyordu. Sloganı “Ekmeğini israf etme” olan, tam buğday ekmeği tüketmeyi teşvik eden bu kampanyayı ciddiye almalı, zira ülkemizde üretilen ekmeğin yüzde 12’si çöpe gidiyor!


Vedat Başaran’ın ekmeğe dair yazdıkları bana Dr. Ahmet Aydın ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’yla katıldığım “Doktorum” programını hatırlattı. Programın bizden sonraki konuğu Amerika’dan gelmiş çok başarılı bir göz doktoruydu. Hayretle şöyle diyordu: “Türk insanının ekmek yememesi, Amerikalıların patates yememesi gibi bir şey! Genlerimizde var, ekmeksiz doyamayız.” Doğrudur; Türk mutfağı ekmeksiz düşünülemez ama tüketeceğimiz kadar almak, kalan ve bayatlayan ekmeği değerlendirebilmek önemli. Bunun mutfak ve sonuç olarak da ülke ekonomisine katkısının olacağı kesin.


Dededen miras

Mutfak ekonomisine özen dededen kalan bir miras. Ama artık durum farklı. “Kızım buzdolabının kapağını açık tutma” diyen bir dede ya da kalan malzemelerden yaratıcı yemekler yapmayı iş edinmiş bir nine yok artık. Bayat ekmeklerden yapılan “papara”yı bilen ve keyifle yiyen çocuk da pek kalmadı. Acaba bu konu okullarda ders olarak mı işlenmeli? Biz Türkler; yere düşen minicik bir parçasını bile üç kere öpüp alnımıza koyduğumuza göre ekmeğin kültürümüzdeki yeri diğer besinlerden çok farklı ve özel. Hoş “O ekmeği bulamayanlar da var” diyerek zorla yedirilen çocukların ileride beslenme bozukluğu yaşadığı da artık uzmanlar tarafından kabul edilen bir gerçek.


Hal böyleyken ekmeğimize başka türlü sahip çıkmayı bilmeliyiz. Galeta ununu evimizde yapmalı, bayat ekmeği atmamak için mönüye köfte ve çerkez tavuğu gibi yemekler ilave etmeyi düşünmeliyiz. Dünkü ekmeği ıslatıp iyice sıktıktan sonra bol beyaz peynir ve toparlamak için biraz unla karıştırdıktan sonra kaşıkla pişirme kâğıdının üzerine kalınca dökerek fırınladığımızda ortaya çıkan sürpriz tada da minnet etmeliyiz. Bu arada o güzelim fırınlarımızı da korumalıyız. Seneler içinde “en iyi ekmek fırınları” listesine koydurmayı başardığımı düşündüğüm Büyükada’daki Altınbaşak, adayı sevmek için tek başına bile yeterli. Francalası, pidesi, çiçek ekmeği bambaşka. Üstelik bizim evin talaş böreği, suböreği de ne zaman istersek bu taş fırında pişiyor.


Tatlı Hayat’ın çekimleri için bayat ekmeğe ihtiyacım olduğunu duyduklarında, benden para almak istemediler. Bayat ekmeğin de ne denli değerli olduğunu hissettirmek için “Olmaz” dedim ve çok teşekkür ettim.


Tariflere gelince; Vedat Başaran’ın yazısının sonuna eklediği lezzetler bana gerçekten de küçüklüğümü hatırlattı. Bayram sonrası ülkece tüketimi bol geçen bir haftanın ardından bizim ailenin bayat ekmek tariflerini toparladım. Bu arada Vedat Bey’in poğaça tarifini de denemeyi ihmal etmedim. Arzu edenler Toprak Mahsulleri Ofisi’nin web sayfasında kampanyayla ilgili başka tarifler de bulabilir.


Missing converter: #haber#1015660#Papara tarifi için tıklayınız...#
Missing converter: #haber#1015661#Vişneli ekmek tarifi için tıklayınız...#

Haber: Selin Kutucular

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.